Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Şubat '10

 
Kategori
İnançlar
 

Uyku bedenimizi nasıl güçlendiriyor?

Uyku bedenimizi nasıl güçlendiriyor?
 

Uyku bağışıklık sisteminin önemli enerji kaynaklarından biridir


Siz dinlenirken tüm vücut sistemlerinizin aktif bir yenilenme sürecine girmesini sağlayan,

Bağışıklık sisteminin önemli enerji kaynaklarından biri olan ve,

Ömrünüzün yaklaşık olarak üçte birlik süresini geçirdiğiniz uyku esnasında vücudunuzda neler yaşanır?

Uyku insan hayatının vazgeçilmez ihtiyaçları arasında yer alır. Çünkü vücudumuzun suya, oksijene ve gıdalara ihtiyacı olduğu ölçüde uykuya da ihtiyacı vardır. Ayrıca hayatımızın yaklaşık 1/3'ü uykuda geçtiğinden, dengeli bir hayat sürmek için uykunun kalitesi de hayati bir önem taşır. Ancak belirtmek gerekir ki; uyku, çoğu kişi tarafından zannedildiği gibi pasif bir dinlenme hali değil insan vücudu için önemli işlemlerin gerçekleştiği özel bir süreçtir.

Uyku Esnasında Yaşanan Yenilenme Süreci

Uyku uzmanları, kanımızdaki büyüme hormonu düzeyinin uykuya dalar dalmaz ani bir yükseliş gösterdiğini saptamışlardır. Bu nedenle yeterli miktardaki her uykudan sonra vücut olarak tazelenmiş bir şekilde uyanırız.

Örneğin cildimizin pürüzsüz kalabilmesi, her gün 10 gram ölü deri hücresinin dökülmesiyle sağlanır. Bunun gerçekleşebilmesi için, her akşam derimizin en üst tabakasındaki hücreler bölünmeye başlar. Uyku esnasında ise büyüme hormonunun artmasıyla birlikte bu reaksiyon hızlanır. Gecenin sessizliği bunun için en ideal ortamdır. Çünkü gece ne güneş, ne rüzgar, ne de hareket hücre bölünmesini engelleyemez. İşte bu yenilenme saatlerinde cildin, başta oksijen olmak üzere, bir dizi besin maddesine ihtiyacı vardır. Alınan her solukta cilt, ihtiyacı olan oksijeni depolar. Bu nedenle uzmanlar akşamları yatmadan önce yatak odasının iyice havalandırılmasını tavsiye ederler.

Uyurken, özellikle de rüya gördüğümüz saatlerde vücut ısısının 2 derece artmasıyla birlikte, organizma bol miktarda sıvı üretir. İşte bu nedenle sabahları uyandığımızda saçlarımız nemlenmiş, şekilleri bozulmuştur. Yağ bezleri de geceleri yenilendiğinden, uyku sırasında yağ salgılaması genelde azdır. Bu nedenle, cildi kuru olanların sabah iyice kurumuş bir ciltle uyandıkları görülür.

Sağlıklı Bir Yaşam İçin Günde Kaç Saat Uyumalıyız?

Günlük uyku süresi, kişiye ve yaşa bağlı olarak değişir. Genellikle yaş ilerledikçe uyuma süresi azalmaktadır. Ancak günlük ortalama 6 ila 8 saat arası uyku bir yetişkin için yeterlidir.

Uyku süresine dikkat etmek sağlıklı bir yaşam için önemlidir. Çünkü sık sık yeterince derin uyku uyuyamayan kişiler, bağışıklık sistemleri etkilendiği için hastalıklara karşı daha dayanıksız olmaktadırlar. Böyle durumlarda vücudun ritmi kontrolden çıkar. Bu dengesizlik cilde yansır: Cilt kurur, çatlar ve hücre bölünmesi düzenli gerçekleşemediği için cilt giderek incelir. Kuru cilt daha da kururken, pürüzlü cilt de iyice bozulur.

