Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '14

 
Kategori
Kitap
 

Türkiye'de kitap okunuyor

Hayal gibi bir şeydi, ellerinde kitaplar genci yaşlısı dolaşan kişileri görmek… Şimdi hepsi gerçek oldu. Üstelik kitap okunma oranı az diye diretenlere inat edercesine. Görmeyenlere gösterip, duymayanlara duyurayım istedim.

Mesela, her sabah aynı dolmuşta yolculuk yaptığım bir bayan var, elinde mutlaka bir kitap olur ve gideceği yere kadar asla kafasını kitaptan kaldırmaz.

 Başka yolculara da rastladığım oluyor; kiminin elinde gazete, kimin elinde broşür… Eğer dolmuşta öğrenciler de varsa soru çözenlerini, kitap okuyanlarını görünce de şaşırmayın. Gençler sadece müzik dinler, yanındakilerle geyik muhabbeti yapar gibi şeyler neredeyse tarih oluyor.

Bir diğer örnek; benim annem kuaför ve bilinenin aksine orada dedikodu yapılmaz. Kapıdan içeri girdiğiniz an koyu bir sohbetle karşılaşırsınız. Ellerine çayları ya da kahveleri hepsi heyecanla okudukları kitaplardan bahsediyorlardır. Kimi tartışır, kimi kitap alış verişi yapar. Bayanlar kitap okumuyorlar anca dedikodu yapıp, günlerde göbek atıyor diyenlere inat.

Peki erkeklere ne demeli. Ansiklopedileri hatmetmişleri var. Ayaklı gazete gibi dolaşanlar, okudukları yazarları beğenmeyip eleştiren ve yahut okuduklarından örnekler verenlerin sayısı hiç de az değil.

Gereğinden fazla gençlere takmış vaziyetteyiz. Hiç oturup adam gibi onlarla sohbet ettiniz mi? Ben fazlasıyla sohbet ettim ve onlarla sohbet etmekten büyük keyif alıyorum. Okudukları kitapları, araştırdıkları konuları, inceledikleri ansiklopedileri duysanız dudağınız uçuklar. Hele bir de ilgi alanları varsa, o alanlarda ne çok şey bildiklerine şaşırıp kalırsınız.

Önceden en büyük zevkim kitapçılara girip, kitaplar arasında kaybolmaktı. Hele birde sinirli ya da üzgünsem… Kitapçıların sessizliği, sakinliği, o kitapların kokusu içime huzur verirdi. Fakat artık bunu yapamıyorum. Çünkü ne zaman kitapçıya gitsem kalabalık oluyor. Hatta çoğu zaman kendimi o kalabalığa söylenirken buluyorum. Tabi sonrasında gülüyorum. Küçük, büyük, genç yaşlı herkes orada… Birbirlerine tavsiyede bulunanları mı ararsın, kitapçıya sipariş vereni mi, annesine babasına bir kitap daha almak için yalvaranı mı?

Şimdi tüm bunları görüp birebir yaşayınca, Türkiye de kitap okunma oranının düşük olması gibi söylemler canımı sıkıyor. Neymiş efendim bilmem hangi ülkede yılda bir kişi bilmem kaç kitap okurken, bizde bilmem kaç kişi bir kitap okuyormuş.

Ben bunun doğruluğuna asla inanmıyorum. Biz de bir kişi bir kitap alırsa en az onu altı kişi okur. Kitap alış verişi denen olay belki o ülkelerde geçerli değil ama bizde geçerli. Hatta bizde şöyle yakınmalar duyarsınız:

- Falana kitap verdim çocuğu üzerine çay dökmüş,

- Falana kitap verdim parçalamış,

- Falana kitap verdim kaybetmiş,

- Falana kitap verdim üzerine yattı, kitabı geri getirmedi gibi…

Bir de korsan kitap satanların sayısının her geçen gün artması, yazarların isyan etmesi bu da görünmüyor gözlere?

Son olarak gençlerin internet tutkusuna takmışlar. Neymiş, gençler: ‘ her şeyi internetten buluyoruz kitap okumaya ne gerek var’ diyorlarmış.

Desinler, burada bir küçük ayrıntı gözden kaçırılıyor. Gençler bu sayede araştırma yeteneği kazanıyorlar. Üstelik yine okuyorlar.

Artık Türkiye de kitap okunma oranlarının tartışıldığını görmek feci halde canımı sıkıyor. Bunu tartışanlar ve yazanlar sanırım gözlerine at gözlüklerini takmışlar. Biraz çevrelerine duyarlı olsalar her şeyi fark edecekler.


 

 
Toplam blog
: 28
: 163
Kayıt tarihi
: 16.05.14
 
 

Yazmak heves, yazmak tutku... Sadece amatör yazar, İçinden geldiği gibi yazar... ..