Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '15

 
Kategori
Deneme
 

Üçü de sınıfta kalmışlardı 9. bölüm

Üçü de sınıfta kalmışlardı 9. bölüm
 

Alıntı


Nehir - Hazır doymuşken, sıra bana gelsin Solmazcığım, yemek mi seni, yoksa sen mi yemeği yedin. Biraz sonra anlatabilirdin canım deyip arkadaşına gülümseyerek, kendi yaşantısından anlatmaya başladı.
 
- Liseyi bitirdikten sonra, babamın tuhafiye dükkanında çalışmaya başladım, aslında babama, ta ilkokuldan beri okul çıkışlarımda uğrayarak yardım ediyordum. Tuhafiye dükkanımıza uğramadan edemiyor, dükkanın bensiz olamayacağını düşünüyordum. Bunu gören babam - Ne dersin Nehir, okulunu bitirdikten sonra burada çalışır mısın dediğinde dünyalar benim olmuş ve elbette babacığım demiştim. Liseyi bitirdikten sonra da faal olarak çalışmaya başladım ki, başlayış o başlayışım oldu.
 
Kaan diye bir erkek kardeşim var, maşallah okul üçüncüsü zehir gibi ve yardımsever yeni yetme bir ergen. Babam bizleri çok sever, ya aslında okumak benim için zor değil, şimdi okullu olmayı istesem önümüzdeki yıl dahi üniversiteye kaydımı yaptırıp, sorunsuz başlarım. Annem ev hanımı, bu sokakta tüm kadınlar birbirlerine gidip gelirler, komşuluk sıkı bağlar içerisinde ama dedikodu ise, hak getire, yumurtaya kulp takılır biçimde.
 
Nil - Solmazın üvey annesiyle Nehir'in annesi biz buraya taşındığımızda hoş geldin'ize gelmişlerdi. Sanki iki anne de kızlarına koca arıyor gibi, damat peşindelerdi, hiç güleceğim yoktu, ay birde bana takılıp - Sen ne zaman evleneceksin demediler mi? Kusura bakmayın ama ben her ikisini de konuşmalarından dolayı bozmuştum, size anneleriniz yetiştirmedi mi? Solmaz ve Nehir, söz birliği etmişcesine - Hayır deyip başlarını sallamışlar birbirlerinin yüzüne bakmışlardı.
 
Nehir - Evlenmek bu kadar kolay mı, nerede ayakları üzerinde duran, kendini bilen delikanlı demiş, annesinin laf getirip götürdüğünden ise rahatsız olmuştu, eve gittiğinde yine bir tatsızlık yaşayacağının tedirginliğini üzerinde hissetmiş - Ah anne senin bu boşboğazlığın beni çileden çıkarıyor diyerek parmaklarını çıtlatıyordu. Bunun farkına vardığında ise, aniden ayağa kalkarak - Kimler çay istiyor hazır ayaktayken çay servisi yapabilirim demişti.
.
Vedat - Evlilik yaşı, yirmili yaşlar olmamalı, hele ki okul bitmeden, ve yahut çalışma hayatına atılmadan hiç olmamalı. Gençler, yani biz yaştakilerin karşı cinste aranılanın karakter uyumu olmalı. Sedat - Sana katılmıyorum Vedat, ne yani hangi kızla karakterim tutacak diye, her sene kız mı değiştireceğim dediğinde.
 
Yonca kendini tutamamış ve - Saçma düşüncelere sahip olan aslında sensin Sedat, neden her sene kız değiştiresin ki onu anlamadım! Diyelim ki, bir kızla arkadaşlık ediyorsun! Sınır ihlalini geçmeyecek ve saygılı olacaksın. Sedat biraz fevrileşerek - Ee, bu nasıl olacak, bana uyum sağlamayanı nasıl eş yapacağım? Yonca - Eğer sözümü bölmez isen anlatıyorum, dinle herkes gibi saygısız genci bozmuştu. Genç kız - Aşk mevsimlik yaşanılmaz, velev ki birinden hoşlandın, arkasında adam gibi durman gerek, senin kız kardeşinin demin bir söylemi dikkatimi çekti. Sedat Yoncanın tam sözünü bölecekken! Kız işaret parmağıyla dur der gibi konuşmasına devam ederek - Nil üniversiteye, erkek arkadaşının onu teşviki ile girdiğini, sonradan da Nil'e yakınlık duyduğunu, kız kardeşinin de sırf bu yüzden okulu dondurup Ankara'dan İstanbul'a taşındığınızı söylemiştiniz, öyle değil mi?
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..