Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ocak '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Uçma Fobisi Olanlara Takdimimdir: EMDR

Uçma Fobisi Olanlara Takdimimdir: EMDR
 

Aşağıdaki yazı 2009 yılında Gate Dergisi'nden yazar Aslı Caner ile yaptığım EMDR çalışmasını anlatmaktadır. Sayın Aslı Hanım'la uçuş fobisi üzerine yaptığımız EMDR seansları ve genel olarak EMDR terapisi hakkında bilgiler de içeren bu yazı Gate Dergisi'nin 2009 Eylül sayısında yayınlanmıştır. 

UÇMA FOBİSİ OLANLARA TAKDİMİMDİR: EMDR 

Kemerleri bağladık. Koltuğum da dik halde… Ellerim koltuğun kollarına yapışmış durumda. Gözlerimi kapatıyorum ama arada bakıp her şey yolunda mı diye gözden geçirmeyi de ihmal etmiyorum. İşte o mırıldanma da başladı. Son günlerde zihnimde dönüp duran şarkılardan birini mırıldanmaya başlıyorum. Ne mi yapıyorum? Aslında her gün milyonlarca insanın yaptığını yapıyorum; uçakla seyahat... Ama istatistiksel açıdan dünyanın en güvenilir ulaşım aracı olduğunu bildiğim ama kendimi bir türlü ‘uçma korkusundan’ alamadığım için her uçuş öncesinde yaşadığım ve uçuş boyunca süren korku haline giriyorum. Uçak pistte ilerlemeyebaşladıktan sonra benim göğsümün üzerine de o koyu gri yuvarlak kütle oturuveriyor. (Bunun ne olduğunu yazının ilerleyen bölümlerinde anlatacağım.) Ta ki uçağın tekerlekleri tekrar pistle buluşuncaya dek, o kitle de oradan gitmiyor. İşte benim uçak fobimin en kaba tarifi böyle… Uçmaktan korkuyor(d)um. Ama 1987 yılında Amerikalı psikolog Francine Shapiro tarafından keşfedilen bir psikoterapi tekniği olan EMDR (Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) ile tanışınca bu korkudan kurtulmanın mümkün olduğunu gördüm. Doktora teziyle uğraştığı sırada, istemli göz hareketleriyle birlikte rahatsız edici düşünceleri düşündüğünde, bu düşüncelerin yarattığı olumsuz hislerin azaldığını görmüş Shapiro. Bu keşfinin etkinliğini araştırmak adına Travma Sonrası Stres Bozukluğu olan Vietnam gazileriyle, tecavüz ve cinsel istismar mağdurlarıyla araştırmalar yapmış. Bu araştırmalar sonucunda göz hareketleriyle duyarsızlaştırmanın (EMD) travmatik yaşantıların olumsuz etkilerini anlamlı derecede azalttığını görmüş. Araştırmalarına devam eden Shapiro, EMD’yi uyguladığı danışanların ve EMD’yi uygulayan diğer klinisyenlerin verdiği geribildirimler çerçevesinde, terapi sonrası hastalarda travmatik yaşantıyla ilgili oluşan içgörü ve bilişsel değişiklikleri de ekleyerek, EMD tekniğini geliştirerek bugün kullanılan şeklini vermiş: EMDR.  

BİLGİ İŞLEME TEORİSİ 

Shapiro EMDR’nin işleyişini ve etkinliğini açıklamak adına “Bilgi İşleme Teorisi” adını verdiği bir teori ortaya çıkarmış. Bu teoriye göre bütün insanların fizyolojik bazlı bir bilgi işleme sistemi var. Bu sistem, bizim deneyimlerimizi ve anılarımızı en ulaşılabilen ve en etkin şekilde işlememizi sağlıyor. Anılarımız, onlarla ilgili düşünceler, görüntüler, duygular ve hisler şeklinde depolanıyor. Öğrenme süreci, yeni bilgilerin, hafızamızda halihazırda bulunan eski bilgilerle bağlantıya geçebilmesiyle olur. Çok olumsuz ya da travmatik bir olay yaşandığında, bu olaya bağlı oluşan olumsuz duygular ya da disosiyasyon, bilgi işleme sürecine müdahale ediyor ve bu işlemin yarıda kalmasına sebep oluyor. Böylece travmatik anının, hafızanın diğer kısımlarında tutulan diğer bilgilerle bağlantısı kopmuş oluyor. Mesela bir tecavüz mağduru, yaşadığı olayın tecavüzcünün suçu olduğu bilir, fakat bu bilgiyle, travma sonrası oluşan kendini suçlama hissi bağlantıya geçemediği için saldırının kendi suçu olduğunu düşünmeye devam eder. Bir kişi yaşadığı travmayı düşünürken ya da bu travmatik anı benzer durumlarda ya da ortamlarda tetiklendiğinde, o olayı tekrar yaşadığını hissedebilir. Travmatik olay sırasında ortaya çıkan güçlü olumsuz fiziksel ve duygusal tepkileri, sadece olay aklına geldiğinde bile gösterebilir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) semptomları olan travmayla ilgili zorlayıcı ve aniden araya giren düşünceler, duygusal rahatsızlık ve kendiyle ilgili olumsuz inançlar, travmatik anının düzgün bir biçimde işlenememesinden kaynaklanmaktadır. Shapiro EMDR’ın, işlenme süreci yarıda kalan travmatik anıları sağlıklı bir biçimde işleyerek, bu anıya bağlı ortaya çıkan rahatsızlıkların giderilmesini sağladığını belirtiyor. Bilgi İşleme süreci, travmatik anının zihinde uyumlu bir biçimde saklanmasını sağlıyor. Bu sürecin akabinde travmatik deneyim, uygun duygular, hisler ve kişisel inançlarla birlikte kodlanıyor ve kişinin bu anıya atfettiği olumsuz düşünce ve duyguların olumlu bir şekilde kodlanması sağlanıyor.  

