Unutulmamalı, unutturulmamalı

-Bu gün 13 Ekim 2008.
-Unutmayacağız ve unutturmayacağız dedik ya.
-İşte bu gün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde Hrant Dink cinayeti davasının yedincisi görüşülecek.
-19 kişinin yargılanmasına devam edilecek.
-Ve bakalım bu günkü duruşmada neler öğreneceğiz.
-Cinayet zanlıları ve azmettiricileri daha daha neler yapmışlar?
-Nasıl bir ilişkiler düzlemi üzerinden seyreyleyerek cinayete kadar uzanmışlar?

-Bu dava ile ilgili yaşana gelen endişelerimiz nelerdi?
-Hemen hatırlatalım.
-Malumunuz.
-Ülkemizde, davaları, zaman aşımına uğratmak olağan olaylardan birisidir.
-Davalar sumen altı edilir.
-Kaybedilir.
-Kamuoyunun dikkatinden kaçırılır.
-Sonuçta, öyle bir karar çıkar ki.
-Tam bir felakettir çıkan karar.
-Tümden vicdanların yaralanmansa neden olur.

-Hrant Dink davası önemli bir dava.
-Peşi bırakılmayacak kadar önemli bir dava.
-Didik didik irdelenmesi gereken bir dava.
-Bu cinayet sonrasında, garip ilişkilere tanık olduk.
-Duruşmalarda, ilginç şeyler toplumun dikkatine sunuldu.
-Kim kiminle ne haltlar karıştırmış, anlamaya çalışıyoruz.
-Vatanperverlik adına yapılanların, ne denli iğreti şeyler olduğunu hep birlikte izliyoruz.
-Ve her zaman ileri sürmüş olduğumuz en somut görüşlerden birisi olan düşüncemiz şuydu.
-“Ülke, mutlaka ve mutlaka, kendisini vatanperver ilan edenlerden şu veya bu şekilde kurtarılmalıdır”.

-Dönelim davanın diğer bir noktasına.
-En son dava 7 Temmuz 2008 tarihinde görüşülmüştü.
-Ve bu dava da dikkatimizi çeken nokta şuydu.
-Dink ailesi avukatları, görevi ihmalden dolayı Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesin de yargılanan iki jandarmanın dosyasının, İstanbul’daki cinayet dosyası ile birleştirilmesi talebinde bulunmuşlardı.
-Ne var ki bu talep reddedilmişti.
-Doğrusu neden reddedildiğini anlayamadık.
-Sonuçta, bu işin ucu Trabzon’un Pelitli kasabası değil miydi?
-Ve ihmal bu noktadan itibaren başlamıyor muydu?
-Maalesef öyleydi.
-Anlamakta zorlanıyoruz.
-Neden mahkeme böyle bir masum talebi reddediyor?

-Sanıklar duruşmanın altıncısına kişiliksiz tavır ve cevapları ile damga vurmuşlardı.
-Kendilerine sorulan sorulara son derece gayri ciddi cevaplar vermişlerdi.
-Ve alaycı tavırlar içerisinde bulunmuşlardı.
-Bakalım aynı ciddiyetsizlikleri bu günde devam edecek mi?