Üniter devlet

Aslında yıllar önce başlayan tartışmalar konunun bir anlamda nereye kadar varacağının ilk işaretlerini veriyordu ama üzerinde çok fazla durulmadı.
Sürekli olarak ülkede etnik kimliklerin olduğu, bunların kendilerini ifade edemediği söylendi ve bu kimliklerin sayısının da otuz altı kadar olduğu dillendirildi.

Ama tüm bunlar dillendirilirken millet kavramına hiç vurgu yapılmadığı gibi, birlikten, dayanışmadan ortak kültürden özellikle bahsedilmedi.

Hatta bazı partiler gelişmeler üzerine “tek bayrak, tek millet, tek devlet dönemi bitmiştir.” şeklinde açıklamalarda bulunduğu halde bunun ne anlama geldiğinin üzerinde bile durulmadı.

Bunu AB dayatmaları sonucunda açılan Kürtçe TV kanalı izledi, sırada diğer dillerde yayın yapılacağı da özellikle vurgulanıyor.

Sonrasında da Başbakanın birkaç gün önce bir toplantıda yaptığı açıklamalar ortaya çıktı. Konuşmada bir süre önce de gündeme getirilen Türkiyelilik kavramının yeniden ortaya sürüldüğü görüldü.

Başbakan “her etnik kimliğin, kendi kimliğiyle saygı görmesi gerektiğini, buna saygı duymanın insani bir görev olduğunu” belirterek. “ Alt kimlikteki bütün etnik unsurlar, üst kimlikte yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında birleşmeli bundan kimse rahatsız olmamalı “dedi.

Konuşmasında ülkemizde bulunan etnik grupların isimlerini de sayarak ”kim ne derse desin benim ülkemde onlarca etnik unsur var. Türk’ü var Kürt’ü var, Çerkez’i var, Abhaz’ı var, Boşnak’ı var, Arnavut’u var bunlar arasında ayırım yapamazsın her etnik unsur kendi kimliğiyle saygı görmelidir”dedi.

Gerçi bu güne kadar sadece etnik kimliklerinden ötürü hiçbir kişi baskı görmedi.
Hiç kimsenin işe girmesi, çalışması, seçme seçilme hakkı elinden alınmadı. Hatta yıllardır hiç kimseye hangi etnik kimliktensin sorusu bile sorulmamıştır.
Kaldı ki…

Bu gün ülkemizde hemen her meslekte, buna TBMM de dahildir, bu sayılan etnik kökenlerden kişiler bulunmaktadır.

Ama konu o değil.

Burada kastedilen üniter devlet yapısından dolayı çatı kimlik görevi de gören Türk kimliğinin çatı olmaktan çıkarılması ve ülkemizde bulunan onlarca etnik kimliklerden biri olarak görülmesidir.

Yani Türk Milleti kavramı tehlikeye girmektedir. Bu gün dünyadaki devletlerin büyük çoğunluğu üniter devletlerdir.

Yani tek millet esasına dayanmaktadırlar. Bu devletlerde de birçok etnik kimlik oluğu halde ülkeye adını veren çoğunluğu oluşturan kimlik kurucu unsurdur.
Ne Yunanistan’da sadece Yunanlılar…

Ne İtalya’da sadece İtalyanlar…

Ne de Fransa’da sadece Fransızlar vardır. Ama asli unsur o ülkeye adını vermiştir ve tek bir millet çatısı altında bileşilmiştir.

Diğer ülkeler de öyle.

Zaten başka türlü bir arada bulunabilmenin yolu da yoktur.

Gerek Büyük önder Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözü; Gerek Türk milletini tanımlarken kullandığı “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” şeklindeki sözleri üniter devlet yapısını çok güzel ifade eden sözlerdir.

Ama anlaşılıyor ki amaç farklı.
ABD’nin Büyük Ortadoğu projesinin yürüyebilmesi için ülkenin etnik guruplara ayrılması…

Birbirlerine karsı kışkırtılması ve çatıştırılması, böylece bölgenin haritasının yeniden çizilmesi gerekmektedir.

Başka türlü de çizebilmenin yolu da yoktur.