Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '14

 
Kategori
Futbol
 

Trabzon'da perşembenin gelişi çarşambadan belliydi!..

Trabzon'da perşembenin gelişi çarşambadan belliydi!..
 

Önceki yazımız, “ne”li sorular üzerine kuruluydu:

Aslında “ne”li sorularla ilgili yazılacaklar çoktu. “Roman” yazmamak için yazılacakları kısa tuttuk. O yazımızdan işte bir bölüm:

Ne deniyor?

Fenerbahçe’nin Rize’de konaklaması ortamı geriyor!.

Niye?

“Trabzon'un ne kadar medeni bir şehir olduğu biliniyor. Burada şampiyonluklar kaybedildiği zaman, şampiyonlukları çalan takımların dahil alkışladığına, hep beraber şahit olduk. Bu şehir böyle bir şehirdir. Onun için bu şehirde hiçbir zaman güvenlik sorunu yaşanmaz, şehre gelen insanların da ekstra bir güvenlik önlemi isteme hakları yok.”

İnandırıcı mı?

*****

Yaşananlar ortada, fazla söze gerek bırakmadı.

“Trabzon'un ne kadar medeni bir şehir olduğu biliniyor” denmesi doğrudur. Ama Avni Aker’e gelenlerin önemli bir bölümü, “medeni” olmaktan uzaktı. Bunu yaratan, o taraftarı "dolduruşa getiren" de, yöneticilerdir. 

Bir “çalınan şampiyonluklar”, bununla bağlantılı “kupa kupa da...” diye  tutturulmuş gidiyor!

Taraftara verecek bir şeyi olmayanlar, konumlarını korumak için futbol dışı, hamasi söylemlerle ayakta duracaklarını sanıyorlar.

“... şehre gelen insanların da ekstra bir güvenlik önlemi isteme hakları yok.” demenin ne kadar “boş laf” olduğu görüldü.

Bir kent, futbol adına bu kadar dile düşürülür mü?

Yazık!..

******

Maç başlar başlamaz, neler olacağı belli olmuştu.

Maç ikide bir durdu. Bülent Yıldırım da, maçı oynatmak için direndi durdu. Baktı olmayacak, 45+10’da maçı tatil etmek zorunda kaldı.

O dakikaya kadar, maçın nasıl oynatıldığına gel de şaşırma!.

Caner, korner atacak, tribünlerden taş atılıyor.

Caner ne yapsın?

Geri çekiliyor. Bu durumda korner atmamak suçmuş gibi, kimi Trabzonsporlu futbolcular geliyor, Caner’i korner atmaya zorluyorlar.

Volkan Demirel’e, koruduğu kalede rahat yok. Bir yandan taş, kapı kolu, bir yandan ses/ sis bombası atılıyor. Maç öncesi, ısınma sırasında da Volkan'a yapılanlar, maç içindekilerden farksız değil.

Emenike 23. dakikada gol atınca, sevinen Volkan, “provokatör” ilan ediliyor!

*****

Stat dışında yolu açmak, taraftarı dağıtmak, sakinleştirmek görevi, kaleci Onur Kıvrak’a düşmüş!

Polis, ne yapıyor?

Başka yerlerde, o “destan yazan” polis, Onur’dan medet umuyor!

Trabzon'u temsil ettiklerini sananlar, saldırı için bekleyenler, şımarmasın da ne yapsın?

Yöneticiler, özellikle taraftar üzerinde etkili olması gereken başkan nerede?

Onur, taraftara sesleniyor:

“Bizim formamız temiz, siz de bu temiz formaya uygun davranın!”

“Bu olay için ölene kadar savaşacağız! Ama şimdi değil.”

“Olay” denen, ne ola ki?

Görülüyor ki, kimse görevini yapmıyor.

"Üstüne vazife olmayan" işlere karışmak ya da sokulmak niye?

Onur,  “devlet” adına bir görev üstleniyor!

*****

Trabzonspor Başkanı "Cezamız neyse çekmeye razıyız” demiş.

Bunu demek yetmez, gereği yapmak gerekir.

Yapar mı?

Sorumluluğu başkalarına atan bir yöneticinin ağzından dökülen şu garip cümleye ne demeli?

“TFF, bir açıklama yapsaydı, buradaki gerilimi azaltabilirdi.”

(TFF’den beklenene ne?

Kupa Trabzonspor’a verilecek açıklaması...

Yöneticinin bakışı, mantığı bu olunca, gel de dolduruşa gelen taraftara kız!

Kızamazsın!)

******

Fenerbahçe, Trabzon’a maça gitmişti.

Ama görüldü ki, Avni Aker’i dolduranlar, maç seyretmeye değil, maçın oynanmasını engellemeye gelmişler. Yapılanlar, aklı başında insanların yapacağı iş değil. Rakip takım taraftarının bulunmadığı bir yerde bunlar yapılıyorsa, suçlunun nerede aranması gerektiği açıkça anlaşılıyor. Kendini aklamak için, bahanelerin arkasına sığınarak, "suçlu" yaratmak boşuna çabadır.

Taraftarın, takımına zarar vermek gibi görev olmamalı!.

Maç öncesi söylenenlerin hiç de inandırıcı olmadığı anlaşıldı.

(Geçen hafta, Fenerbahçe maçında cezalı duruma düşülür kokusuyla, Konya'daki maça taraftar alınmasın diye karar çıkartanlar, acaba pişman olmuşlar mıdır? 

Avni Aker tribünlerini keşke kadınlar ve çocuklar doldursaydı, bunlar olmasaydı.

Yazık!.)

Son söz:

"Fenerbahçe'yi eli boş göndereceğiz" demek varken, “Fenerbahçe'nin şampiyon olmaması için elimizden geleni yapacağız.” demek, ortamı gerecek konuşmalar yapmak, futbol dışına çıkılacağının işareti olduğu için, suçluyu başka yerlerde aramak, hedef saptırmaktır!.

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..