Türk futbolu neden aceleci?

Halk olarak herşeyde olduğu gibi, futbolumuzda da aceleciyiz. Başarıyı hemen gelsin istiyoruz. Düzenin hemen değişmesini istiyoruz. Bunlar, Türk Futbolu adına çok yanlış şeyler. Takıma bir oyuncu alındığında, ondan hemen yüksek performans bekliyoruz. Bir başkan takımın başına geçtiğinde, hemen yenilik istiyoruz. Yeni bir antrenör geldiğinde, hemen şampiyonluk gelsin istiyoruz. Peki, biz neden bunu yapıyoruz?

Bunun tabiki de tek bir sebebi var. Başarıya olan açlık. Takımlarımızın başarısızlıklarına artık tahammül edemiyoruz. Her sezon şampiyon olmak bizi tatmin etmiyor. Zaten şampiyonluklar, Avrupa'ya açılan kapı olduğu için bu kadar çok isteniyor. Artık Türk seyircisi, taraftarı olduğu takımı Avrupa'da görmek istiyor.

Ama bilmediğimiz birşey var. Başarı birden gelmez. Gelirse adı başarı değil, tesadüf olur. Takımın başına bir antrenör getiriliyorsa, Bu antrenör genç bir antrenörse, ona şans ve zaman verilmeli. Şayet bunu yapmazsak, her sezona yeni hoca ile başlarız. Bir düşünün, Alex Ferguson kaç yıldır Manchester United'in başında? Ya da Arsene Wenger Arsenal'de kaçıncı yılını doldurdu? Başarı hemen gelmedi elbette. Ama istikrar geldi. Buda başarının kapısını açtı. Bu gün Bülent Korkmaz'a yapılan geçmişte Ertuğrul Sağlam'a yapıldı, ondan önce Rıdvan Dilmen'e yapıldı. Bu gün, herhangi bir takımımızın başına dünyanın en iyi teknik drektörünü getirseler, adamdan ertesi gün Brezilya futbolu oynatmasını bekleriz. Biz sabırsız bir milletiz.

Teknik direktörlerimizin, özelliklede genç olanların arkasında durmalıyız. Büyük takımlarımızın başına getirmeden önce, çok düşünmeliyiz. Getirdiysek bile, Hemen başarı beklememeliyiz. Gerçekçi olmalıyız.