Türban meselesi ve yalanlar....

Ne zaman bir gündem boşluğu yaşasak, ne zaman bir nefes alsa toplum, hemen bir sis perdesi kaplıyor ülkeyi. Bıkmadan, yeniden ve bir kez daha yeniden...

Soruyorum, ne değişti de ılımlı bir rüzgar havası esti önce? Dost vari el uzatmalar, karşılıklı uyum mesajları... bu senaryo fazlasıyla ısıtılıp getirildi önümüze. Bir taraf kendisi bile inanmadığı mahalle baskısından tutar meseleyi irdeler, bir taraf kamusal alan da neymiş der göz boyar. Bir yalan makinası bağlasak meclise ilk oturumda iptal olur inanın. Biz millet olarak, bazı medya kuklaları aracılığıyla dozu arttırılarak habire göz önünde tutulan bu mesele için öff! püf ! demeye devam edelim, ülkenin altından olanca kirliliği ile pis sular akmaya devam ediyor.

Olan gençliğimize oluyor. Bir neslin gençliği ''kaç! ve tut! '' diyen sesin aynı ağızdan çıktığını öğrenmek için çok ağır bir bedel ödedi bu ülkede. Şimdi de aynı ses ''Aç! ve Ört! '' diyor karşılıklı iki tarafa. Bunun bedelini farkında bile olmadan kutuplaşmış bir sosyal ortamda dünyaya gelen ve anlamını bile bilmeden biribirlerine kin besleyen bir nesil öder UNUTMAYIN !!!!