- Kategori
- İlişkiler
Türk Kadınları ve Erkekleri hakkında
Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kadın ve erkeklerin hem karşı cinsi hem de kendi cinslerini yaşları ne olursa olsun yeteri kadar iyi tanımadıkları, önyargılı oldukları, güvenmedikleri ve yeteri kadar sağlıklı ilişki kuramadıkları bilinir. Hatta yüksek eğitim görmüş ve kariyer sahibi olan birçok kadın ve erkek bu konuda irrasyonel inançlar ve yanlış bilgile...r taşıyor. Bu konuda çocuk yaştan beri ailede, okulda ve hayatta yanlış bilgilendirme çocukluktan başlayarak bazen ömür boyu karşı cins ve hemcinslerini tanımayan ve güvenmeyen insanlar yaratıyor. Sağlıklı ilişkilerin yolunun önyargılardan, hurafelerden arındırılmış bir bilinçlenmeden geçtiği kesin. İdealde bu bilinçlenme küçük yaşta başlamalı ama öğrenmenin yaşı yoktur atasözünde olduğu gibi yetişkin yaşta da bilinçlenmek yanlış fikirler taşımaktan çok daha faydalı. Bu yaştan sonra bilinçlensem ne olur bilinçlenmesem ne olur ? diyenlere cevabım deminki atasözüdür.
Türk yetişkinleri yazdıkları kitaplarla bu konuda bilinçlendiren Türk kadın yazarlarımız var. Hayat kitaplardan öğrenilmez diyenlere cevabım hayat bal gibi kitaplardan da öğrenilebilir sadece kişisel deneyimlerden değil. Bu konunun ayrıntısına burda girmeyip başka bir yazımda değineceğim. Bu konuda kitaplar ansiklopedik bilgi vererek te bilinçlendirebilir geniş araştırmalar sonucunda gerçeğe uygun romanlar yolu ile de.
Birçok değerli yazarımız arasından son zamanlarda bu konuda kitaplarını okuduğum iki tanesinden bahsedeceğim. Her ikisi de yüzlerce Türk kadın ve erkekle yaptıkları görüşmeler sonucunda edindikleri bilgilere dayanarak gerçek hayat hikayelerinden esinlenen roman yöntemini seçmişler. Elbette yazdıkları herşeyle aynı görüşte olmak zorunda değiliz ben şahsen değilim ama gene de yanlış bilgileri yıkmaya önemli katkıları var : 1 ) Seda Kaya Güler'in yazdığı Kıpkırmızı adlı piyasaya yeni çıkan kitabı, şehirli, orta sınıf Türk Kadınlarının sosyal, evlilik ve cinsel yaşamlarını gerçek hikayelerden yola çıkarak çok güzel bir roman olarak anlatıyor. Şehirli, orta sınıf Türk kadınları özellikle cinsel istek, duygu ve hayatlarıyla ilgili toplumda yaygın olan birçok inancın yanlış olduğunu kadınların hayatlarından kesitlerle gösteriyor. Bu konuyu çok iyi incelemiş olan bir Türk kadınının anlatması inandırıcılığını artırıyor. 2) Başka bir yazar olan Seda Diker’in Aslında Giden Erkek Yoktur adlı kitabı da şehirli Türk Orta sınıfının konu alıyor. Üç kadının ayrı ayrı başından geçenleri anlatmanın yanısıra kadın erkek ilişkilerini tarihi, mitolojik, dini ve psikolojik yönden inceliyor ve romanlarında sorun yaşayanlardan çıkardığı derslerle nasihat veriyor. Aslında her üç hikayesindeki kişiler kendisine terapiye gelmiş olan kadınlar tabiki isimleri değiştirilmiş. Nasihatın özünde içsel değişim var.
Bu kitapları okumak için sorunlu kişiler olmak şart değil. “ Benim bu kitapları okumaya ve hayatı kitaplardan öğrenmeye ihtiyacım yok. Ben zaten kadınları da erkekleri de çok iyi tanırım.” diyenler aslında en çok okumaya ihtiyacı olanlardır. Ne yazık ki okusalar da fayda görmezler, çünkü aşağılık komplekslerini örtmeye çalışan kendini beğenmişlikleri bilinçlenmelerinin önündeki en büyük engeldir. Bu konuyu hakikaten çok iyi biliyor ve hayatımızda uyguluyorsak dahi okumak bildiklerimizin teyidi olur. Ama önyargıların ve sağlıksız kadın erkek ilişkilerinin bu kadar yaygın olduğu bir toplumda bence bu ve benzer araştırmalardan faydalanması gereken çok kişi var.
Rasih Bensan 15 Haziran 2012