- Kategori
- Deneme
Unutkanlık hastalığı bulaşıcı mı?
Hatırla!
Şöyle bir dönün etrafınızda ve bulabildiğiniz birkaç arkadaşınıza şu cümleyi söyleyin; “Ben çok unutmaya başladım, az evvel yediğimi unutur oldum”. Alacağınız yanıt, kelimelerin yerleri değişebilmekle birlikte genellikle benzerdir; “Sorma ben de öyle!”. O halde çağımızda yeni bir bulaşıcı hastalıkla karşı karşıya mıyız acaba? Unutkanlık hastalığı! Aslında ben bu işin profesyoneliyim ve size burada birçok teknik terim kullanarak sayfalarca yazabilirim. Ancak bile isteye daha anlaşılır, yalın ve konuya dikkat çekici cümleler sarf ediyorum. Ve hatta vurucu olması açısından unutkanlığa hastalık bile dedim! Halbuki unutkanlık bir hastalık değildir. Bir bulgudur. Buradan başlığı okuyup bulguya hastalık demiş diye burun kıvıran meslektaşlarıma da selam ederek yazıma devam ediyorum.
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, hayatımızdaki her canlı ve hatta nesneler bile bizden talep eder durumdalar. Her ne kadar çalışırsanız çalışın patronunuz hep daha fazlasını talep ediyor. Ne kadar iyi anne olmak için çabalarsanız çabalayın çevre sizi öyle bir baskı altına alıyor ki yaptığınız herşeyin yetersiz kaldığını hissediyorsunuz. En iyi okul olmalı, peki ya yetenekleri, ya onları değerlendiremezse? Piyano çalmalı, tenis oynamalı, ata binmeli, satranç oynamalı ve hatta kanat takıp uçmalı! Yoksa seninki eskrimle uğraşmıyor mu? Nasıl olur ama, benim çocuk daha geçen gün tek başına aya gitti geldi. Sen de biraz ilgilen çocuğunla artık! Devam ediyoruz; eşiniz sizden başarılı bir iş kadını, iyi bir aşçı, seksi bir partner, evi çekip çeviren fişek gibi bir hatun olmanızı mı bekliyor yoksa? Üzülmeyin, yalnız değilsiniz. Bu arada sürekli sadece kadınlar varmış gibi konuştum değil mi, kusura bakmayınız, kadın olmanın dayanılmaz hafifliğinin azizliğine uğrayanlardanım da ondandır…
Bu kadar işin arasında yemek düzeniniz nasıl? Bir de diyet durumu var değil mi, malum yaz geliyor. Bozuk beslenme düzeninin unutkanlığı ne kadar tetiklediğini biliyor muydunuz? Ben biliyorum inanın. Dedim ya bu işin profesyoneliyim diye.
Kafanızda kaç tane baloncuk var her birinin içi farklı bir görevle dolu olan. Sayısını bilmiyorsunuz değil mi? Gelin önce bu baloncukları bir düzene koyalım. Gereksiz olan herşeyi hem kafamızdan, hem de hayatımızdan çıkaralım. Evinizin içerisinde kullanmadığınız ne kadar eşyanız var yıllardır barındırdığınız? Onları bir elden geçirmeye ne dersiniz? Bir de sadece canı sıkılınca sizi arayan ve negatif enerjisini size akıtan ama ihtiyacınız olduğunda ortadan kaybolan insancıklar. Onları da temizleyelim bir zahmet.
Yukarıda bahsettiğim koşullar daim olduğu sürece unutkanlık da bulaşıcı bir hastalık gibi devam edecektir toplumda. Yalnız özellikle birşeye dikkat çekmek isterim; burada henüz Alzheimer hastalığından bahsetmedim. Kabaca genç yaşlarda görülen en sık unutkanlık türüne değindim. Alzheimer sonra gelecek. Assolistler en sonda çıkarlar ama değil mi?
Milliyet’in bana sağladığı bu köşe için çok teşekkür ederek ilk yazımı noktalıyorum.
Hepinize sevgi dolu zamanlar diliyorum!