Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '07

 
Kategori
Felsefe
 

Uyuyan Kahin'den bana

Uyuyan Kahin'den bana
 

Edgar Cayce 18 Mart 1877'de Kentucky'de doğan, 3 Ocak 1945'de Virginia Beach'de hayata gözlerini yuman Edgar Cayce, fizik üstü evrenin bilgilerini, uyarılarını ve kehanetlerini insanlığa aktarma vazifesiyle bedenlenmiş ve yaşamı
boyunca maddi bir beklenti içine girmeden insanlığa bu vazife doğrultusunda bilgi aktarmış bir medyumdur.

Ona "sırların adamı", "uyuyan kahin" sıfatları yakıştırılmıştır. Ölümüne kadar yaptığı okumaları adına kurulmuş olan enistütÜe halen saklanmaktadır. 8000 e yakın kişi ile yaptığı psijik okumaların ve tavsiyelerin 14000 adedinin steno kayıtları mevcuttur ve bunların içerisinde geleceğe dair kehanetlerde mevcuttur.

Günümüzde Cayce ait bir çok kitap mevcuttur ve bunlarda gerek okumaları gerekse spritüel boyutunun gereği vermiş olduğu anahtar bilgiler ve tavsiyeleri yer almaktadır. Aşağıda ki de bu Cayce den bir alantıdır. Ve bu sözler (sanırım yaşamakta olduğum ruhsal hal durumunun gereği) beni adeta çarptı. Ve bu ani çarpışmadan sonra, bende bazı açılımlara neden oldu.Ardından da sizlerle bu paylaşımın içine girmeye yönlendirdi.

“Aslında sorunlarımız yoktur, şükran duymamız gereken fırsatlarımız vardır. Düzeltmeyi reddettiğimiz bir hata dokuz canlıdır. Kişinin kendi eksiklikleriyle yüzleşmesi cesaret ve bunlar için bir şeyler yapması ise bilgelik ister.”
Edgar Cayce

Bu yazanların her kelimesini hayatımda deneyimlediğimi söyleyebilirim...
Önce isyan, sonra hatayı başkasında arama ve kendini savunma, ardından yok varsayma. Ve her reddedişin ardından bu hataya bir can daha katma.

"Dokuz canlı" varlığını kabul etmediğimizde asla ölmez, dönüşmez terbiye edilemez.Şükran duymak ise yüzleşmek ve kabullenmenin ardından geliyor...

Cesaret neye karşı?... "Kendim ettim kendim buldum ben seçtim beni kıranda yaralayan da mutsuzsam mutsuz kılanda bendim, benim" diyebilmekte galiba...

Ve bilgelik: Varlığını kabul ettiğin sorunlarının düzeltilmesi için gerekli akıl yürütme aşaması. Mevcutta ki sorunlarımızı o sorunları var ettiğimiz düzlemde çözemeyiz. Bunların varlık sebebi olan ben, o düzlemde kaldıkça üreteceğim çözümlerde o sorunun oluştuğu düzleme ait ve bu durumda da; eksik ve işe yaramaz olacaktır. Ve bu durum da yeni hatalara ve en acısı da üst üste yaşanan başarısızlıkların getirdiği umudu yitirme ve kendine olan güven, saygının yitimine neden olacaktır. Ve bu ruhsal düzlemde zaten hali hazırda mevcut olan problemelere nasıl çözüm bulunabilir ki?

Bilgelik...
Bilge olabilmek için yüzleşmek, cesaret ve kabullenmek gerekir evet, ama bir şey daha var ki bu da kanımca olmazsa
olmaz o da: Teslimiyet. Evrene güven ve yardımın alınabilmesi için gerekli sakinlik...

Çünkü: Huzurun olmadığı bir ruha; çözüm olabilecek hiç bir ilham, hiç bir çözüm niteliği taşıyan bakış açısı misafir olamayacaktır. O halde kendi merkezinde o en derinde ki huzur noktasında, kendinle sakin ve korkusuzca kalabildiğimiz anları çoğaltalım derim.

Bu ruhsal halin enerji boyutunda ki çekim alanımız çok daha işe yarar ve çözüme yönelik enerjileri oluşturacak ve zaten evrende mevcut olaları bizim etrafımıza çekecektir.

Sevgi ve ışıkla
Ayna

02.03.2007

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..