EMDR’NİN 8 ADIMI VE BEN 

Biraz teknik bilgiye ara verelim ve benim EMDR öyküme dönelim. Ben bireylere, ailelere, çiftlere ve kurumlara eğitim ve danışmanlık hizmetleri veren Psikoloji İstanbul Danışmanlık, Eğitim ve Araştırma Merkezi’ne giderek uçak fobim konusunda yardım istedim. Kurum bünyesinde görev yapan Uzman Psikolog Çiğdem Yumbul, benim danışmanım oldu ve uçak korkumu yenmek için birlikte seanslar yaptık. EMDR çeşitli psikoterapi yaklaşımlarını bünyesinde barındıran (psikodinamik, bilişsel-davranışçı, deneysel, beden-odaklı) kapsamlı ve bütünleyici bir psikoterapi tekniği… EMDR’nin yapılandırılmış bir protokolünün olması, tedavinin etkinliğini oldukça artırıyor. Bu protokol, travmanın yol açtığı olumsuz duygu, inanç ve beden duyumlarına karşı duyarsızlaştıran ve olumlu bir şekilde yeniden işlenmesini sağlayan 8 adımdan oluşuyor. Teknik sırasında göz hareketleriyle, seslerle ya da bedende yapılan küçük dokunuşlarla çift uyarım sağlanıyor. Çiğdem Yumbul’la benim kullandığımız metod göz hareketleriydi. Bu uyarım sırasında geçmiş anılarına, o anıları tetikleyen bugün yaşadığım olaylara ve gelecekte yaşamak istediğim olumlu deneyimlere gittik.  

İlk adım danışanın geçmişiyle ilgili bilgi almaktı. Yumbul, benim EMDR için uygunluğumu analiz etti, uygun tedavi planı çıkardı ve EMDR’la çalışılacak olay belirlendi. Biz her seansın başında size yazının girişinde bahsettiğim ‘uçak kalkış anına’ döndük. Korkumu tanımlayan gri kütlenin her seansta nasıl göründüğüne baktık. EMDR’la ilk tanıştığım seansla bitiş anına kadar o gri kütlenin çözülüp dağıldığına tanık olduk. Yumbul, EMDR sürecini bana açıkladıktan ve benden onay aldıktan sonra beraber, seanslar süresince ve/veya sonrasında beni rahatlatacak bir ‘güvenli yer’ belirledik. 3-6 adımlarında EMDR ile çalışılacak anı belirlendi ve EMDR prosedürü kullanılarak işlemeye başladık. Göz hareketleriyle uçak korkumun altında yatan anıyı en iyi anlatan resmi seçtik. Çok garip ama yıllar önce daha çok küçükken denizde geçirdiğim bir boğulma tehlikesi, benim tüm ‘ölüm’ korkumun ve dolayısıyla uçak korkumun altında yatan ‘resim’ olarak beliriverdi. Aslında hatırlamadığımı sandığım olay üzerinde çalıştık ve o resimle ilgili duyguları, 0 ile 10 arasında rahatsızlık derecesi ve bu resmi düşündüğümde bedenimde oluşan sıkıntıları belirledikten sonra bir sonraki adım olan duyarsızlaştırmaya geçtik. Yani o anının yarattığı sıkıntılardan kurtulma bölümüne…  

Duyarsızlaştırma aşamasında zihnimde beliren ‘o’ resmi, resme baktığımda düşündüğüm olumsuz inancı, duygularımı, bedenimde yaşadığım sıkıntıyı düşünerek Yumbul’un yaptığı çift taraflı uyarıma (göz hareketleri, ses ya da küçük dokunuşlara) odaklandım. Yerleştirme aşamasında kendimle ilgili belirlediğim olumlu inanç, çift taraflı uyarımla yerleştirildi. Beden tarama aşamasında beni rahatsız eden resmi düşünüp bedenimi taradım ve bedenimde herhangi bir rahatsızlık olup olmadığını belirledik. (Hani o anı düşündüğümde başlarda göğsüme oturan ağırlık, zor nefes alma hali vardı ya, işte o…) Bedensel rahatsızlıklar çift taraflı uyarım kullanılarak duyarsızlaştırıldı ve yeniden işlenerek giderildi.  

GELDİK KAPANIŞA…
Kapanış aşamasında Yumbul, benden bir sonraki seansa kadar çalışılan resimle ilgili ortaya çıkan duygu, görüntü ya da bedensel duyumları not etmemi istedi ve bu gibi durumlarla başa çıkabilmek için çeşitli rahatlama egzersizleri gösterdi. Sonrasında da değerlendirmeler yaptık ve değişimleri inceledik. EMDR seanslarından sonra gözlemlediğim en önemli durum, bende oluşan ölüm korkusuna yönelik duygusal rahatsızlığın önemli ölçüde azalması oldu. Elbette bu durum ‘daha rahat’ yaşamam için ilk adımı oluşturdu. Artık uçma fikri beni eskisi kadar rahatsız etmiyor. Ölüm korkusu ise daha rahat baş edebildiğim bir durum… Meğer ne büyük bir yük taşıyormuşum.  

Eh, artık rahat bir nefes aldım. İyi uçuşlar.  


Yazi: Asli Caner  

 
Toplam blog
: 10
: 3784
Kayıt tarihi
: 23.12.10
 
 

Merhaba, İlişki ve aile problemleri, çocukluk çağı travmaları, cinsel, fiziksel, duygusal istismar ..