Türk tipi demokrasi/ Siyaset/ Başkanlık...

Milletvekili aday adayları "sade"leştirildi.

Geriye sadece adaylar kaldı.

Her partide 550 "sadeleştirilmiş" aday kolları sıvadı sandığa hazırlanıyor.

Ve şimdi söz millettedir.

Sandık, millete dönük yeni bir sadeleştirme mekanizmasıdır.

Seçmen, siyasi partiler tarafından seçilen 550'şer aday içinden sadece 550'sini seçecektir...

Böylece milletvekili adayları, TBMM"ne, seçile/süzüle ve de en önemlisi birkaç kez sadeleştirilerek milletin-vekili olarak gireceklerdir.

Girip, koltuklarına oturacaklar ve cami imamı onların nasıl bir kişi olduklarını cemaate sorana dek milletvekili [emekli] maaşı alacaklardır.

İmam soracak:

- Nasıl bilirdiniz?

Bizler yanıt vereceğiz:

- İyi bilirdik.

İşte bu noktada Tanrı'ya yalan söylememek için seçimi iyi yapmak gerekmektedir.

Ama gelin görün ki... İşler kitaplarda yazıldığı gibi değil.

Propaganda söylemleri, parti programları ve seçim bildirgeleri boyalı vitrin alanlarıdır.

Dükkânların içi ise, kir pas içinde!

Trafik hızlıdır:

Söylemlerde Vatan-Millet-Sakarya...

TGB Çanakkale'ye.

Özgürlükler çöp sepetine.

Ekonomi Kemal Derviş'e.

Ülke bölünmeye.

Cumhur'un başı Saray'a...

Ve milletvekili adayı olamamış binlerce milletvekili [aday] adayının bir kısmı cukka üretim merkezlerine murahhas aza atamasına; bakiyesi ise, evlerine/ işlerine... Marş/ Marş!

İşte Türk tipi demokrasinin yarattığı manzara budur.

Cumhurbaşkanı Türk tipi başkanlık sistemi olamaz mı, diye soruyor?

Sonra da kendisi yanıtlıyor:

- Neden olmasın?..

Ve ilave ediyor:

- Hem kendim için istiyorsam, namerdim...

İşte Türk tipi siyaset [de] budur.

Bizlerin görevi işte bu Türk tipi siyaseti "muasır medeniyet seviyesine" yükseltmektir.

Hemen ve şimdi...

Yani önümüze konacak ilk sandıkta.

@farukhaksal42

www.soruyusormak.com