Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '13

 
Kategori
Deneme
 

Ütopik düşünme merkezi,

Belki bizim de bir kahramanımız olur. Kitaplarda ne yazıyorsa yaşama dair, iyi olmaya, adam olmaya, kendisi kadar sevdiklerini de düşünmeye ant içmiş bir kahramanımız olabilir. Belki!

Umut etmek varken neden karamsarlığa kapılalım ki?

Neden biz de herkes gibi olalım, mutluyken mutsuz görünelim? Birileri bizimle daha fazla ilgilensin diye, birileri gelip bir yudum su versin diye, elimizi tutsun diye neden elimiz boş gibi davranalım, neden hayatın her lüksünü yaşayıp da hiçbir şeyimiz yok gibi davranalım ki?

Değer mi buna ikircikli bir ruh haliyle ortalıkta dolaşmaya?

Mendil satan eli yüzü kirli çocuğa acıma hissini uyandıran içimizdeki sahtekârlığa neden bir son vermeyelim ki?

Bir kahramanımız olsun, bir mendil alıp da o çocuktan, huzur içinde lüksüne, hoyratlığına, kahkahalarına dalmasın…

Kahraman ya, adı üstünde, sadece kitaplarda tozlanmasın, insin raflardan hayatımıza.

Bir Ütopik Düşünme Merkezi kuralım, adı her ne olursa olsun ya da adı olmasın. Orada ütopik bir dünya kuralım, insanları da sokmayalım mümkünse içine, kendi kendimize hayaller kuralım, kahramanlar üretelim.

Ne istiyorsak başkalarından, kahramanımız da alsın nasibini ondan, o da versin istediklerini karşısındakilere.

Yalan söylüyorsak, göz yumalım yalanlarına, dürüst olmadığımızı farz ederek, varsayarak değil, sahteliğine göz yumalım.

Ben merkezli yaşayıp da onun gururuna laf, söz etmeyelim.

İnsan sokmayalım, ütopya merkezimize. Hemen birilerinin görüşü, fikri önemlidir falan diyerek bozmayalım büyüsünü.

İnsanüstü bir varlıkmış gibi davranıyor olduğumuzu itiraf etmeyelim ama onun o tür davranışlarına sesimizi çıkartmayalım.

Herşeyi en iyi biz biliyoruz, herşeyi en iyi biz yaparız, en iyi biz severiz, en iyi, en iyi, biz, biz… Diyerek insanları boğduğumuzun farkında varamıyor olsak da, enaniyetine göz yumamaz mıyız kahramanımızın?

Sevmeyi beceremeyip, sevmeyi beceremeyenlere, dedikodunun alasını yapıp dedikoducu tiplere, yalan söylemekten geri duymayıp yalan söyleyenlere, bir kuruş para harcamaktan imtina edip de cimrilere, Allah’ı sadece düştüğümüzde anıp da Allah’a uzak duranlara, “Ben istemesem yaprak bile kımıldamaz.” Mealindeki ilahi buyruğa inandığı halde, “ben” yaptım demekten, ben bildim, ben bilirim… Allah’a gerçek anlamda iman etmediğini beyan edemeyip de, karşısındakilerin hep sahte olduğunu düşünenlere kahraman hayali kurmak zor gelse de, deneyelim.

Denemekten ne çıkar?

Aynayı sadece güzelliğimize bakmak için kullanmasak ve karşımızdakinin biz olduğunu fark edip, beklentilerimizi önce kendimiz gerçekleştirsek ya da bir şey beklemesek başkalarından, kendimizden insanlık beklemediğimiz gibi, kendimizi zaten insan sandığımız gibi, insanız hata yaparız bile diyemeden, başkalarına, insan nasıl böyle bir hataya düşebilir? Dememeyi öğrensek.

Bizden başkalarının en az bizim kadar iyi; bizden başkalarının en az bizim kadar kötü olduğunu fark edip, hayata fark ederek devam etsek.

Hayat bizim tahmin ettiğimiz kadar uzun değil ve hayat bizim tahmin ettiğimiz kadar kısa da değil.

Gün olur asra bedel, demiş şair, bir diğeri de, bugün varım, yarın yokum demiş.

Etrafımızda canını sıktığımız, bizi kendisinden uzaklaştıran, kendimizden uzaklaştırdığımız, bizden nefret eden, bizim nefret ettiğimiz ne kadar insan varsa, oluşturduğumuz kahramanı devreye sokup, onunla iletişime geçmelerini sağlasak!

Ütopik Düşünme Merkezine hoş geldiniz!

M’S 

 
Toplam blog
: 394
: 178
Kayıt tarihi
: 17.09.09
 
 

Bir kurumda yönetici olarak çalışmaktayım, 1974 Kayseri doğumluyum. Son demine varmadan hayatın h..