Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '22

 
Kategori
Bilim
 

Türkiye'nin "jeopolitik" önemi

...VE DE "JEOPOLİTİK" HASSASİYETİ...

Önce, kısa bir açıklama

"Jeopolitik", Fransızca kökenli bir sözcüktür ve Türkiye'de de, genel olarak aynı adla alınır; ve de, "coğrafyanın politikaya etkisi" olarak adlandırılır.

"Jeopolitik", 20'nci Yüzyıldan bu yana bir bilim olarak tanındığı için, "devletlerin coğrafi özellikleriyle siyasetleri arasındaki ilişkileri inceleyen bir bilim"(1) olarak "siyasi ve askeri" literatüre geçmiştir.

Yani "devletlerin ve hükümetlerin", özellikle "dış siyasetlerini",  coğrafi konumlarının dayattırdığı istikamete yönlendirmeleri gerekir.

*

TÜRKİYE'NİN, JEOPOLİTİK ÖNEMİ VE HASSASİYETİ...

Türkiye, Avrupa(daha yakın konum ile Balkanlar), Asya(daha yakın konum ile Kafkaslar) ve Ortadoğu(daha yakın konum ile Suriye ve Irak) arasında ve de Doğu Akdeniz'de siyasi gerginliklerin, sıcak ve soğuk savaşların tam ortasında yer alan coğrafi konumu ile tarih boyunca dikkati çekmiş bir ülkedir.

Türkiye, bu coğrafi konumu ile, bu coğrafyada meydana gelecek gerginlikleri ve savaşları hem etkileyecek ve hem de onlardan etkilenecek bir özelliğe ve öneme sahiptir.

Türkiye'nin içinde bulunduğu bu coğrafyada sayısal ve teknik olarak güçlü bir ordu bulundurması da, "etkileyen" ve "etkilenen" jeopolitik özelliğinden ve öneminden kaynaklanmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, Misak-ı Milli'nin güney hudutlarını çizerken, bu jeopolitik hassasiyeti de düşünmüş ve bu nedenle de, bu sınırları, ülkenin uzaktan savunulmasını sağlayacak bir hattan geçirmiştir.

Çünkü, sınırlar çizilirken de, özellikle uzaktan savunmayı kolaylaştıracak şekilde "dağ, tepe ve akarsu" gibi coğrafi engel olabilecek hatlardan geçirilmesi, taktik bir kuraldır.

Türkiye'nin şu andaki güney hududuna baktığımızda açık bir arazi görürüz...Böyle bir arazi de,Türkiye'nin uzaktan savunulmasını zora sokar.

Dün, M. Kemal Atatürk'ün, çizdiği "Misak-ı Milli hududu"; bugünkü güney sınırlarımızın(Suriye ve Irak) hemen hemen 25-30 Km. güneyinden geçer.

Bugün, Suriye ve Irak'ta "PKK/PYD/YPG" ile yaptığımız mücadelenin nedeni de budur. Türkiye'nin güney sınırlarını, Atatürk'ün çizdiği Misak-ı Milli hudutlarına ulaştırmaktır.

Bu hudut, Atatürk'ün sözleri ile, şöyledir(2):

"Güney hududu, İskenderun güneyinden başlar. Halep Katıma arasından Cerablus köprüsüne uzanan bir hat ve doğu parçasında da Musul vilayeti, Süleymaniye ve Kerkük çevresi ve bu iki bölgeyi birbirine kalbeden(birleştiren, dönüştüren) hat.

Efendiler, bu hat sırf askeri düşünceler ile çizilmiş değildir, Hudud-u Millidir. Hudud-u Milli olarak tespit edilmştir."

*

NE DİYELİM?

Günümüzde, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu'nun siyasi gerginlikleri ve savaşları ortasında kalmış Türkiye'nin, bu karışık coğrafyada ayakta tutanabilmesi ve tutunabilmeye devam edebilmesinin en önemli hususun, coğrafi konumunun gerektirdiği jeopolitik özelliğini ve önemini çok iyi anlaması ve bunu akıllıca kullanmasıdır. Kullanıyor da...

Çünkü, jeopolitik konularda uzman olan askeri kanadın, devlete ve hükümete danışmanlık yaptığına eminim... 

Türkiye'nin, güncelimiz olan Suriye kunusuna da, bu açıdan bakması gerekiyor...Bakıyor da DİYELİM...

 

cdenizkent

 

------------------------ :

(1) "Jeopolitik", Büyük Larousseu Sözlük ve Ansiklopedisi, Cilt 12, Milliyet Yayınları, 1986

(2) M. Kemal Atatürk, Söylev ve Demeçler, Cilt-1 4.b. Ankara: İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayını, 1989, s.29

 

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..