- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Üretici Yağmura Sevindi
“SİZ YİNE DE TEDBİRLİ OLUN”
Önce haiften havada bulutlar yer değiştirmeye başladı. Sonra yelle beraber bir uğultu duyuldu. Ardından fırtına koptu. Gök gürledi, şimşekler çaktı... Geceden bu yana yağmur yeryüzünü kapladı... Ağaçların yaparaklarının sonda kalanları yerlere serpildi... Ardından evlerin camları zangırdamaya başladı. Fırtına artmıştı. Pencerelerden görülen tek tük ağaçların üzerine tünemiş kuşlar, yuvalarına uçamıyorlardı. Yaprakları dökülmüş, çıplacık kalmış insan misali sessiz ağaçlar, dallarına tutunmuş kuşları sert rüzgardan korunmaya gayret ediyorlardı.
Sonrasında boran girdi devreye, sağanak halinde indi gökten sular. İnsanlar bulunduğu alandan çıkamaz oldular. Bu insanların bir kısmı bir kaç gün öncesinde yağmur duası ediyorlardı. Dualarının kabul oluşunun sevinci yüzlerinden seziliyordu. Yine de yağmur altında yürümeye çekiniyorlardı. Ne de olsa, mevsim sonbaharın, bitişi, kışın başlangıcı sürecindeydi. Cadde üzerinde taşıtlar seyir halinde. Arabası olanlar dışında sokakta bulunanlar saçak altlarına dizildi... Gideri olmayan yollar sel görüntüsüyle çok rezildi...
Hafta başında yağan şiddetli yağmur bizim Akdeniz bölgesi yaşayanlarına mağduriyet yaşatmış olsa da üreticiyi çok fazla sevindirdi. Kuraklıktan yakınan ve ürünlerinin tarlada susuzluktan kuruduğunu dile getiren köylüler gökten gelen suyun bolluğu nedeniyle, neredeyse Bayram coşkusuyla sevindiler. Ama bu yağmur bol yağdı, arkası da gelir, düşüncesiyle siz yine de savurganlık yapmayın. Suyu tarlayı çürütecek kadar bol değil, idareli kullanın. Tedbiri elden bırakmayın… SU ve TOPRAK birbirine hasret kalmasın…
Bilindiği gibi göllerimizin, barajlarımızın, göletlerimizin, akarsularımızın kaynağı pınarlarımızın ve yer altındaki sularımızın anası yağmur ve kar. Yağmur ve kar çok yağdığında göller, göletler kadar yer altı kaynakları beslenir, meyve ve sebze bahçelerini oluşturan araziler sulanır. Elektrik üretilir, gereksinim duyulan yerleşme bölgelerine su verilir. Böylece su iyi kullanılmış, insanlar rahat etmiş, kazançları artmış, bolluk, bereketten yararlanmış olur. Su, ülkeyi de, insanları da refaha götürmüş olur.
Akdeniz illerinde ve yörelerinde geçtiğimiz yaz mevsimine kurak girilmesi ve yaz boyunca yağmur yağmaması nedeniyle, pek çok yerleşim yerinde yer altına matkap salarak sondajla su çıkarılmasına çalışılmıştı. Suyu bu şekilde bulabilenlerde, daha sonra elektrikle çalışan dinamolarla yeryüzüne çıkardığı suyu arazisine yönlendirerek, bahçesinin susuzluğuna çare oluyordu. Köylü zor şartlarda ürettiğini pazarda tüketiciye pahalı satma durumunda kalıyordu.
Hafta başında yağan yağmur ürünleri olduğu kadar, umutları da yeşertmiş oldu. Barajlar nispeten su aldı. Göllerin seviyesi bir nebze olsun yükseldi. Artık üretici yağmurdan dolayı mutlu, bu durumda tüketici de üretileni mevsim değerleri içinde almak ve sebze ve meyveyi doyasıya yemek istiyor…
Bir zamanlar bizim bölgenin topraklarının tamamına yakını bozkır gibiydi. Akarsu kıyıları dışında ağaç görmek mümkün değildi. Bizim yöremizdeki bu topraklara sadece arpa, buğday, çavdar ekimi yapılırdı. Günümüz de “Su akar, biz de bakar” anlayışı değişti. Devlet, Devlet Su İşleri kanalıyla pek çok kaynaktan sağlanan su, çiftçiye kullandırılmaya başlandı.
Kuraklık va susuzluk çiftçi vatandaşın korkusudur, karabasanıdır. Gökten yağmur ya da kar yağdı mıydı, işte o zaman çiftçi vatandaşın keyfine diyecek olmaz. O yıl bolluk, bereket yaşanır. Bir de DSİ’nin kanallarından, kanaletlerinden köpük köpük sular aktı mıydı, bu sular yangın meyve ve sebze bahçelerine salındı mıydı, bol sebze ve meyve yetişir, çarşıya pazara getirilir, ucuzluk olur. Bu bolluktan, bereketten üretici çiftçi vatandaşta kazanır, tüketici halk da kazanır, sonuçta herkes karlı çıkar…
Akdeniz DSİ Bölge Müdürlüğü’nün kapsamına dahil iller ile ilçe ve kasabalarında sulanan araziler ile, kullanılan sular rakamlarla açıklandığında DSİ’nin önemi daha iyi anlaşılmış olur.
Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com