- Kategori
- Siyaset
Ufukta yeni hükümet var: AKP’den kopanlar + MHP + destek...

Ufukta ne var?
Konu, “memleket meselesi” desem, ne düşündüğünüzü bilemem. Kimi çevrelerin dilinden düşmeyen “Meslek lisesi memleket meselesi” sloganı akla gelebilir. Ama bütün okullara imamhatip olma yolu açılınca, dillerden düşmeyen bu slogan, unutuldu gitti.
Ama benim ufukta gördüğüm, gelecekle ilgili
Ufukta yeni bir hükümet var:
AKP bölünecek, çıkacak bir parti MHP’yle koalisyon kuracak ve...
Buna ilk tepkiyi tahmin etmek zor değil:
Nereden çıktı bu?
(Bilinir ki, “kaynak” gizlidir; söylenmez!... Karşılıklı güven bir kez zedelendi mi, “haber akışı” durur, “kaynak” kurur. Kim “kaynak” kurusun ister? Yazın, kuruyan dere yataklarına zevk alarak, umutla bakanları gördünüz mü hiç?
Bakanlar, sadece bakan oluyor zaten!..)
*****
Ufukta ne var?
Denizden karayı ufukta en iyi görene, “kaptan” denmesi boşuna değil. Siyasal alanda da “ufukta olanı gören”ler çoktur. Ama onlar, öyle heyecanlanıp “Kara göründü, kara...” diye milleti ayağa kaldırmazlar.
Hele yabancılar, gördüklerini “diplomatik dil”le söylemeyi yeğlerler. Çünkü onların dilinde kaba, aceleye getirilmiş sözler yoktur. O bakımdan, onların söylediklerini “benim vatandaşım” bir çırpıda anlamaz. Anlamadığı için de, anlayan “kurnaz”lar, kahramanlığına soyunur, “oy deposu” saydıklarının hoşuna giden sözler söyler, ne kadar “dik” durduklarını anlatmaya çalışırlar.
(Ama “Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler”...
Esen yele kapılanlar, bir de bakmışsın, bir başka yöne kaymış; dinleyecek başkalarını bulmuşlar. O zaman, “ağlamak zamanı”dır. Yitiren üzüntüden, kazanan sevinçten ağlar. Bu doğaldır, biliyoruz. Ama doğal olmayan ağlamalar da vardır.
Siyaslier ağlamaz olur mu?
Evrenselliğe giden yol, ulusallıktan geçer. Bu yol, sanatçılar için olsa da, ağlayan için de geçerlidir. Önce, kendi insanına ağlayacaksın ki, başkasına ağladığında “evrenselik”e ulaşmış olasın.)
*****
“Mesele”den girdik, Ahmet Mithat Efendi misali, daldık başka konulara.
“Sadede” gelelim, “mesele”nin, gelecek bir “hükümet meselesi” olduğuna getirelim lafı ve soralım:
Ufukta ne var?
Başlık, perde misali yavaş yavaş insin, bu iş kapansın.
Son sözü de Cahit Sıtkı Tarancı’ya verelim:
“Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz”...
http://www.facebook.com/turgutcelik