Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '12

 
Kategori
Spor
 

Türkiye'nin altyapı mı yoksa üstyapı sorunu var?

Milli Takımın Avusturya karşısında aldığı 2-0’lık yenilgi futbolumuzla ilgili bize nasıl bir fikir vermeli sorusuna cevap arama konusunda gerçekten fazlasıyla bilinmezlerle doludur.

Neden?

Avusturya’nın ilk golünü atan oyuncu Veli Kavlak; Türk’tür; Beşiktaş’ta forma giyip giymeyeceği tartışma konusu yapılmaktadır. Ama izlediğimizde sahanın en iyileri arasında göründü.

İlk on biri oluşturan oyuncularımızın arasında olanlardan;

Ömer Toprak ve Sercan Sararer Almanya doğumlu ve orada top koşturuyor.

Hamit Altıntop, bu sene ligimize transfer oldu; ancak orijini Almanya.

Sonradan oyuna girenlerden; Mevlüt Erdinç, Nuri Şahin, Tunay Torun da Türkiye dışında doğmuş ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde futbol yaşantılarını sürdüren oyuncular.

Emre, Arda, Umut da ülkemizin ihraç ürünleri arasında olan futbolcularımız.

Mesut Özil, Almanya yerine Türkiye’yi de seçebilirdi ve bu kadronun içinde yer alması mümkündü.

Sonuç ne kadar değişirdi, bu konuda net bir şey söylemede güçlük çekiyorum.

O zaman kimin oynadığının çok fazla öneminin olmadığı bir yerdeyiz.

Açıkçası 1970’li yılların sonlarında ve 80’lerde izlediğim milli takımlardan çok farklı bir yerdeyiz, bu çok net ancak bir türlü belirleyici futbol oynayamıyoruz, rakiplerimize karşı skor anlamında üstünlük kuramıyoruz.

Avrupa Şampiyonası öncesinde oynadığımız hazırlık maçlarında biraz daha iyi göründük. Portekiz’i sahasında yendik ancak o karşılaşma bir grup eleme eşleşmesi olsaydı aynı sonuca ulaşıp ulaşamayacağımız belirsiz bir yerde duruyor.

2010 Dünya Kupası ve 2012 Avrupa Şampiyonası turnuvalarını izlerken futbol keyfi almanın ötesinde takımların ne yapıyor olduğuyla çok yakından ilgilenmiştim.

Bir kere takımların arasında çok belirgin futbol karakteri farkları vardı.

İspanya ve Hollanda aynı futbol yapısına, anlayışına sahip takımlar olmasına karşın Hollanda çok erken turnuvaya veda etti. Ancak ne oynuyor olduğunu net olarak bize gösterdi.

İspanya’yı konuşmaya bile gerek yok.

Bugün herkes Almanya’nın nasıl oynadığını anlatabilir.

İtalya bu turnuvada hücumu daha çok düşündü ama genel bildiğimiz anlayışın içinde kaldı.

Portekiz ve İngiltere çok dağınıklardı ve genel anlamda ne yapmak istediklerini anlayamamıştık.

Uzatmayalım, ne demek istediğim konusunda bir fikir verebildiğimi tahmin ediyorum.

Katıldığımız turnuvalarda rakip teknik adamlardan duyduğumuz bir şey vardı; “Türkiye’nin oyun yapısını çözmede zorluk çekiyorum.”

Aslında genel anlamda ne tür futbol oynuyoruz büyük bir ihtimalle biz de bilemiyoruz.

Hep oynamayı arzu ettiğimiz bir şey var; Almanlar gibi disiplinli, İspanyollar kadar bol paslı, İtalyanlar gibi savunması sağlam ve göze hoş gelen Brezilya tekniğine sahip bir futbol oynamak istiyoruz.

İsteyince, olmuyor; yetmiyor. Hayal kurunca yine olmuyor.

Çünkü bütün bunları gerçekleştirebilmek için hiçbir donanıma sahip değiliz. Hep konuşuyoruz; bu tek başına futbolcu yetiştirmekle bitmiyor.

Hep altyapıdan söz ediyoruz; üstyapımız çok düzgünmüş gibi.

Türkiye’nin temel sorunu altyapı olduğu kadar üstyapıdır da…

Sporumuzu taşıyacak spor adamlarının ve onların üreteceği fikir, düşünce, pratiklere o kadar ihtiyacımız var ki…

Futbolcular geliyor geçiyor, yorumcu oluyor, aynı şeyleri söylüyor, değişmiyor; teknik adamlar geliyor geçiyor, aynı şeyleri söylüyor, hiçbir şey değişmiyor.

Maç sırasında Yılmaz Vural’ın yaptığı yorumların içinde gelecek adına pratik ne tür yenilik vardı? Yılmaz Vural yerine o maçı bir başkası yorumluyor olsaydı farklı bir şeyler söyleyeceğine inanıyor muyuz?

Avusturya’da bütün bunlar var mıydı çok fazla fikir sahibi değilim ama en azından oynadıkları futbolu anlamış, idrak etmiş, biliyorlardı.

En net fark da buydu. Maçları kazanabiliriz ama bu farklı kapatamayız.

Umarım Abdullah Avcı’ya yeterli bir zaman verilir de ülkemizi 2016 yılına taşıyacak ne istediğini ve oynadığını bilen bir milli takım kurulur.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..