- Kategori
- Güncel
Tükrük
Hoş bir kelime değil ancak, ne yapalım kullanmak durumunda kaldım.
Başbakanımız dedi ki, “yeminlerini edecekler, tükürdüklerini yalayacaklar”
Yeminler edildi edilmesine de, tükürülen yalandı mı. (Başbakan dün kalkıp bunu ima etmese yazmayacaktım aslında)
Başbakanımıza göre yalandı! Muhalefete göre istediklerini aldılar.
Peki bize göre…
Ben Kemal Kılıçdıroğlu’nun yaptığı açıklamayı dinlemiştim.
Kısa ve öz. “söz versin yeter” diyordu. Ne için? Başbakanımıza göre nasıl o şekilde anladığını çözemiyorum. Tutukluların salıverilmesi…
Oysa her aklı başında insan bir hukuk devletinde bir Başbakanın tutukluluk halinin devamına karar vermeyeceğini bilir.
Ancak saptırır, bırakın milletvekili seçilmişliğini bir insanın en insancıl hakkı olan özgürlüğü üzerinde kelime oyunlarına girişir…
Alaya alır… Malzeme yapar.
Birileri de sadece benim tarafımda diye alkış tutar. Yazık ki ne yazık.
Oysa doğru bir tane.
Bir tarafta üç yıldır tutuklu birileri var ve delillerin toplanamadığı! Delilleri karartabilecekleri! Kuşkusuyla hala tutuklular. Diğer tarafta, geçmişte vekil seçildiler diye davul zurnayla çıkan terörist örneği var.
Bir de belki unutuldu ancak, “Kamu Vicdanı” diye bir şey var.
Ayıp var, günah var.
Terörist olduğu mahkemece hükme bağlanmış biri için çıkıp ta “ben kefilim” diyebilen Başbakanımızın sanıyorum söyleyebileceği en son söz, “benim mahkemelere müdahale etmem söz konusu olamaz” olmalı.
Farkında değil sanırım, o mahkemeler ellerindeki kitapta yazanları uygulamanın dışında bir şey yapamaz. Şayet ortada bir garabet varsa, bu garebetin sahibi kanunu uygulayanlar değil, yapanlardır.
Neyse, tüm bunların üzerine konuya nokta koyacaksak, CHP söz istiyordu, imza aldı. Hem de Başbakanın onayladığı bir metne imza aldı.
Kelime oyunlarını silin yaşananlardan. Biri çirkin bir kelime kullandı. O yalamadı diğeri yalamadı.
E haliyle tükürüğü yalamak yine halka kaldı…