Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '16

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Türkiye’deki Kentsel Dönüşümle batı’daki Kentsel Dönüşüm arasındaki farklılıklar

Türkiye’deki Kentsel Dönüşümle batı’daki Kentsel Dönüşüm arasındaki farklılıklar
 

Kentsel Dönüşüm tam anlamıyla nedir? Avrupa’daki Kentsel Dönüşüm Kavramıyla, Türkiye’de son günlerde dillendirilen Kentsel Dönüşüm kavramı aynı anlamları taşıyorlar mı? Yoksa sadece eş anlamlı kelimelerden mi ibaretler? Bu yazıda kısaca Kentsel Dönüşümü ve bu kavramın Türkiye’de algılanan kısmını açıklamaya çalışacağım.

Kentsel Dönüşüm, yani 2012 yılında hazırlanan 6306 Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun genel adıdır. Kanunda Riskli Alanlar ve Riskli Yapılar tanımları yapılmış kamuoyunda Kentsel Dönüşüm olarak telaffuz edilmeye başlanmıştır. Deprem yönetmeliğinin 2007 yılında düzenlenerek inşaatların standartlarının belirlendiği göz önüne alındığında 2007 yılı ve öncesinde yapılan tüm yapılar risk altında olup Kentsel Dönüşümün alanı içerisine girmektedir.

Kentsel Dönüşümün tarihsel sürecine baktığımız zaman bölgelerde çıkış amaçlarının temelde dayanağı, sosyal hayat, insan yaşamı ve plan olsa da genelde ortaya çıkışını etkileyin çeşitli faktörler vardır. Bu faktörler Avrupa’daki kentsel dönüşümün ortaya çıkışı ve Türkiye’deki kentsel dönüşüm projelerinin ortaya çıkışı karşılaştırdığımızda ekonomik ve siyasi koşullar başta olmak üzere kültürel farklılıklar ve tarihte ön plana çıkmaktadır.

Dönüşüm; Yapısal mı? Kentsel mi?

Avrupa’daki Kentsel dönüşüm proje anlayışıyla Türkiye’deki kentsel dönüşüm proje anlayışı farklılıklar göstermektedir. Türkiye’de kentsel dönüşüm ‘yapısal dönüşüm’ olarak dar bir kavram içerisinde sınıflandırılmaya çalışılmakta ve sadece gecekondu alanlarını ya da belirli bölgelerin ıslah edilmesi şeklinde gerçekleştirilmektedir.

Günümüzde birçok Büyükşehir Belediyesi ve ilçe Belediyesi, Kentsel Dönüşüm faaliyetlerini devam ettirdiği görülüyor. Ada bazında ilçelerin, mahalleleri büyük kısımların oluşturduğu dönüşümlerin yanı sıra bireysel olarakta yapıların dönüştürülerek, yenilendiği ve depreme hazır hale getirildiği görülmektedir.

Kentsel Dönüşümün toplumdaki algısı, uygulayıcı konumda olan yöneticiler nezdinde aynı kavramları karşılamaktır. Kentsel Dönüşüm maalesef ülkemizin birçok yerinde sadece yapısal bir dönüşüm olarak algılanmaktadır. Bu algı dönüşüm sadece yapısal olarak kalmasına tam anlamıyla bir dönüşümün gerçekleşememesine neden olmaktadır.

Kentsel dönüşümün 1990 yıllardan itibaren konuşulmaya başlanması, 1999 Marmara Depremi ve Düzce Depremiyle birlikte gündeme gelerek öneminin artması, Avrupa’daki Kentsel Dönüşüm projelerinin incelenmesine ve Türkiye’de yerel ve ulusal anlamda geliştirilmeye çalışılmaya başlanmıştır. Bununla ilgili olarak büyükşehirlere Kentsel Dönüşümle ilgili yetki veren Kanunların düzenlemesi (5104 Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu, 6306 Sayılı Kanun), Kentsel Dönüşümü gecekondu alanlarının dönüşümü olmaktan çıkaran başlıca etmen olmuştur.  

Ülkemizde kentsel dönüşümle ilgili olarak bir diğer önemli konu ise “Kentsel Dönüşüm” anlayışının yapısal- fiziki olarak ele alınması hususu olmuştur. Kentsel dönüşüm, yol, altyapı, sosyal yaşamın sürdürebilirliği gibi konular göz ardı edilerek yapılması kentsel dönüşümde istenilen verimin tam anlamıyla alınamamasına neden olmaktadır. Kentsel dönüşüm sadece yapısal olarak değil, insanların yaşam alanlarının tümüyle ele alınabildiği zaman bir dönüşüm olarak nitelenebilir.

-

Sorularınız için: @SAMETSERBEST

 

 

 
Toplam blog
: 112
: 2756
Kayıt tarihi
: 15.09.09
 
 

Ülke meselelerine kafa yoran ulusal çıkarları korumaya çalışan düşünen bir genç. İlkelerim; Üstün..