Uyku Bozuklukları

Uyku bozukluğu denince en sık karşılaşılan durumlar; uyuyamama, uykuya dalamama, uyku bölünmesi ya da sabah erken bir saatte uyanıp tekrar uykuya dalamama olarak özetlenebilir. Ancak fazla uyuma da bir tür uyku bozukluğudur. Bunların yanı sıra; uyurgezerlik, uykuda korku gibi uyku bozuklukları da yaygın olarak görülür.

Uyku bozukluklarını şöyle sıralayabiliriz:

Uykusuzluk:
Uykusuzluk çok sık görülen ve tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi edilmeyince, önemli hastalıklara ve hatta ölüme yol açabilir, depresyonun gelişmesinde bir risk faktörü olabilir. Vücudumuzda günlük uyku-uyanıklık döngüsünü kontrol eden bir mekanizma vardır. Sirkadyen ritim adı verilen bu mekanizma vücutta bulunan ve yaklaşık 24 saatlik dilime göre ayarlı olan biyolojik saat tarafından kontrol edilir. Genel olarak çevresel ve içten gelen etkenler nedeniyle bu ritim bozularak uykusuzluk baş gösterir. Bunun yanı sıra; düzensiz uyku alışkanlıkları, psikolojik nedenler, nörolojik rahatsızlıklar, hormonal bozukluklar, fizyolojik ve kalıtsal faktörler de uykusuzluğa sebep olabilir.

Uykusuzluk, diğer adıyla "insomnia" ağrıdan sonra toplumda en çok bildirilen ikinci şikayettir. Amerikan toplumunda bu rahatsızlık; tıbbi gider, kaza kayıpları, işe gelmeme kaybı ve üretimde düşme zararları olarak yılda yaklaşık 100 milyar dolarlık zarara neden olmaktadır.

a- Psikofizyolojik Uykusuzluk: Bu, uykusuzluğun en sık görülen tipidir. Bütün uyku hastalıklarının bir belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Ayrıca dahili, psikiyatrik ve ilaçlarla bağlantılı bir durum da olabilir. Psikofizyolojik uykusuzluk tipik olarak stres gibi faktörler devrede iken oluşur. Bu uykusuzluk türünde bütün dikkat uyuyamama üzerinde toplanır.

b- İdiopatik Uykusuzluk: Kronik ve ciddi bir uyuyamama ve uykuyu devam ettirememe halidir. Yatağa gidince uykuya dalma süresi çok uzun olabilir ve uyku uyanmalarla parçalanmıştır. Buna sebep olan nörolojik bozukluk hafif ile şiddetli derecelerde olduğu gibi uyuyamama da hafif veya ağır ve hatta dayanılmaz olabilir. Bu tür uykusuzlukta psikolojik fonksiyonlar dikkati çekecek şekilde normaldir. İleri vakalarda hastalar iş yapamaz hale gelebilirler.

Narkolepsi ve Toplum Sağlığı
Narkolepsi, gün içinde ani uyuyakalma nöbetleri şeklinde nükseden rahatsızlıktır. Bu aşırı uyku halinin sonuçları arasında; kazalar, ekonomik kayıplar, toplum sağlığının tehdit edilmesi, okul veya işyerinde verimsizlik, psikososyal fonksiyonların bozulması yer alır. Örnek verecek olursak Çernobil, Three Mile Island, Bhopal ve Uzay mekiği Challenger, Exxon Valdez gibi büyük endüstriyel kazalar, resmi raporlarla iş yerindeki uykulu kişilerin kararsızlıkları sonucu gerçekleştiği bildirilmiş facialardır. ABD'de her yıl 100.000 trafik kazası yolda uyumaya bağlı olarak meydana gelmekte ve1500 kişi de hayatını kaybetmektedir.

Apne Hali
Uykuda soluk kesilmesi olarak tarif edilen apne, yaşamı tehdit edebilecek uzun vadeli ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. İlk kez 1965 yılında tanı konulan apne, kelime olarak Yunancada 'soluk arzusu' anlamına gelmektedir.

