Ülkemden ‘Soygun’ manzaraları?

Ülkemizin ilk profesyonel banka soyguncusu kimdi bilir misiniz?

Atalarımız; “Aç ayı oynamaz” demişler.

Yine aynı atalarımız; “Aç insan fırını deler” demişler…

Sözlerin birinde hareketsizlik, diğerinde ise tam tersi, “fırın delmek” gibi büyük bir eylem var. Demek ki, söz konusu “Ayı” olunca ortaya bir tembellik ve hımbıllık ortaya çıkarken, aç “İnsan” ise azgınlaşıyor zaar?

Duydunuz mu bilmem; Zonguldak kömür ocakları önünde bulunan ve işçilerin kullanması için konulan bir bankaya ait olan, içinde 151 Bin TL nakit para bulunan tam 480 Kg.’lık bir ATM, 25 Aralık Pazar gecesi kökünden sökülerek çalındı, iyi mi?

Güvenlik kameralarının arızalı olduğu 6 Aralık gününden beri, yani 19 gün boyunca tamir edilmemiş olması da, ihmalin boyutlarını bize gösteriyor!.. Tabii ki bu işi; o yöreden olup da, bunları bilen birilerinin yaptığı da, şüphe götürmez bir gerçektir!

Bu işi Edirne’den, Hatay’dan veya Ardahan’dan birileri gelip de yapacak hali yok ya?

Geçen hafta bir bankaya pompalı tüfekle giren biri, 180 Bin TL parayı alıp kaçtı. Kısa süre sonra yakalandı ve kredi kartı borcu yüzünden bu işi yaptığını söyledi… Bir de banka güvenlik görevlisi soygun yaptı ya, ben bu işi yapanı çok ayıpladım! Biz güvenlik görevlisine güvenmeyeceğiz de, artık kime güveneceğiz yahu!?

Zati PTT veznelerine gelip de; çakıyla, sopayla, ekmek veya maket bıçağıyla soygun yapmaya kalkışanlara alıştık.

Bu yılın ortalarında, dedem yaşındaki biri gelip, eğri çakısını çekerek PTT veznedarından sadece 8.500 TL talep etmiş; fazla para istemediğini, banka borcunun bu kadar olduğunu samimice söylemiş, parayı aldıktan beş dakika sonra da evinde yakalanmıştı. Zavallının kaçacak başka bir yeri mi var, tek bildiği adres de eviydi… Bunlardan soyguncu mu olur? Olsa olsa ‘zorunlu’ ya da ‘çaresiz soyguncu’ oluyorlar işte…

Efendim; ülkemizin ilk profesyonel banka soyguncusu, Chevrolet otomobil düşkünü Necdet Elmas’tır!..

Soyduğu ilk banka da, 7 Temmuz 1961 yılında İstanbul – Çemberlitaş’taki “Buğday Bankası” idi. Sıkıyönetim olmasına rağmen kaçmayı başarmış ve izi bulunamamıştı. Aynı kişinin ikinci soygunu, İş Bankası Kazlıçeşme Şubesi’nde oldu. Yine 1959 model Chevrolet marka otomobiliyle soyguna gelen Necdet Elmas, çuval içinde bankadan soyduğu 165.850 TL ile kaçmayı başarmıştı. Polis, jandarma ve helikopter takibini yine atlatan Elmas, 12 gün sonra bir tanıdığının ihbarı ile yakalanabilmiş, 20 yıl hapis yemişti…

1970’li yıllarda ise, profesyonel ve kişisel banka soyguncularının yerini, “Siyasî Soyguncular” aldılar… Örgütleri adına banka soyan bu insanlar, siyasal amaçları uğruna ve genelde silah almak için bu soygunları yapıyorlardı…

1980’lerde bu millet “Bankerlere” soyduruldu. 1990’larda ise banka soygunlarında daha ileri gidilip; Hisarbank, İstanbul Bankası, İmar Bankası… gibi, bizzat bankaların ‘kendi sahipleri’ içlerini boşaltıp, kendi bankalarını kitabına uygun şekilde soydular…

Gelelim günümüze…

Bunca vergi, bunca gelir adaletsizliği, işçi – memur – emekli maaşlarına yapılan gülünç zamlar, artık vatandaşları ekonomik darboğazlara itmeye başladı. İnsanlarımızı eğitmeden ve bilinçlendirmeden verilen “Kredi Kartları” ve düşük faizli, “Kefilsiz Tüketici Kredileri”; bütün bu dar gelirli insanlarımıza zati “olmayan paralarını” harcattı. İnsanlar maaşlarını bir ay önceden, iki veya üç ay önceden tüketmeye başladılar, çok borçlandılar ve artık tıkandılar…

İşte bu gülünç soygunları da, bu çıkmaz içindeki çaresiz insanlar yapıyorlar! Acemice ve amatörce davrandıkları için de, kolayca yakalanıyorlar… Bu olayların özeti budur…

Eğer iktidar bir çözüm yolu bulmaz ve bu insanların gelir düzeylerini arttırmazlarsa, korkarım ki, önümüzdeki günlerde çok daha trajikomik soygunlara şahit olacağız! Artık ninelerimiz de sivri uçlu bastonlarıyla soygunlara başlarlarsa hiç şaşırmayınız!..

28 Aralık 2011/ Sakin KOŞAR.