- Kategori
- İnternet
Twitter,Facebook Bahane, İnternet Şahane, Hiçbiri Sığmaz Cihane

Twitter Twitter diye başımızın etini yediler, gittim adıma hesap açtırdım. “Artık ben de twitter’deyim.” diyerek hayranlarıma mesajımı da verdim.
Ancak iş-güç, tatil, blog falan feşmekan derken Twitter’ime girip neler olup bittiğine bakmıyordum. Öylece aldığım gibi bırakmıştım. Az daha dursa tarihi eser olacak :)
“Yahu benim bir Twitter hesabım vardı, öldü mü kaldı mı bir bakayım" diyerek giriverdim. Amanın! Amanın da amanın! Gözlerim faltaşı gibi açıldı!
“Ulan namım buralarda da duyulmuş, artık blogdan mı duydular ne ettiler bilmiyorum, vay vay vay, ben neymişim be abi!!” dedim.
Ahmet Hakan, Yılmaz Özdil, Nihat Sırdar, Kanat Atkaya, Bilgin Gökberk, Rıdvan Dilmen, Emre Aydın, Cem Yılmaz… Daha da var… Hepsi de beni takip ediyor!
“Demek ki adım buralarda da duyulmuş, peh peh… Şu Listeye bak, evimde parti versem magazin programı malzemesi hazır, paparazziler bizim koca siteye sığmaz” diye düşündüm.
Hakikaten de aklıma bir çılgınlık geldi. Aslında birkaç tane geldi ama bir tanesi şimdilik yeterli diye düşündüm. O kadar ünlü isim beni takip ediyorsa bunu değerlendirmek lazım idi.
Son zamanlarda web sitemin giriş sayısında artma hasıl olmuş zaman zaman günlük 700-800 kişi ziyaret eder olmuştu. Demek ki bu nedenle diye düşündüm.
**
İnsanın yaşı biracık ortayı geçince yavaş yavaş teknoloji özürlü olmaya başlaması da kaçınılmaz oluyor sanırım. Daldan dala atladığımı sanmayın. Az önceki bahse geçeceğim lakin bir parantez açmam gerekti.
Yaş ilerledikçe insan zamanın daha da yavaşlamasını arzu ediyor. Ya zamanın hızla geçmesinin yaşlılık üzerine etkisinden kurtulmak refleksiyle yahut da tadını yeni yeni aldığı hayatı daha da özümseyebilmek için. Belki her ikisi de etkendir..
Şahsi web sitemle ilgilenmesem hepten bilgisayara yabancı kalacakmışım. Onun sayesinde biraz biraz bir şeyler yapıyoruz ama ne yalan söyleyeyim, yeni bir şey çıktığı zaman ödüm kopuyor :)
Facebook ilk çıktığı zamanlarda da aynısını yaşamıştım. Aynısı Twitter için de geçerli oldu. Her ikisinde de çuvalladığım vakidir.
**
Meğer beni takip ettiğini sandığım o ünlü kişileri ben takip ediyormuşum. Zurna zırt dedi. Kendime güldüm. Ben sandım ki onlar benim yazdıklarımı görüyor. Twitlediğim zaman onlar da ne twitlediğimi görüyor sanıyorum.
Meğerse işin aslı öyle değilmiş. Herkes takip listesindeki kişilerin twitlerini görüyormuş. Benim az önce saydığım ünlüler benim takip listemde, yani onları ben takip ediyorum. Onlar bir şey yazınca ben görebiliyorum. Böylece onlardan haberdar oluyorum.
Ama onlar benim yazdıklarımı görmüyor! Benim yazdıklarımı görebilenler beni takip listesine eklemiş olan kişiler. O da zaten 5 kişicik :)
Kısaca özetlersem, Facebook’taki gibi bir sistem değil bu. Arkadaşlık yok. Birini listeye almanız iletişime geçtiğiniz anlamına gelmiyor. Burada takip etmek istediklerinizi listenize alıyorsunuz. Serbest. İzne tabi değil yani. Zaten izne gerek yok, takip ettikleriniz sizin yazılarınızı göremeyecek.
Lafı çok mu uzattım bilmem :)
Meramımı anlatabilmişimdir sanırım. Hülasa “yaşasın, ben de Twitter’deyim, artık beni takip edebileceksiniz” diye lafa girsem ne megalomanlığım kalırdı ne de zorttirik kişilik bozukluğum :)
Böyle tatlı bir anı ile size haberimi vermiş oldum. Takip etmek isteyenler varsa buyursun.Twitter.com/murathacioglu.
İzlemesi bedava :))
Sevgi, hürmet ve muhabbetle..
Murat HACIOĞLU