- Kategori
- Spor
Türk atletizmi ve doping

Gün geçtikçe gelişen ve yenilenen doping kontrol yöntemleri sayesinde, bir çok branşta uluslararası başarı kazanan sporcularımızın doping testlerinin sonuçları pozitif çıkmaya başladı.
Türk sporundaki doping yağmuru atletizmde de devam ediyor. Atletizmde uluslararası müsabakalarda madalya alan milli sporcuların neredeyse tamamı dopingli çıktı. Süreyya Ayhan' la başlayan doping furyası daha sonraki yıllarda kamuoyu tarafından yakından tanınan atletlerle devam etti. Olimpiyat üçüncüsü Eşref Apak, Dünya üçüncüsü Karin Melis Mey, 2010 ve 2012 yılları Avrupa Şampiyonu Nevin Yanıt, Avrupa Şampiyonu, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonaları ikincisi Elvan Abeylegesse ve son olarak da Aslı Çakır Alptekin. Liste uzayıp gidiyor. 2012 Londra Olimpiyatlarında altın madalya kazanarak tüm dünyanın dikkatini çeken Aslı Çakır Alptekin, bu yarışmada doping yaptığı için 8 yıl men cezası aldı. Aslı Çakır Alptekin, 2004 Dünya Gençler Şampiyonasında da doping yaptığı için 2 yıl men cezası almıştı. Aslı' nın 2012 yılında Olimpiyat şampiyonu olduktan sonra hiç bir müsabakaya katılmamış olması da ilginç bu arada. Form düzeyini Olimpiyat şampiyonu olacak seviyeye yükselttikten sonra müsabakalara katılmaması akla soru işaretlerini getirmişti.
Bu kadar çok dopingli sporcumuzun ortaya çıkmasında, yeni doping kontrol yöntemlerinin yanında, devletin uyguladığı ödül yönetmeliğinin de büyük payı var. Uluslararası müsabakalarda madalya kazanan sporculara dağıtılan büyük ödüller, federasyon başkanlarının ve yöneticilerin sporcuları başarıya neredeyse zorlamaları, sporcuları dopinge yöneltiyor maalesef. Sporcular ve antrenörleri madalya kazanmak için yoğun antrenman yaparken, bir yandan da doping ve doping silici ilaçları takip ediyorlar. Nasıl olursa olsun başarı gelsin zihniyetinin sonucudur bu yaşananlar.