ÜST KATLARDA DURUM NEDİR?

Bazı meslekler vardır. Bu mesleklere ait diller geliştirilmiş ve bir şekilde o mesleğe ait olanların anlayacağı özel diller geliştirilmiştir. Türkiye içinde de dünyada da buna benzer birçok meslek örnek olarak gösterilebilir. Tıp böyledir. İlaç prospektüsleri öyledir. Hukuk da öyledir. Şu anda aklıma gelmiyor ama birçok alanda bu tür bir özel dilin olduğu açıktır. Teknoloji denince terimler İngilizce, semboller Yunancadır…

Türkler tarih boyunca belki de farklı coğrafyalarda devlet kurma rekoru diye bir rekor bulunsa sıralamanın tepesinde olan milletlerden biridir. Nasıl olmuşsa bu kadar farklı coğrafyada devlet kurmuş milletin kendince birkaç kusuru vardır. Başka milletleri asla küçümsemediği gibi onun gibi olmakta sakınca görmez. Çine gider, Çinli oluverir. Avrupa’ya gider, Avrupalı olur. Ortadoğu’ya gelir Araplaşır. Avrupa’ya birçok defalar ve farklı şekillerde gider. Avrupa eski Avrupa değildir tabi, ilerlemiş bilimde, edebiyatta, teknolojide yol alıp gitmiştir. Avrupa’ya eğitime gidenler Osmanlı’nın ilk sosyetesini oluşturan bu kimselerin tercüme odası diye nitelendirilen bir grup üyeleri olan Avrupa’da o zamanlarda pek popüler olan Fransa’da eğitim alan kişiler olduğunu görüyoruz. Fransız etkisi hala devam eden bir etkidir. Biz olaya Fransız kalmış olabiliriz ama Fransa hala önemli bir oyuncudur.

Neden?

Bir ülkede köklü kültür mantarı yetiştirmek değildir. Bilimden, edebiyata her konuda kendi dilinle bir şeyleri başarmak ve bilgi seviyesini kopyadan, tasarıma gerçek bir ürüne çevirmek öyle kopya ile olacak şey değildir. Fransa, İngiltere Avrupa’da söz sahibiyken, Asya’da Çin ve Rusya,  Amerika kıtasında ise Amerika dengeyi sağlar. Fransa, İngiltere, Çin, Rusya, ABD aynı dinlere mensup sayılmazlar. Fransa Katolik, İngiltere Protestan, Rusya Ortodoks, ABD karışık, Çin ise Budizim, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik olsa da Çin geleneksel dini %.73,56 ile en fazla taraftarı olan dindir.

Bu ülkelerin ortak özellikleri nelerdir ki bu ülkeler dünyanın zirvesindedir de örneğin bir Hindistan o meşhur beş içinde değildir.

Bu ülkelerin en önemli özelliği Avrupa kökenli İngiltere ve Fransa ile Amerika sanayi devrimi aşamasını ilk gerçekleştirenlerin öncülleridir. Rusya’nın özellikle Deli Petro ile başlattığı müthiş bir bilimle barışma aşaması vardır. Çin’e gelince yüzyıllardır o bölgenin tek ve en önemli sakinidir. Bu gün de bin yıl önce de iki bin yıl önce de. Başka özellikleri vardır o da kendilerinin farkındadırlar. En önemli özellikleri kendi dilleri ile bilim, kendi dilleri ile edebiyat, kendileri için yaptıklarını bilerek ve farkında olarak yapmalarıdır.

Türkiye’de mi? Şiir denince Farsça, Arapça karışımı şiirden Fransız modeli şiir, Fransız modeli roman, İngilizce bilim, Arapça din, Türkçe arabesk; eskiden çok eskiden şimdi bu halk ne yapıyordu diye sormak lazım. Şu sıralar Mevlana Celalettin Rumi’nin haricinde neredeyse bir değeri yok sayılmaktadır ki ben şahsen Nasreddin Hoca, Hacı Bayram Veli, üretimin bir toplumun ayakta durabilmesinin en önemli şartı olmasını ve kendilerince o zamanlar bir üretim modeli geliştirmiş olan mesleki eğitim deyince, ahlak denince akla gelen Türkçe konuşan, Türk’e anlatan Kırşehirli Ahi Evran’ı çok daha değerli buluyorum. Gerçek âlim; neden fakir fukaranın ona sağladığı imkânlarla yaşasın da bedenini rızk aramak için kullanmasın? Olur, iş değil. Bu dinin mensupları Ebu Bekir’i anlatırken kendi ineğini sağan biri olarak anlatan İslam’ın ilk zamanları çalışmanın emeğin, kendi alın terini yemenin ne kadar kutsal olduğunu anlatırken devletin işini yaparken devletin mumunu yakan kendi işini yaparken devletin mumunu söndüren halifelerden günümüze çok şeylerin değiştiği kesin.