Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '13

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Türkiye'de Psikolojik Danışman olmak

Türkiye'de Psikolojik Danışman olmak
 

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında çalışan eğitimcilerin ve danışmanların, görevlerinin, sosyal ve kültürel yapılarının, toplumsal çevre içindeki etki alanlarının, toplum ve birey üzerindeki etkilerini anlamak, Oçem’lerde görevlendirilen rehberlik öğretmenlerinin genel durumu hakkında araştırma yapmak, toplumsal ve bireysel olarak rehberlik servisinin etkilerini analiz etmek amacıyla; Antalya Ramazan- Hatice Savaş Otistik Çocuklar Eğitim ve İş Merkezi; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık servisi ile röportaj yapmaya karar verdim. Gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra artık röportajı gerçekleştirmek için her şey hazırdı… Şimdi gelin hep birlikte, ülkemizde nasıl bir psikolojik danışmanlık sürecinin olduğunu görelim. Keyifli okumalar…

 Merhaba öncelikle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim.

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık dediğimiz zaman neler düşünmek gerekiyor nedir ne değildir ve Oçem’de Rehber öğretmen olarak çalışmanın ne gibi farkları var?

Rehber öğretmen önleyici hizmet veren, problemleri önceden tespit edebilme imkânı olan bir tür yol gösterme ve yardımcı olma odaklı çalışan eğitimcidir.

Oçem’de ise diğer okullardan farklı olarak, özel çocuklarla çalıştığımız için dikkatli davranmak problemleri zamanında tespit edebilmek gibi önemli ayrıntılarla karşı karşıyayız.

Rehberlik Öğretmeninin genel olarak görevi nedir siz Oçem’de bu görevi ne kadar yerine getirebiliyorsunuz, özel çocuklarla bir arada olmak, çalışma hayatınızı zorlaştırabiliyor mu?

Oçem’de öğretmen olmak çok kolay değil, sadece rehberlik servisi için değil bütün öğretmenler için burada çalışmak çok özveri, fedakârlık ve sabır istiyor. Buradaki çocukların bir çoğu, konuşamıyor yani kendilerini ifade edemiyorlar. Oysa bir çocuk rehberlik servisine gelir ve öğrencinin anlattıklarının da etkisiyle beraber rehber öğretmenin yönlendirmesi ile bir sonuca ulasılmaya çalışılır. Burada bunu yapmak daha zor.

Peki, otizmli bir öğrencinin bir sıkıntısının olduğunu birşeyler anlatmaya çalıştığını nasıl anlıyorsunuz ?

Bunu verdiği tepkilerden, hareketlerinden veya her zamanki davranışlarıyla aynı olan/olmayan davranışlarından anlamaya çalışıyorsunuz.

Otizmli bir öğrenci, ailesi ile bir problem yaşıyor mesela babası tarafından dövülüyor veya annesi tarafından iyi bakılmıyor vs. Böyle bir durumu nasıl gözlersiniz nasıl haberiniz olur ve bununla ilgili görev ve yetki sınırlarınız dahilinde neler yapabilirsiniz ?

Güzel soru, öncelikle ifade durumu kısıtlı olduğu için bunu dil ile öğrenmek güç fakat hareketlerinden bir dayak olayının olup olmadığını anlayabiliyoruz, sınıfları gezdiğimiz veya bahçede gözlem yaptıgımız zamanlarda çocuk mesela kolunu tutuyor bakıyorsunuz morlukları var belli ki dövmüşler, bunu farkettiğimizde hemen ailesine haber veriyoruz, fakat ailenin buradaki bilinç düzeyi çok önemli, birçoğu bunu kabul etmiyor ve bizleri suçlayacak boyutavarabiliyorlar. Hiçbir aile evet ben cocugumu dövdüm diyemiyor. Görev sınırlarımız ancak, aile ile görüşmek ile kısıtlanıyor, ailenin doğru davranış modelini öğrenmesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz ama ailelerin bir çoğu eğitime oldukça kapalı oluyor çünkü,suçlu aramaktan eğitime sıra gelmiyor.

Bir hayli dolusunuz, Oçemde çalışma saatleriniz ve gününüzün nasıl geçtiği hakkında konuşabilir miyiz? Burada kaç öğrenci var, siz birebir eğitimlere giriyor musunuz? Doğrudan öğrencilerle bağınız nasıl oluyor?

