- Kategori
- Sağlıklı Yaşam
TÜKENMİŞLİK SENDROMU, KALP DAMARLARINI DA TÜKETİYOR!
TÜKENMİŞLİK SENDROMU, KALP DAMARLARINI DA TÜKETİYOR!
İş hayatındaki yoğun stres ve psikososyal risk faktörleri, ruh sağlığımızı olduğu kadar kalp damar sağlığımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Son günlerde birçok ünlüyle de gündeme oturan tükenmişlik sendorumu her iki cinsiyette de olmak üzere özellikle erkeklerin kalp damar sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.
Yoğun çalışma koşulları, başarma hırsı ve onun getirmiş olduğu başarısızlık korkusu, aşırı rekabetçi çalışma ortamı… Modern dünyanın sunduğu tüm bu stres faktörleri ruhumuzu olduğu kadar kalbimizi de yıpratıyor. Gelişmiş ülkelerin en yaygın sağlık sorunlarının başında gelen kalp damar hastalıkları ile modern yaşamın kabusu tükenmişlik sendromu arasında sıkı sıkıya bir ilişki bulunuyor. Kalp damarlarının tıkanmasına neden olan risk faktörlerinin önemli bir bölümü psikososyal nedenlerden kaynaklanıyor. Psikososyal risk faktörleri arasında düşük sosyoekonomik durum, sosyal izolasyon, iş ve aile hayatındaki stres, depresyon, anksiyete, tip D kişilik ve tükenmişlik sendromu yer almaktadır. 52 ülkede 15 bin 152 kalp krizi vakasının incelendiği bir bilimsel araştırmada, vakaların yüzde 35’inde psikososyal risk faktörlerinin sorumlu olduğu ortaya çıkarılmıştır.
Erkekler daha çok risk altında!
Kişinin çalışma hayatında kendisini aşırı yorgun, moralsiz ve huzursuz hissetme hali olarak özetlediğimiz tükenmişlik sendromu ile kalp damar sağlığı arasındaki ilişki, ilk kez 1987 yılında ortaya çıkarılmıştır. 12 bin 895 erkek ve kadının koroner kalp hastalıkları gelişiminin izlendiği ARIC çalışmasının 2010 yılında yayınlanan sonuçlarında, tükenmişlik sendromunun kalp damar hastalıkları ile çok yakın ilişki içinde olduğu açıklanmıştır. 2015 yılı içerisinde ise 19 bin 329 kişinin 1974 yılından itibaren takip grubuna kaydedilen 45 yıllık raporların yayınlandığı Kopenhag kalp çalışması sonuçları da oldukça dikkat çekiciydi. Yapılan çalışmada, tükenmişlik sendromunun özellikle erkeklerde kalp damar sağlığı için daha fazla risk faktörü oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte her iki cinsiyette de diğer tüm risk faktörlerinden bağımsız olarak tükenmişlik sendromu, kalp damar hastalıklarının en önemli etkenidir.
Stresli iş ortamı, kalbinize zarar veriyor
İş hayatındaki çalışanların yaş skalasına bakıldığında karşımıza, 35 - 65 yaş grubu çıkıyor. Bu yaş grubunda, kariyerlerinin üst noktasında olan ve stres hormonlarının yüksek seyrettiği kişilerde kalp ve damar hastalıkları daha fazla görülüyor. Avrupa Kalp Cemiyeti’nin en son yayımladığı çalışmada, iş hayatındaki stresin ve getirmiş olduğu depresif ruh halinin kalp damar hastalıklarını önemli ölçüde tetiklediği ortaya çıkmıştır. Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerdeki kişilerdeki kalp damar hastalıklarının nedenleri incelendiği zaman karşımıza obezite, şeker, yüksek kolesterol ve sigara çıkmaktadır. Her ne kadar bu risk faktörleriyle savaşılsa da kalp damar hastalıkları hâlâ birinci sırada yer almaktadır. Buradaki en önemli etken ise psikososyal risk faktörlerinde artan görülme sıklığıdır. İş ortamında yaşanan stres ile hareketsiz yaşam ve obezite gibi faktörler bir araya geldiğinde kalp hastalıklarına yakalanma riskimiz önemli ölçüde artmaktadır. Bu sebeple, kalp damar hastalığı riskini azaltmak isteyen herkese, düzenli bir beslenme programı izlemelerini, egzersiz yapmayı alışkanlık haline getirmelerini, stresi kalp sağlığına zarar vermeyecek hale getirebilecek yöntemleri kullanmayı ve sigarayı bırakmalarını tavsiye ediyorum.