Türbanı fesle taçlandırın!

Türban türban diye ortalığa çıkıp kimi siyasilerin desteği ile gündem yaratanlar nasıl muratlarına nail oldular ise; şimdi de cüppeliler, asalılar, fes takmak isteyenler yollara dökülsün ister misiniz? Velev ki çıktılar ne yapacaksınız? Ne kel'im ne siyasiyim, ben de üç hilali fes hastasıyım derse, neyi neye göre, nasıl yapacaksınız?

Devrim yasalarına mı aykırı? Evet aykırı...

Kılık kıyafet kanununa göre suç mu? Evet suç...

Son 20 yılda her hangi bir kovuşturma ile karşılaşmış mıdır? Hayır, hoş görü diye diye görmezden gelindi....

Geleneksel midir? Hayır... Osmanlı hakimiyetindeki Mısır, Fas, Cezayir gibi Kuzey Afrika ülke halklarının Osmanlıya şirin gözükmek için uydurdukları bir tarzdır. Günümüzde sadece bar, pavyon ve turistlik tesislerde Avrupalı turistleri eğlendirmek için takılan bir aksesuar olarak kullanılmaktadır.

Ama bunların hiç birisi, yakın gelecekte fesin de (hizmet veren- hizmet alan) kurumlarda takılamayacağı anlamına gelmemelidir. Nasıl ki; Devrim yasalarına ve laikliğe aykırı olmasına rağmen, 30 yıl önce türbanın TBMM 'de sayısal çoğunluğu bulunan belli görüşteki partiler tarafından bir kanun değişikliği yaparak Anayasa'ya konulmak istenmesi olası görülmediği gibi...

Türban için yapılan düzenlemelerden bahsedilirken hep; insan hakları, eğitim hakkı, özgürlük gibi içi tamamen boşaltılmış ve herkesin nalıncı keseri gibi kendine yonttuğu kavramlardan yola çıkılmıştır. Şimdi sormak lazım, asla gelenek ve göreneklerimizde olmayan tamamen dış kaynaklı ve belli bir siyasi görüşün dayatması olan türban konusunun dinimizle ne alakası var?

Cevabı basit. Dini söylemlerle kafa karıştırıp bu modanın öncülüğünü yapan yeşil sermayenin sponsorluğunda yükselen bir sömürü aracı. Bu anamızın, ebemizin taktığı baş örtüsüne hiç benzemiyor? Yoksa bazı dini kurallar insanların isteğine göre "şartlar gerektiği için" değişti de haberimiz olmadı mı?

Bakın, yeşil sermayenin türban konusunda ki en büyük yatırımcısı ve önde geleni TV. de ki söyleşisinde ne diyor?

Eğer türban yasası TBMM' ye sunulduğu gibi geçerse makbul olmazmış. Niye olmazmış bir bakalım?

Güya başını kapatanlar, başlarını kapattığı örtüyü "çene altında" bağlayacaklar ya! Bunun için de çarşaf gibi örtülere gerek kalmayacak, bu iş 70*70 cm.lik bir eşarpla halledilebilecek. Oysa, adam diyor ki bu makbul değil, ebat küçük olduğu için kadının boynu görülebilir. Bahaneye bakarmısınız?

E nasıl olmalıymış peki?

Bu günkü takılan örtüler makbul olurmuş, şöyle iki kişilik çarşaf boyunda olanlardan.

Niye?

Mazallah ölçüler değişirse adam altın yumurtlayan tavuktan olacak! Elinde milyon dolarlık stok var nasıl tüketecek zannediyorsunuz?