Üniversiteler ve türban tartışmaları

Bugünlerde gündemde en çok tartışılan konulardan bir tanesi din ve eğitim. Girmem gereken 3 saatlik sosyoloji dersime 25 dakika sürem kalmışken bu konu hakkında birkaç ufak düşünceye yer vermeyi ve bunları siz blog okuyucularıyla paylaşmayı istedim. Konumuz üniversitelerdeki türban yasağı ve eğitim.

Günümüz kanunlarina ve sistemine göre şahıslar okudukları üniversitelerde (konuyu sadece üniversite çatısı altında tuttuğumuzu hatırlarsak) türban takarak eğitim görememektedirler. Peki neden? Bu yasak günümüze nasıl ulaşmıştır? Ben bu blogumda sizlerle bunların nedenlerini ve ortaya çıkış tarihini incelemekden ziyade bireysel düşüncelerimi ve belkide bakmadığımız farkli bir pencereyi sizlere göstermek istiyorum. Öncelikle şunu belirterek başlıyalım. Tüm tanımlamarı ve düşünceleri bir tarafa biraktigimizda dinin toplumsal karmasayi önleyen ve düzeni korumayi sağlayan bir faktör olarak kabul edebiliriz. Bugün türbani yasakliyoruz peki önceden türban yok muydu? Osmanlı devletinde her zaman din belli bir noktada stabil olarak kalmıştır. Lale devri olsun, yükseliş dönemi olsun yada çöküş dönemi olsun. Din her zaman vardi. Hiçbir zaman önemini ve niteliğini değiştirmedi. Din ve türban hiçbir zaman devletin çöküşünü tetiklemedi yada engellemedi. Din sadece siyasal olaylara alet edinildiğinde kendini ön plana çıkarttı ve bazi kişi ve grupların etkin kozu olarak günümüzdeki farklı boyuta ulaştı.

Osmanli Devleti'nde pozitif bilimler ağırlıklı eğitim sistemi ve toplumsal yapı varken din hiçbir zaman sorgulanmamış ve bunca tartışmalara yol açacak bir boyuta girmemişti. Ayni zamanda bundan 50 sene öncede üniversitelerimiz vardi ve bu tip tartişmalar hicbir zaman gundemde bu denli onemli rol oynamamisti. Peki o zaman sorun ve hata nerede? Bence artik milletçe birşeyleri farkına varmalı , birlik ve beraberlik içerisinde olmalı,basit oyunlara kendimizi alet ettirmemeli, yüzeysel kelimelerle münakaşalara girip büyük resimleri görmezden gelmeliyiz.

Unutmamalıyız ki eğitim herkesin hakkıdır. Din; tanrı ve kul arasındadır ve araya kimsenin karisma hakkı yoktur. Başka bir gerçektir ki bütün eğitimciler öğrencilerine en iyi şekilde eğitim vermeyi amaçlar, politik duygulardan arınmayı arzu eder. Hiçbir öğretim görevlisi öğrencisin taktığı türbana yada giydiği herhangi bir elbiseye bağlı olarak eğitimini değistirmez. Bir öğretmen öğrencisine sınıfta bulunduğu için ders verebilmelidir. Ne mutlu Türk' üm diyene...