Türkiye federasyona mı gidiyor?

29 Mart seçimleri yine AKP merkezli değerlendirildiğinden, seçimin başka verileri pek dikkate alınmıyor.

Belki de seçimle ilgili daha geniş ve aklı başında değerlendirmeler yapılması için, seçim sıcaklığının biraz daha geçmesini bekleyeceğiz.

Özellikle AKP'nin kaybettiği bir kaç puandan "hezimet" çıkararak rahatlamak isteyenler, DTP'nin doğuda aldığı oyların ne anlama geldiğini oturup düşünmek durumunda kalacaklar.

AKP gibi Türkiye dörtgeninin dört köşesinde varlığını isbat etmiş bir iktidar partisinin, "Kürt açılımı" diye adlandırılan adımları ve bölgeye yaptığı son derece önemli yatırımlara rağmen, DTP'nin Doğu illerinde sıçrama yapması, şapkaların önlere konularak düşünülmesi zamanının geldiğini gösterir.

Başbakan'ın "kimlik siyaseti" yapıyorlar diye, "kimlik sorunu" yaşayan halka şikayet ettiği DTP, bu siyaseti ile büyük başarı sağladı. Hem de sadece Doğu'da değil, ülkenin diğer büyük şehirlerinde de..

Bunca açılıma ve bunca hizmete rağmen Kürt halkı DTP diyorsa, gelecekte sivil siyasetin bazı şeylere hazır olması gerektiğine işaret ediyor.

Rahmetli Turgut Özal, siyasi görüş mesafesi oldukça uzun bir devlet adamıydı. Kendisi yıllar önce "federasyon" lafı ettiğinde, hepimiz hop oturup hop kalkmıştık.

Ama bugün gelinen noktada, belki de iş oraya doğru gidiyor. Türkiye Ankara merkezli, ulasalcı totaliter devlet yapılanmasından yumuşak bir federasyon yapısına geçmeyi düşünmeye başlamalıdır.

Merhum Özal'ı dinleyip bunu yıllar önce yapsaydık, aradan geçen yırmi yılda kaybettiklerimizi kaybetmeyecektik; candan ve maldan..

AKP'nin dini duyarlılığı, siyasi ve sosyal açılımları Kürt halkını cezbetmeye yetmiyorsa, başka hiç bir şey yetmez..

DTP'nin aldığı oylarla çok da uzun olmayacak bir vadede yeni siyasi açılımlar istemesi hiç kimseyi şaşırtmamalı... Bu isteklerin giderek federatif bir yapı arzusu olacağı asla sürpriz değil.

Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesi federal devlet şeklinde yapılanmış.. ABD'den Federal Almanya'ya kadar pek çok Batı ülkesi şöyle veya böyle federal hükumetlerle idare edilmektedir.

Bu yapının sadece Belçika'da sorunlu olduğunu, bunun dışında sorunsuz yaşandığını hepimiz biliyoruz.

Türkiye de yakın bir gelecekte bunu konuşmaya ve tartışmaya başlayacak gibi görünüyor.

Belki de bazı şeyler korktuğumuz kadar "korkunç" değildir.

29 Mart seçimleri asıl bu yönüyle değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.