Bütün rehberlik servisleri gibi burada da sabah saat 09.00’dan öğleden sonra saat 14.00’a kadar okulda oluyoruz, direk olarak doğrudan yani birebir eğitimlerimiz yok oçemde rehberlik servisi demek, aslında sıklıkla aile odaklı çalışmak demek. Biz burada, aileler ile dostluk kuruyoruz, otizmli çocukların aileleri çevreleri tarafından uzaklaştırılmış veya aileler kendilerini evlerine kapatmış oldukları için bir yalnızlaşma hali mevcut bu da anne babaları ister istemez depresyonun içine sürüklüyor. Biz ise burada daha çok, aile görüşmeleri ve ailelere yönelik eğitimler, seminerler üzerinde çalışıyoruz,tabiki öğrencilerimizin ihtiyaçları dogrultusunda calışmalarımız yönlendirmelerimiz oluyor. Bahçe saatleri içerisindebirlikte zaman geçirip gözlemler yaparak, psikolojik süreçlerini inceliyoruz,yolunda gitmeyen şeyler var mı bunları görmeye çalışıyoruz.

Türkiye’de pdr için şöyle bir algı var, rehberlik servisine gelen öğrenci,rahatsız bir öğrencidir veya öğretmenleri tarafından servise gönderilen öğrenci problemli bir öğrencidir, algı böyle olunca ister istemez rehberlik servisine her isteyen gidemez mi bunun bir sınırı mı var gibi bir soru geliyor akıllara sizce bir çıkış yolu var mı ?

Bu algı toplumsal olarak var tabi bunun olmasında normal okullardaki öğretmenlerin ve yöneticilerin, sanki bir ceza odasıymış gibi rehberlik servislerine gönderilen öğrenciler üzerinde oluşturdukları biralgı var, bir de toplum olarak bizim zaten psikolojik danışmanlara giden,gitmeyi düşünen bireylere karşı bir ön yargımız var. Ancak bu süreç, oçemde elbette farklı gelişiyor, burada zaten bir çok çocuk bunun bilincinde değil ve rehberlik servisi herkese kapıları açık olan bir yer, buraya öğretmenlerimiz çalışanlarımız ailelerimiz de geliyor. İlla problemli olmak gerekmiyor,yolunda giden şeylerin sürekliliğini sağlamak için de rehberlik servisleriyle görüşmeler yapılabilir.

Öğrencilerin uyum problemlerinde veya yaşadıkları öğrenme güçlüğü gibi problemlerde aileler ile iş birliği halinde olabiliyor musunuz? Bu durum çocugun gelişimi için, sizin tecrübelerinize göre faydalı bir durum mu yoksa okul içinde ailenin genel bir etkisi yok mu?

Aile ile işbirliği içinde olmak, otizmli bir çocuğun hem okul hem de ev içi genel karakteriyle ilgili olarak önemli bir yer tutar. Ama burada önemli olan,ailelerin bilinç seviyeleri, bu bilinç eğitim ile de orantılı birşey. Örneğin; henüz tuvalet eğitimi almamış olan bir otizmli öğrenci ile başımızdan geçen kısacık bir olaydan bahsedeyim; devlet otizmde tuvalet eğitimini tamamlamayan çocuklar için bez yardımı yapıyor bu yıllardır böyle, öyle aileler var ki bez ücretsiz olduğu için okulda verildiği için, çocugun bezini evde değiştirmiyor. Çocuk okulda giydirilen bez ile ertesi gün yeniden geliyor. Bu çocuğa işkencedir! Vicdansızlıktır! O çocuk kendini ifade edemiyor, konusamıyor diye böyle birşey yapmak anneliğe nasıl uyar! Bazı aileler çocuklarından çoktan vazgeçmişler ve buraya zaman geçsin diye gönderiyorlar. Böyle bilinçsiz aileler de var ve işbirliği kurmak güçleşiyor. Bizler öğretmeniz fakat aynı zamanda anneyiz burada o kadar farklı ve acı örneklerle karşılaşıyoruz ki...

