Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '15

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Tuvanam

Tuvanam
 

Tuvanam


"Yaşadığım hayatı biriktirmeyi çok seviyorum"

Önce harfler 
29 harfle başladı hikâyesi 
Harfler eksiliyor, çoğalıyor, yerleri değişiyor… 
Kelimelerin gücü! 
Moda hakkında yazıyor. 
Harflerin ekseninde anlatıyor modayı, hayran kaldığı tasarımları.
Sonra roller değişiyor… 
Artık onun tasarımları anlatılıyor. 
Onun büyüleyen çizgisi konuşuluyor.
Tuvana Büyükçınar moda editörü olarak çıktığı yolda kendi markasını kuruyor 
ve olanı biteni harflerle anlatan zihni, bu sefer kumaşlarla, renklerle anlatıyor. 
 
A46 ve Tuvanam’ın öyküsünü anlatır mısın?
İlk markam olan “A46”yı, 1999 yılında Nişantaşı Abdi İpekçi Caddesi’nde o zamanki kapı numarası 46 (şimdi 42 oldu) olan Kaşıkçıoğlu Apartmanı’nda, uluslararası tasarım markalarını ithal eden konsept butiğimiz için kurduk.
2003 yılında ise eşim Selim’le, sonrasında 2005 yılında aramıza Arda’nın (Can) da ortak olarak katılacağı “A46 Organization”u hayata geçirdik. 
Yine 2005 yılında, öncesinde A46 mağazamızda zaman içerisinde ithal markalar yerine kendi tasarımlarıma yer vermeye ve tasarımlarımı dünya moda takvimine uygun olarak koleksiyon mantığı ve bütünlüğünde üretmeye başlamış olduğum için, aynı zamanda ihracatını da yapacağım “Tuvanam” markamızı ve hemen ardından eveningwear yerine daily-chic koleksiyonlarımızı içeren “Tutti”yi kurduk. 
 
Editörlükten kendi markanı kurmaya kadar giden bir serüven
Hayallerim gerçekleşti diyebilir misin?
Modaya karşı eğilimim ve hassasiyetim neredeyse çocukluk yıllarıma dayanıyor,  annemle birlikte tüm Vizon dergisi ekibi aracılığıyla da o dünyanın hep içinde oldum.
 Ama moda sektörüne aktif olarak girmem 1991 yılında çeşitli dergilerde moda editörlüğü yapmaya başlamamla gerçekleşti.
Mimar Sinan Üniversitesi’nde Endüstri Ürünleri Tasarımı okurken ya dekorasyon ya da moda tasarımı alanında ilerlemek konusunda kararımı vermiştim. 
Sonrasında sırasıyla mağazacılık, özel siparişler, organizasyon ve tekstil ihracatı geldi. Organizasyon apayrı ve yaratıcılığın sınır tanımadığı büyülü bir dünya. 
Bugün omuzlarımda büyük yükler var, hem A46 butiklerim, hem tekstil markalarım, hem organizasyon firmamız, devamlı bir üretim, düzenli olarak yukarılara taşıdığımız çıtamız, benim en büyük motivasyon kaynaklarım. 
Bu yükü birlikte omuzladığımız eşim Selim, ailelerimiz, sevgili ortağımız Arda ve giderek büyüyen ekibimizle kendi hayallerimi gerçekleştirmekle kalmayıp, insanların hayallerini gerçeğe dönüştürmek ve onları benzersiz kılmak için mücadele ediyoruz. 
 
Koleksiyonlarını hazırlarken temalarını nasıl seçiyorsun?
Benim ilham perilerim her zaman Tuvanam ve Tutti markalarını hayat felsefesi olarak da üzerine giyebilen kadınlar. 
Hem bu topraklarda gelmiş geçmiş tüm medeniyetlerin günümüze kadar uzanan kültürel mirasları, motifleri, dokuları, hem de modern çağdaki yeni akımlar ve kullanımımıza sunduğu devamlı çeşitlendirebildiğimiz materyaller yaratıcılığımı besleyen çeşitli faktörler olduğu için, hep eklektik bir tarz benimsedim.
 
Kumaş senin tuvalin 
Kumaş seçerken nelere dikkat edersin?
Kumaş seçimi tamamen koleksiyonumun ruhuna ve konseptine göre değişkenlik gösteren bir unsur. 
Örneğin Zamana Karşı Keşif koleksiyonumda Antep, Hatay, Halep ve Türkmenistan’dan el dokumaları, kutnu ve ikatlar
Storyteller koleksiyonumda brokar, ipek keten ve taşlanmış ipek satenler, 
Şeker İlavesiz koleksiyonumda emprime ipek şifon, saten, tül ve organzelerle, metalik aksesuarlar, 
Ciddiyet Parodisi koleksiyonumda ise Yünsa’nın ekoseli, çizgili, balıksırtı gibi yünlü kumaşlarıyla, deriler ve danteller ön plana çıkmıştı.
 