İki tür uyku apnesi tanımlanır; birinde beyin soluk alma kaslarına solunumu başlatan doğru sinyalleri gönderemez, diğerinde ise hava solunum yollarında tıkanır. Apne sırasında soluk almak için aşırı bir çaba harcanır, bu sırada damarlar ve kalp bir dirence karşı çalışır. O sırada kandaki oksijen yoğunluğu azalır. Kalpte de birtakım ritim bozuklukları baş gösterir. Uykuda ani ölümlere uzun dönemde sebep olacak hastalıklardan, en başta hipertansiyon, kalp hastalıkları, enfarktüs ve inmeleri sayabiliriz.

Uykusuzluk toplam uyuma saati olarak değil yeterli süre ve kalitede uyku alamayarak sabaha dinlenmiş kalkamama şeklinde tarif edilir. Örneğin günlük uyku ihtiyacı 5 saat olan ve 5 saat uykudan sonra sabah dinlenmiş olarak kalkan birisi uykusuzluk çekmemektedir.

Uykuda Ruhun Alınması
Görüldüğü gibi insan yaşamı, uyku esnasında birçok tehditle karşı karşıyadır. O halde her sabah sağlıklı bir şekilde uykudan uyanmak şükredilmesi gereken mucizevi bir durumdur. "Ölüm benzeri" olarak belirtilen uyku süresi boyunca insan, bilincini ve dışarıyı algılama yeteneklerini kısmen yitirir. Uyku ile ölüm arasındaki bu benzerlik, Kuran'da da haber verilir. Bir ayette, "Sizi geceleyin öldüren ve gündüzün 'güç yetirip etkilemekte olduklarınızı' bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten O'dur." (Enam Suresi, 60) şeklinde buyrulmaktadır.

Açıktır ki gece uyumak için yatağına yatan bir insan, her sabah sağlıklı olarak uyanacağından emin olamaz. Dolayısıyla uykudan şuurlu ve bir gün önceki haline kavuşmuş bir şekilde uyanmak, kusursuz bir şekilde görebilmek, duymak ve hissetmek üzerinde düşünülmesi ve şükredilmesi gereken mucizevi olaylardır. Yüce Allah Kuran’da insanların uykuda canlarını aldığını, ancak daha sonra zamanı belirlenmiş ölüm vakitleri gelinceye kadar tekrar geri verdiğini şöyle bildirmektedir:

"Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı tutar, öbürünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. ?üphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır."(Zümer Suresi, 42)

Gece Uykusu Neden Daha Yararlıdır?

Uzmanlar uyku zamanı olarak, en ideal olan vaktin gece uykusu olduğunu belirtmektedirler. Uyku bozukluklarında dahi gündüz uykusu ile takviye yapmayı tavsiye etmemekte, gece uyumanın önemi üzerinde durmaktadırlar. Ayrıca hücre yenilenmesi ve hormonal reaksiyonlar sadece geceleri meydana geldiği için, bilinenin aksine öğle uykusunun büyük bir katkısı da yoktur. Çünkü beynimizin salgıladığı melatonin hormonu hava karardıktan sonra üretilir. Cildin yenilenme işlemini işte bu hormon başlatır. Nitekim Rabbimiz olan Yüce Allah Kuran'da bu gerçeği şöyle haber vermiştir:

"O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yayılıp-çalışma (zamanı) kılandır." (Furkan Suresi, 47)

Uyku esnasında;

Gün boyunca zihni meşgul eden aktiviteler, gerginlikler ve hafızaya alınan bilgiler adeta bir bilgisayarın belleğinin ayıklanması gibi ayıklanır.
Hormon düzeyi dengelenir.
Sindirim sistemi çalışır.
Bağışıklık sistemi devreye girer.
Deri yeniden yapılandırılır.
Hücre bölünmesi uykuda yoğun bir şekilde devam eder.
insanmucizesi.com

 
Toplam blog
: 164
: 3066
Kayıt tarihi
: 01.11.09
 
 

Özel bir şirkette dış ticaret yetkilisiyim. İnternet üzerinden toplamış olduğum bilgileri, başkal..