Peki,Türkiye’de ki mevcut eğitim ve öğretim sistemleri kapsamında baktığımızda rehberlik servisleri gereken ilgiyi görüyor mu veya hakettiği gibi karşılanıyor mu?Diğer bir tabirle, mesleğinizi seviyor musunuz, memnun musunuz diye sorayım?

Bu soruyu şöyle düşünmek gerek, oçem gibi bir yerde rehber öğretmen olmak ile bir ilköğretim okulunda bir lisede rehber öğretmen olarak görev yapmak biraz farklı şeyler, evet mesleğimi seviyorum, isteyerek ve severek yapıyorum. Ancak rehberlik servisleri hala net olarak hakettiği değeri bulamıyor.

Son Olarak, çok yakın zamanda karşılaştığımız meb’de alan değişikliği ile ilgili ve alan dışı atamalar ile ilgili fikrinizi öğrenmek istiyorum. Bu durumları doğru buluyor musunuz?

Genel olarak bakıldığında alan değişikliği durumunu doğru bulmuyorum yine oçem üzerinden sorduğunuz için şöyle söyleyeyim; Oçemlerde ve özel eğitim merkezlerinde görevlendirilmek üzere sınıf öğretmenlerinin, zihinsel engelliler sınıf öğretmenliğine veya özel eğitim öğretmenliğine atandığını gördük; birçok sınıf öğretmeni şöyle düşündü, biz kendi sınıfımızda 40 çocuk ile başa çıkıyorduk burada 2 tanesiyle mi çalışamayacağım! Ve bir süre sonra bu düşüncenin yanlış olduğunu gördüler, sınıf öğretmenliği farklı bir şey zihinsel engelliler sınıf öğretmenliği ve özel eğitim öğretmenliği farklı şeyler. Ama tabi ki arada istisnalar olacaktır. Alan dışı atamalar ile ilgili olarak rehberlik servislerine atanan felsefe ve sosyoloji bölümü mezunu olup formasyon eğitimlerini tamamlamış öğretmen adaylarını söylüyorsanız bu da pek doğru olmayan bir uygulama bizler bunun tamamen eğitimini alarak yetişiyoruz. Ancak burada şunu belirtmek istiyorum ki, işini hakkıyla iyi yapacak felsefe-sosyoloji mezunu arkadaşlarımız olabileceği gibi mesleğinin ve diplomasının hakkını veremeyecek olan rehberlik ve psikolojik danışmanlık mezunu arkadaşlarımız da olabiliyor. Bu biraz, canı gönülden severek isteyerek ve idealist olarak çalışmak ile ilgili bir konu diye düşünüyorum.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim, eklemek istedikleriniz var mı, bizlere önerebileceğiniz şeyler var mı?

Keyifli bir konuşma oldu ben teşekkür ederim, bilinçlendirilmesi gereken bir toplum ve yüzlerce aile var el birliği ile birşeyler yapmak gerekiyor. Hepimize görevler düşüyor, siz gençlerin güzel işler yapmak gayretinde olduğunuzu görmek mutluluk verici. Kapılarımız her zaman açık, istediğiniz zaman buyurun gelin..?Tekrar teşekkür ederim.


 

“Dip Not : Bu görüşme Oçem Rehberlik Servisinde İki rehber öğretmen ile beraber gerçekleştirilmiştir. Rehber Öğretmen Banu Hanım, 15yılını bu mesleğe 8 yılını da Oçem’e vermiş olup, Rehber Öğretmen Derya Hanım; tecrübeli bir rehber öğretmen olup Oçem’e 2012 Eylül ayında atanmıştır. Konuşmalarımızın, oçem ve otizmli çocukların genel durumları hakkında yapılmış kısımlarında Banu Hanım, genel olarak Rehberlik servisi ile ilgili kısımlarında ise Derya Hanım sorularımıza yanıt vermiştir.
 

Her iki Rehber Öğretmenimize de canı gönülden teşekkür ederim. /

Sıla PAYLAR / Akdeniz Felsefe

  

 
Toplam blog
: 31
: 523
Kayıt tarihi
: 19.04.12
 
 

Psikoloji - Felsefe - Özel Eğitim - Rehberlik  " Tüm çocuklar gülsün diye, gökyüzünü Mavi'ye boya..