Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Ünvan psikolojisi...

Ünvan psikolojisi...
 

flickr.com


İnsanlar çalışma hayatlarında çeşitli ünvanlarda çalışmış olabilirler. Buna kişilerin etiketi de diyebilirsiniz. Normal şartlarda o ünvan altında çalıştıkları sürece - o da işyeri içersinde sınırlı kalmak üzere- o ünvanlar geçerlidir. Diğer ülkelerde nasıldır? Bilmiyorum ama, ülkemizde işyerlerinin dışında da, hatta emekli olduktan sonra bile insanların eski ünvanlarını taşımalarını bir türlü anlayamamışımdır. Örneğin, bir albay, tuğgeneral olduktan sonra artık onun ismi Paşadır. Sadece ordu içinde değil, evinde eşinin paşası, çocuklarının paşa babası, esnaf arasında, arkadaşları arasında, hatta emekli olduktan sonra ölene kadar paşadır. Orduevlerinde emekli amiral ve generaller için özel paşa odaları vardır. Bir üst rütbedeki subay, alt rütbelilerin ölene kadar komutanıdır. Emeklilik hayatında da bu hitap şekli devam eder. Bir vali, bir kaymakam, bir bakan, kısa bir dönem bile o görevde çalışmış olsa, emekli olduktan sonra, hayatının sonuna kadar yakın çevresi tarafından, bakanım, valim, gibi ünvanlarla anılır. Dün üç tane bakan seçim kanunu gereğince görevlerinden ayrıldı. Onların yerine o bakanlıkların müsteşarları seçimlere kadar tarafsız bakanlar olarak atandılar. Artık bundan sonra o kişiler nerede görev yaparlarsa yapsınlar, yakın çevrelerin tarafından sayın Bakanım diye anılacaklardır. Bir kulüp başkanı da aynı şekilde, başkanlık görevinden ayrılsa bile o ebediyete kadar Başkan olarak anılır. Bugün bile, artık hiçbir zaman başbakanlık şansları olmayan Tansu Çiller'e, Mesut Yılmaz'a çevresindeki insanlar Başbakanım diye hitap etmektedirler. Ben bu konuda bir tane istisnayı kabul edebilirim, o da öğretmenlik mesleğidir.

İsimleri yerine kendilerine eski ünvanlarıyla hitap edilen kişiler bu durumdan hoşlanabilirler, O kişilerin emri altında çalışan kişiler eski alışkanlıklarından kurtulamadıklarından eski amirlerine karşı eski ünvanlarıyla da hitap edebilirler. Ama nedense ben bu tip durumları hep yadırgamışımdır. Çünkü işyerinde bir ünvanım olsa da evde eşimin kocası, çocuklarımın babasıyımdır. Dışarıda ünvanım ise sadece ismimdir.

Bir tarihte bir birimin başına en üst amir olarak tayin edildiğimde orada çalışan bir kişi benim liseden sınıf arkadaşlarımdan biriydi. Tabii, topluluklarda birbirimize bey, hanım şeklinde hitap ediyor, yalnız kaldığımızda ben arkadaşıma isminle hitap ederken o, bana o işyerindeki ünvanımın yanına bey ilave ederek hitap ediyordu. Aradan yıllar geçti, ikimizde o işyerinden emekli olduk. Okulun ananevi toplantılarından birinde karşılaştığımızda kendisi bana işyerindeki gibi hitap edince bu sefer dayanamadım. "Yok artık, işyeri bitti, ünvanlar geride kaldı" diyerek, artık okul zamanındaki gibi ismimle hitap etmesini istemiştim.

Bazı kişiler ise çalışma hayatında alışmış oldukları ünvanları ya olduğu gibi veya değişik versiyonlarıyla kendi aralarındaki toplantılarda kendilerine mal ettikleri gibi etrafındaki kişilere de bir kademe altında adlandırabileceğimiz ünvanlar dağıtırlar. Kendilerine ünvan dağıtılan kişiler ise bu durumdan çok zaman hoşnut görünürler ve o ünvanları dağıtan kişiye minnettarlıklarını belirtirler.

Bazen de tam tersi durum olur. Hayatında hiçbir zaman ünvan sahibi olmamış kişiler, ilk defa ünvan sahibi olduklarında kendilerini çok mutlu hissederler. Örneğin çalışma hayatında hiç ünvan sahibi olmamış birinin "Apartman yöneticisi" olması o kişi için çok onurlu bir durumdur.

Bence ünvanlar geçicidir ve hiçbir ünvanın değeri yoktur. Bu dünyadan göçerken kadınlar için ayrı, erkekler için de ayrı birer ünvan vardır. Her cenaze namazında bu ünvanları duyarız.

O ünvanlar Erkek için Meyyid, kadın için Meyyide'dir.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..