Türkiye’nin dünya moda sektöründeki yeri hakkında neler söylemek istersin? 
Türkiye tasarım anlamında özellikle son 10 yılda inanılmaz yol kat etmiş bir ülke. 
 Ama aynı zamanda Türkiye’de moda da dahil pek çok sektör, yurtdışındakilerden çok sonra, çok daha kısıtlı bütçelerle temelleri atılmış ve gelişmiş oldukları için, modanın da tecrübe ve teknik konulardaki dezavantajların üstesinden, kendimize özgü vizyonumuz ve verimliliğimizle geldiğimiz bir sektör olduğunu düşünüyorum. 
Bugün bizi dünyada temsil eden çok önemli Türk tasarımcılar da var, ancak markalaşma süreci son derece sabır, özveri ve konsantrasyon gerektiren uzun bir dönemi kapsadığı için, Türkiye’yle senkronize olarak yurtdışında da belli bir ivme kazanıp her iki tarafta o çıkışı sürdürebilmek elbette mümkün ama son derece zor.
Dolayısıyla, ne yazık ki bugüne kadar Türkiye’yle dünya ülkeleri arasında markalara olan yatırım için genellikle tercih yapılmak durumunda kalındı. 
 
İyi bir tasarımcının dikiş ve kalıp bilgisi olmalı mıdır sence?
Her tasarımcının teknik anlamda, proporsiyon anlamındaki bilgisi, kâğıt ya da çizim üzerindekini realize etmek için olmazsa olmazıdır. 
Bu şüphesiz moda tasarımı için de söz konusu, aksi takdirde sadece görsellikle moda tasarım sürecindeki çember tamamlanamaz.

Sanat ve moda 
İki kelime 
Sürekli tartışılıyor 
Moda ve sanat, ayrılmaz bir bütün diyebilir miyiz?
Kesinlikle diyebiliriz, hatta en hızlı gelişen ve birbirini en çok besleyen kolların başında olduklarını söyleyebiliriz ancak her zaman belirttiğim üzere moda endüstrisi içerisindeki bir moda tasarımcısı, tasarımlarının giyilebilir, dolayısıyla tüketilebilir olmasına önem vermelidir. Aksi takdirde, o tasarım bir ürün değil, eser olarak kalır. 
Dolayısıyla moda tasarımına gönül vermek isteyen birisinin de öncelikle kafasında bu yol ayrımının neresinden gideceğine en başından karar vermesi gerekir. 
 
Yaşadığım hayatı biriktirmeyi çok seviyorum.
 
Senin kahramanların kimler, nasıl kadınlar?
Ben trendlerden etkilenmektense yaşadığım hayatı biriktirmeyi çok seviyorum koleksiyonlarımda, dolayısıyla Tuvanam kadını da birikimini, yaşanmışlıklarını yansıtan güçlü kadınlar. 
Bugüne kadar da kendine has bir çizgisi olan, kendi ayaklarının üzerinde duran, kuvvetli ve maskülen, minimal ama yine de kapıdan girdiği anda fark yaratan bir kadını işledim.
 
Yer aldığın sosyal sorumluluk projelerinden bahseder misin?
Son yıllarda o kadar çok projede yer aldım ki ilk aklıma gelenleri sıralayacak olursam, Bolluca Çocuk Köyü’ne yapılacak Divan Pastaneleri’nin çikolatalarının satış gelirinden yapılacak bağışla ilgili gerçekleştirilen çekimin prodüksiyonuna hem styling’ini üstlenerek, hem kendi koleksiyonumdan ürünler kullanarak, hem de Tülin Şahin’le poz vererek katkıda bulunmuştum.  
Onun haricinde Lösev  yararına bez bebek,
Toplum Gönüllüleri Vakfı yararına Kipling maymunu,
Kiehl’s işbirliğinde Koruncuk Vakfı  yararına krem ambalajı, 
Kızılay’a kan bağışı arabası için Kipa’ya çevreyle dost çanta gibi tasarımlarım oldu. 

Gelecek projelerin neler?
Şu anda sevgili Alara Koçibey ve Emine Palabıyık’la kurduğumuz 0-14 yaş arası A’dan Z’ye dekorasyon ve ev tekstili markamız 3 Moms en yeni projem, onun gelişimi ve çok ses getirecek bir defile hazırlığım önceliklerim arasında.
 
Beğendiğin tasarımcılar
Kendime yakın bulduğum ya da örnek aldığım bir tasarımcı olmamakla birlikte, Alexander Wang, RiccardoTisci, TsumoriChisato, Sarah Burton gibi beğendiğim tasarımcılar var dünyada.
 
Vintage…
Yaşanmışlık deyince ilk akla gelen şey zaten, benim gardrobumdaki en özel parça da Lacroix’nın işlemeli vintage ceketimdir. 
 
Sokak modası…
Ben modanın her platformda gelişmesinden yanayım. 
Sokak modası akımı da takipçilerinin verdiği önem ve gösterdiği ciddiyetle rüştünü çoktan ispatladı ve tek bir ülke ya da şehirden ziyade kendine özgülüğüyle, yerel detaylarıyla yorumlanması asıl hoşuma giden unsur.
 
Sevdiğin Ressamlar kimler?
Sevgili Gazi Şansoy’un eşim Selim’le ikimizin fotoğrafını yağlıboya resme dönüştürdüğü özel tablo evimizin en özel üyesi. 
 
Ve kelimelerin gücü adına 
Soyut - Maneviyat
Matematik - Mantık
Sarı - Mimoza
Gusto - Stil 
Kübizm - Duayen Pablo
Hayal - Hayatım

 

 
 
Toplam blog
: 47
: 121
Kayıt tarihi
: 06.03.15
 
 

Moda ..