Uçun kuşlar uçun oğul balımın yanına

Ve bir gün küçücük kızınız ve oğlunuz siz onları halen bebecik görürken evden dışarı çıkarken "aman karşıdan karşıya geçerken sağına soluna bak " derken bir bakıyorsunuz ki yuvalarını başkaca diyarlarda kurmak için sevdikleri ile kavilleşmişler size sadece onların mutluluğu için dua etmekten başka bir şey kalmamış.

Yarın oğluma ait diğer eşyaları toparlayıp yeni yuvasına götürmesi için hazırlıyacağım. Dün gibi be benim kara gözlü oğlumu kucağıma verdikleri o gün...dün gibi sana bakıcı bulamayıp seni gözyaşlarım ile babaannen ile İzmire uğurlayışım. İlk kavuşma anında seni nasıl da değişmiş bulmuş haykıra haykıra ağlamıştım.

Babaanneni anne bilmiştin; ona anne diyordun benim adım ise ikianne idi. İçten içe kıskanıyordum babaanneni halen kıskanıyorum napayım annen kıskanç bir kadın kara gözlü oğlum.

Hep seni uzaklara yolcu ettik oğulbalım ya...sanırım seni uzaklar için doğurmuşum ben be paşam. Şimdi de yine uzaklara gideceksin. öpe koklaya eşyalarnı toplayacağım.
Biliyormusun askerden izin için geldiğinde yattığın yatak ve giysilerini günlerce toplamadım. Kokladm durdum kumaşa dokunan kokunu.

Şimdi bu satırları okusan diyeceksin ki "anne yine abartmışsın, ne kadarlık yol ki Çorlu? Değil Çorlu yan odada uyurken bile anneler özler bebelerini. İlerde siz de anlayacaksınız anne baba olunca duyguların ne kadar farklılaştığını...

Vakit varken gidin sarılın çocuklarınıza, öpün koklayın inanın çok çabuk kanat çırpmayı öğrenip ilk fırsatta uçuyorlar yuvadan...Sevgi ile kalın