- Kategori
- Dil Eğitimi
Türkçe Öğrenelim 3
METİNDE / DÜZYAZIDA ANLAM
Şiirden başka bir anlatım yolu olan düzyazı, dilbilgisi kurallarına göre paragraf, tümce ve sözcüklerden oluşan anlatım türlerine verilen genel addır.
Bu genel ad, metin / düzyazı, “şiirden düzyazıya geçiş düzyazının tiyatro türünde önem kazanmasıyla geçekleşmiştir.” (Cevat Çapan, Değişen Tiyatro)
Bizim yazınımıza da Tanzimat’tan sonra Batı kökenli düzyazı türleri girmiştir. Bu düzyazı türleri Türkçenin sözdizimi kuralları içinde işlenip geliştirildi.
Bunlar:
düşünsel
yazınsal
olmak üzere iki genel başlık altında toplanabilir:
Düşünsel türler:
Düzyazıda bir amaç için oluşturulan, bilgi veren gazete ve dergi yazıları olarak da adlandırılanlardır.
Bunlar:
makale,
deneme,
eleştiri,
köşe yazısı,
söyleşi,
gezi yazısıdır.
Bir de gerçek yaşam ve yaşantıdan kaynaklanan
anı,
günlük,
yaşam öyküsü,
gerçek özyaşam öyküsü,
mektup
türlerini sayabiliriz.
Yazınsal türler ise, gerçekleri düş gücüyle kurmaca bir dünyaya dönüştüren, duygusal, çağrışımsal anlatım özelliği taşıyan yazılardır.
Örneğin,
öykü,
roman,
masal,
dramatik türler,
şiir
olarak adlandırılabilir.
Şiir, tüm düzyazı türlerinin işlevini üstlenen insanın ilk anlatım yoludur. İnsanoğlu önce sesini geliştirerek onu bir araç gibi kullandı. İnsanoğlunun geliştirdiği, bir araç gibi kullandığı ses ilkel insanın şiiriydi.
Yazınsal ilk tür şiirdir. İlkel insandan bu yana gelişen bütün yazınsal türler şiirden doğup gelişmiş, şiir onların anası olmuştur. (Cristopher Caudwell, Yanılsama ve Gerçekçilik; George Thomson, Şiir Sanatı)
Metinde anlam konusu işlenirken şiirden doğan düzyazı türleri paragraf, tümce, sözcükte anlam boyutlarında ayrı ayrı ele alınmalıdır.
METNİ / DÜZYAZIYI OLUŞTURAN ÖĞELER
Konu:
Bir yazıda sözü edilen nesne, ele alınacak durum, anlatılan olay, açıklanan düşünce ya da çözümlenmek istenen sorun konu’dur.
Yazı neyin üzerinde duruyor, neden söz ediyorsa konu odur.
Örneğin,
“Damlaya damlaya göl olur.”
Atasözünde biriktirmenin gereği ve önemi üzerinde duruluyor.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban romanında İç Anadolu köylüsünün yaşamı ve Türk aydınının köylüyle olan çelişkileri işleniyor. Romanda yerine göre olay, nesne, sorunlar ele alınıyor.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Örneğin,
Orhan Pamuk’un Yeni Hayat adlı romanında okuduğu kitaptan etkilenerek yeni hayatın peşinden koşan bireyin öyküsü anlatılıyor.
İnci Aral’ın Yeni Yalan Zamanlar adlı romanındaysa çözülmenin, yozlaşmanın hızla yaşandığı bir ortamda kimliklerini yitiren insanlar, kimliklerini, yaşamı sorgulayarak çevrelerinde olup bitenleri adlandırmaya çalışıyor.
Yazarlar, konuyu okurlara kavratabilmek için sınırlandırırlar.Konunun sınırlandırılması şu noktaların belirlenmesiyle gerçekleşir:
1.Konu :
Bir düzyazıda ele alınan, üzerinde durulan
2. Görüş Açısı ( Bakış Açısı ):
Konuya hangi açıdan bakıldığını -olumlu, olumsuz- gösterir
3. Anadüşünce:
Okura kazandırılmak istenen temel düşünce
4. Yardımcı Düşünceler:
Anadüşünceyi destekleyen paragraflarda yer alır, her paragraf metin olarak değerlendirildiğinde de "giriş, sonuç" tümceleri arasında yer alan tümcelerdir.