- Kategori
- Dil Eğitimi
TÜRKÇEYİ KAVRAMAK
Bilge kişi Seneca, “Konuşma, insanın usunu diliyle kullanma sanatıdır.” diyor.
Konuşmacı, konuyu sunarken bilgisiyle, sesini etkili kullanmadaki becerisiyle sözlü anlatımı etkin kılar.
Sözlü anlatımdan ayrı olarak başvurduğumuz yazılı anlatımdaysa Türkçenin sözdizimine uygunluğumuz, konuyu uygun anlatım biçimleri,
–betimleme, öyküleme, tartışma, açıklama-
içinde yer alan anlatım yolları,
-düz, dolaylı, öznel, nesnel, dolaylama-
düşünceyi geliştirme yöntemleri,
-tanımlama, örneklendirme, karşılaştırma, tanık gösterme, benzetme, nesnel verilerden yararlanma-
yazım ve noktalama, ses olayları vb.
tümü yazılı anlatımın temelini oluşturmaktadır.
Bunlarsız yazılı anlatım olamaz.
Dilbilimci Noam Chomsky,
“Tüm bu yaratılar dilin yaratıcı özelliğiyle adlandırılır.”
diyor.
Başka bir söyleyişle anlatı,
“...onu oluşturan cümleler toplamından farklı, kendine özgü bir bütündür. Metin, dilin durağan bir birimi değil devingen bir sürecidir” **
Yani sınırsız bir anlatım elde edilir.
Zihnin karmaşık düzeni dille somutluk kazanır.
Türk dilcisi Kaşgarlı Mahmut, Divanü Lügat’it Türk adlı yapıtında,
“ Erdem başı til.”
derken kişinin dilini kullanmada ustalığı, dilin anlatma olanaklarını kullanabilme yetisi tüm bunlar birleştiğinde,
“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”
atasözündeki amaca ulaşılmış olunur.Yani anlatım gerçekleşir, karşımızdakiyle iletişimi kurmuş oluruz.
Ulus dilimiz Türkçeyle anlatımı kavradığımızda önce ulusal sınırlarımız içinde
ulusal dirliğimiz ve birliğimiz
için önemli bir adım atmış olacağız. Çünkü toplumumuzun
ortak anlaşma dili
Türkçe
bizleri yakınlaştırarak kolayca anlaşmamızı sağlayacaktır.