- Kategori
- Futbol
Türk milli takımı Norveç’ te sırat köprüsünden geçti

Futbol böyle birşey işte, “pamuk ipliğine bağlı yaşamlar” deriz ya, işte futbol da seyir zevki, amacı, kazanması ve kaybetmesi nekadar çok plan ve proğram yapılsa da, bir yerde Pamuk ipliğine Teknik Direktörün, futbolcunun kaderi..
Cumartesi akşamıda kaybetmek, yada kazanmak bizim Milli Takımımız, Fatih Terim ve futbolcular içinde öyleydi. Çünkü kaybettiğimizde ülke sporu olarak yitireceklerimiz ve haklı veya haksız medya tarafından yapılacak ağır eleştiriler, belki istifaya kadar gidecek bir yol. Ama yol Fatih Terim ve futbolcular için daha uzun, Çarşamba günü kazanılacak Bosna-Hersek maçı ile Avrupanın yolu uzun olacak. Daha yapılacak çok iş var, ve bu hedef doğrultusun da yapılması gerekenler aksatmadan yapılmalı..
Maçta tüm Milli Tutbolcuları ellerinden geleni yaparken, derslerini iyi çalışmışlardı. Gol yemelerine rağmen bozulmadan, topu yere indirerek, ve kaleye bol şut atarak, uzun Norveç’li futbolcuları etkisiz hale getirmeye çalıştılar ve bunda da başarılı oldular. Ama defans zaafımız yine göze çarptı, basit gol yedek..Ama dağılmadık, çünkü maça iyi hazırlanmış ay yıldızlılar, son saniyeye kadar maçı bırakmaya niyetli değillerdi ve nitekim Emre’nin uzaktan nefis golü Türkiye’yi umutlandırıken Norveç’li futbolcular ise telaşa, korkuya kapıldılar.Bu korku onların eceli oldu, Nihat attığı ikinci golle pamuk ipliğine bağlı futbolumuzun kaderini son maça tadışı, artık Avrupa Şampiyonası finallerine gitmemize bir maç kalıyordu.
Burda Fatih hocanın yaptığı hatalar veya yanlışlardan ziyade futbolcularına bir baba şevkati ile sahip çıkması, işte gerçekten takdir edilecek güzellikteydi, Yanlışlar kimine göre doğru olabilir, kimine görede tam tersi, ama burda esas amaç ülke çıkarları uğruna kazanılacak zaferlerin temelleri atılmalı, ama bizim Milli Takım başarılı başladığı maçlara, Yunanitan’ı orda 4-1 yediği maçtan sonra bir düşüşe geçti, burda birde Milli Takım daki bazı futbolcuların kendi takımlarında oynamıyor olmaları da sanırım sıkıntı yarattı.Ama yeni genç jenerasyon, takımlarında top oynayan gençler, formları iyi olduğunda oynatıldığında başarılı oluyorlar.
İşte gençlerimize fırsat verilmeli, yeni yetenekler sahalara sürülmeli ki Milli Takım başarılı olsun. Yanlız gözden kaçan bir konu, bizin futbolumuzda bri ekolun olmayışı, bir sistemin olmayışı bizi hep etkilemekte, başarılarımızı kalıcı değil, geçici yapmaktadır.
Dünya futbolunda saygın bir yer için kendi futbolcu yapımıza uygun bir sistemiimz olmalı ve tüm takımların en alttan en üst takaımlara kadar bu sistemde oynamaları geremektedir. Ayrıca her jenerasyonda yıldız futbolcular yetiştirlmesi için gerkli çalışmalr muhakkak yapılmalı, aksi takdirde futbolda yıldız futbolcu olmadığı zaman, seyir zevki ve ilgi azalmakta, bu sebeple her dönem, Lefter’er, Metin Oktay’lar, Cemil Turan’lar, Tanju Çolak’lar, Rıdvan Dilmen’ler, Hakan Şükür’ler yetiştirmek zorundayız.
Çarşamba günü işte Bosna-Hersek ile bir hesabımızı göreceğiz. Ordaki ilk maçtaki yenilgi ve bize sahada yapılan centilmenlik dışı hareketlerin biletini keseceğiz. Bunun başka yolu yok Norveç’igeçen Ay yıldızlı futbolcularımız aynı hırs ve azimle oynarlarsa sanırım bu işi bitireceğiz.
Seyirci de en son düdüğe kadar takımı desteklemeli, kesinlikle son düdüğe kadar Ali Samiyeni inletmeliyiz. İnanıyorum ki Türk seyircisi üstüne düşeni yapacaktır.
21/11/2007 Çarşamba gecesi,
Haydi Türkiye Finallere...