- Kategori
- Sosyoloji
Türkiye kültür modeli arayışları- 2

Anadolu uygarlığından bir örnek...
Devamla...
Bundan önceki bloğumda, Cumhuriyet Dönemi'nde, Türkiye'deki "kültür modeli" arayışlarını konu etmiş ve bunlardan birisi olana "Orta Asyacı Kültür Modeli"ni açıklamaya çalışmıştım.
Bugünkü bloğumda da, bu kültür modellerinden bir diğeri olan "Anadolucu Kültür Modeli" ile ilgili özet bilgiler sunmaya çalışacağım.
NOT-1 : Her kültür modelini açıklarken, yeri geldiğinde Atatürk'e de atıf yaparak, O'nun düşüncelerine de yer vereceğim. Kültür modellerinin tanıtılması bittiğinde, yine Atatürk'ün bu konudaki düşüncelerini konu eden sonuç bir blog yazmaya çalışacağım.
Anadolucu Kültür Modeli...
Türk kültürünün kökenlerini Anadolu'da aramak gereğini savunan kültür modelidir.
Bu modele göre, "Türk kültürü; Anadolu toprakları üzerinde uygarlıklar kurmuş halkların, -Anadolu halklarının- oluşturdukları kültürlerin özümsenmesidir.(1)
Bu model, "temel nitelikleri, Batıcı ve hümanist olan Yunan'a dek uzanan insanlık birikiminin sonuçlarını, Anadolu toprağında bireşime ulaştırmak isteyen"(2) görüştür.
Atatürk'ün, "Anadolulu ecdadımız, Etilerden bugüne kadar türlü siyasi şekiller ve adlar almışlardır...Bugün, Türkiye'de yaşayan halk, bu eski kültür sahiplerinin torunlarıdır"(3) şeklindeki sözleri, Anadolucu kültür modeli yanlıları tarafından, kendi kültür modellerine destek olarak kullanılmıştır.
Atatürk'ün bu konuda, neden böyle düşündüğünü, daha önce Atatürk konusunda çokça yazdığım bazı bloglarımın bazılarında açıklamıştım. Yeri geldiği için yine özet bir açıklama yapmanın fazlalık olmayacağını düşünüyorum.
Aslında, Atatürk'ün yapmak istediği, yabancıların -özellikle de Avrupalıların- Türklerin barbar bir kavim olduğu ve hiçbir uygarlık eseri yaratmadıkları görüşü ile Türk toprakları üzerinde hak iddialarını çürütmekti.
Çünkü, Anadolu'nun Türkler tarafından fethedilmesi ve Türkiye diye bir ülke haline gelmesi, Avrupalılarca her zaman kavranamayacak, kabul edilemeyecek ve biraz da hazmedilemeyecek bir durum olarak görülmüştür.
Atatürk, yukarıdaki sözleri ile Türklerin, Anadolu'daki kültür ve uygarlığın haklı ve doğal mirasçısı olduğunu ortaya koymak istiyordu.
NOT-2 : Atatürk'ün, Anadolu'nun en eski ulusun Türk ulusu olduğunu söylemesi, bu döneme rastlar. Bakın, Atatürk, bu konuda ne diyor?
"Bir de şunu iyi bilmek lazımdır ki, kadim Etilerimiz, atalarımız bugünkü yurdumuzun ilk ve otokton sakini ve sahibi olmuşlardır. Burasını binlerce yıl evvel anayurdun yerine öz yurt yapmışlardır. Türklüğün merkezini Altaylardan Anadolu-Trakya'ya getirmişlerdir. Türk Cumhuriyeti'nin sarsılmaz temelleri bu öz yurdun çökmez kayalıklarındadır"(4)
Atatürk, bu sözleri, 1933 yılının Yılbaşı gecesi yapıyor. Bu yıllar, Avrupalıların, Türkleri kültür ve uygarlık konusunda küçümsedikleri yıllardır.
Bu tavır ya da düşünce, Türk unsurunu kaynağından soyutlamıyordu; aksine Orta Asya kaynaklı Türk unsurunu, yerel unsurlarla kaynaştırarak Türklerde, üzerinde yaşadıkları toprakların binlerce yıl öncesinden beri kendilerine ait olduğu bilincini yerleştirip, onlarda küklü bir vatan kavramı oluşturmak amacı taşıyordu.
Anadolucu kültür modeli, günümüzde Türk-Yunan kültür ortaklığından yola çıkan Türk-Yunan dostluğuna katkısı bulunan faaliyetlere de temel oluşturmaktadır.
NOT-3 : Anadolu'da yaşayan Rum asıllı insanların yarattığı ve büyük çoğunluğu Türk ezgilerini taşıyan "Rambetika" adlı müzik türü, bu kültür ortaklığının bir boyutunu göstermektedir. Bu müzik türü, Anadolu'da doğmuş ve Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türkiye'den göç eden Rumlar tarafından Yunanistan'a götürülmüşlerdir. Ancak, bunlar orada da yalnız bırakılmışlardır; yerli Yunan halkı da bu insanları pek kendinden saymamıştır.(5)
Bunların konu edildiği "Rambetika" filmi bu trajediyi işlemiştir.
cdenizkent
(1) Hilmi Yavuz, Kültür Üzerine, 1987, s.15
(2) Emre Kongar, Kültür Üzerine, 1989, s.199
(3) Ayşe Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, 1984, s.240
(4) M.Kemal Atatürk, Söylev ve Demeçler, Cilt II, s.308
(5) "Rambetika" adlı filmden.