Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '13

 
Kategori
Futbol
 

Trabzonspor'da değişen ne? (“Kupa da kupa”dan “kupa anıtı”na gelmek!..)

Trabzonspor'da değişen ne? (“Kupa da kupa”dan “kupa anıtı”na gelmek!..)
 

“Trabzonspor başkanı konuşmaz icraat yapar.
Biz zamanında yeteri kadar konuştuk; artık
susma, icraat yapma zamanımız geldi.”


Sıranın “susma”ya, yani “icraat”a gelmiş olması, iki durumu anlatır:

Bugüne kadar çok konuştuk, bir şey elde edemedik.

Artık, boşa nefes tüketmeyecek, iş yapacağız.


Trabzonspor’un çiçeği burnunda başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun girişe aldığımız iki cümlesi, eski yönetime “ince” bir eleştiridir.

İbrahim Bey, "Bize hep kavgacı, ’Trabzonspor başkanı olursa aynı şeyleri yapar mı?’ diye yakıştırmalar yapılıyordu.” derken, “kavga” ile "mücadele”nin ayrımına işaret ediyor.

Bir “kupa kavgası” sürüp gidiyor. Fenerbahçe maçları öncesi ve sonrası sert demeçler, gürültü patırtı...

Söylenecek söz kalmayınca, “Kupa da kupa” ...

Seçime "Kupa gelecek, adalet tecelli edecek" sloganıyla gidildi: ama bunun seçilmede ne ölçüde etkili olduğunu bilemeyiz.

(“Bu kupayı İstanbul'da alacağız, oradan da üstü açık otobüsle kemençe horon ekibiyle boğaz köprüsünü istila edeceğiz. Horon eşliğinde otobüsle tüm Karadeniz şehirlerini dolaşa dolaşa o kupa, Trabzonspor müzesine gelecek.”)

İş bitince, Başkan İbrahim Bey’in, “kupa” konusunda farklı düşüncede olduğu anlaşıldı:

“Şampiyonluk kupasının nasıl Trabzon’a geleceğinin hukuki açıdan yön ve yöntemini biliyorum. Bugüne kadar, ‘O kupayı müzemize koyacağız’ diyordum. Ama...”

İbrahim Bey, bildiğini kendine saklamış; “kupayı getiren başkan” olarak tarihe geçmek istemiş anlaşılan. Yoksa, “hukuki açıdan yön ve yönetimi” Sadri Bey’e söyler, o da gereğini yerine getirirdi. Ama “Bugüne kadar o kupayı müzemize koyacağız” demesine karşın, başkan olunca, o bildiğini söylediği “hukuki açıdan yön ve yöntem”den vazgeçmiş.

Niye mi?

Arkadaş sözü dinlemiş.

Arkadaşı, “Kupa kirlenmiştir, müzemize yakışmaz” demiş; Trabzon’da sahilde “anıt” yapma önerisinde bulunmuş. Öneri, İbrahim Bey’in aklına yatmış; bunun gereğini yapacakmış.

“Kupa anıt”ına yazılacak da belli:

“Trabzonspor’un 2010-2011 yılında emek hırsızları tarafından çalınan kupasıdır.”?

*****

“Artık susma, icraat yapma zamanımız geldi.”

“İcraat”ın kapsamına neler girecektir?

Ekranlara telefonla bağlanmak ya da çıkmak, “susma”yla çelişse de, “icraat”ın kapsama alanına giriyor olmalı.

("Bahsettiğiniz kulübün başkanını, kendi camiası, bu kadar rezillikten sonra hala kulübün başında tutuyorsa, o kendi camiasının sorunudur. Bu benim sorunum değildir. Bu insan, sadece kupa çalmaktan ceza almadı, farklı farklı nedenlerden dolayı da yüz kızartıcı suçları var. Fenerbahçe gibi güzide bir kulübün başında durması o camianın ayıbıdır.”)

Görülüyor ki, “kupa da kupa”dan “kupa anıtı”na gelindi, ama...

Tartışma, eski yönetime de eleştiri yöneltildiğine göre, biteceğe benzemiyor.

("... şike sürecini yönetemedik. Bu işi sulandırmadan hakkı sahibine teslim etmek için çalışacağız. (...) şike sürecinde sürekli basında, ‘Kupamı verin’ diyerek bu hak aranmazdı. Kupa, Federasyon Tahkim Kurulu tarafından onaylanana kadar Trabzonspor’un etkin bir mücadelesi olmamıştır. Sadece taraftar tepkisini en aza indirmek için bazı açıklamalar yapılmıştır.")

İşler kötü gidince, asıl eleştiri, “sözünde durmamak”la ilgili olacaktır.

*****

Değişen ne?

Doğru olanı, bekleyip görmek!

Değişimesi gereken ne olmalı?

"Siyasetin dil"ine özenen "futbol dili"nin, "sporun ruhu"na uygun bir "dil"i benimsemesi...

Sözümüzün hangi "Büyükler"e olduğunu söylemeye gerek var mı?

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com


 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..