- Kategori
- Deneme
Uza uza uzaylıysan uzayında yaşa

Uzayın varlığını biliyoruz. Gezegenler, ay, güneş sistemleri, yıldız kümeleri, solucan delikleri, meteorlar, uydular yabancı değil. Peki ya uzaylılar! İnkar etmiyoruz. Hatta varlıklarına alışıyoruz." Koskaca evrende yanlız değiliz" diyoruz. Uzaylılar aramızda. Ben demiyorum bilim adamları diyor. Medya da gösteriyor. Tabi devletlerde aralarında yarışaduruyor. Eeee kimden rant elde edilir belli mi olur faydası, zarardan ziyade karı olur uzaylının. ABD uzaylı gelirse ilk bize gelsin. Rusya aaaa olur mu bizi daha önceleri de ziyaret ettiler biz daha iyi misafirperveriz. Vatikan iyi davranılmalı derken oradan Kanada sesleniyor bi durun yahu bizim savunma sistemiz daha kuvvetli nolur nolmaz bunlar boru değil uzaylı hertürlü saldırıya karşı tetikte olmalıyız biz iyi ağırlarız der. Sibirya biz de istiyoruz biz de. Türkiye yok abi kolay gelsin biz almayalım derdimiz bize yeter zati yer yok der. :) Öyle düşündüğüme bakmayın. Diğer yandan Sizde Allah'ın kulusunuz kaç tane istersin diye sormadan ne varsa evimizde soframıza buyur ederiz. Karşılıkta beklemeden. Yaaa Türk insanın farkı. Fizikçinin biri çıkıyor uzaylıların twitter mantığıyla mesajlaştığını söylüyor. NASA'yı herkes bilir ama BM'de Dış Uzay İşleri diye bir bölüm bile varmış. Hatta Clinton uzaylıları Hristiyanlığa davet ediyor. Ufoları çok araştırdığı için Kennedy suikastinde de uzaylıların parmağı varmış. Kanada savunma bakanı ise 80 çeşit uzaylı olduğunu aramızda yaşadığını dünyayı kirlettiğimiz sürece teknolojilerini paylaşmayacaklarını söylüyor. İletişim kuruyorlar yani.
Aman pek meraklıydık zır zır zır iyicene teknoloji manyağı olmaktan iyidir. Aslında ışınlanma gibi hız teknolojilerini paylaşsalar hiç de fena olmazdı. Trafik illahlah kurtulurduk. Bahse bile girilmiştir kime gelecekler diye. İran ise Amerika'nın uzaylılar tarafından yönetildiğini söylüyor. İyice koptum gülmekten.:) Bu dünyanın çivisi çıkmış diyorlar ya yok yok uzayın çivisi çıkmış.
Onu bunu bilmem ama özellikle son 1 aydır ulusal kanallarımızda çok fazla uzaylıların konuk olduğunu görüyorum. Uydu, dijitürk, kablolu vs. gibi kanalarında ara ara uzay belgeselleri izlerdik. Ama bu kadar defişre edilmek istercesine değildi programlar. Sanki zamanlama yapılmış geriye sayıyor. Hazırlanıyoruz. Zaman yaklaşıyor gibi, alıştırma programlarının yerini aldı hızlandırılmışlar. Gerçi marsa kesilen biletler bile var neyi anlatmaya çalışıyorsam. Öğretiyorlar olası karşılaşmalar için. Filmlerde uzaylılar robot makineler olarak bazen insan kılığına girerek çeşitli yaratık şekillerinde karşımıza çıkıyor. Uzay belgeselleri, programlar, sinema fimleri, oyuncaklar vb. 1933 Superman (ilk çizgi hali), 1951 Dünyanın Durduğu Gün, 1956 Invasion of the Body Snatchers (merihten saldıranlar), 1966 Uzay Yolu, 1973 Turist Ömer Uzayda, 1977 Yıldız Savaşları serisi, 1977 Üçüncü Türden Yakınlaşmalar, 1978 Superman, 1979 Alien, 1982 E.T., 1982 Şey, 1987 Uzaylı Zekiye, 1996 Kurtuluş Günü, 1996 Space Jam, 1996 Ç1lgın Marslılar, 1997 Siyah Giyen Adamlar, 1997 5. Element, 2002 İşaretler,2004 Battlestar Galactica dizisi, 2005 Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi, 2005 Doctor Who dizisi, 2007 Transformers, 2008 Gizli Dosyalar dizisi, 2008-2013 Fringe dizisi, 2008 Ziyaretçiler, 2008 Wall-E, 2009 Gezegen 51, 2009 4. Tür, 2009 Avatar, 2009 Kehanet, 2009 Evimde Uzaylı Var, 2012 Starship Troopers:Invasion, 2013 Uzayda Sıkışanlar gibi. Filmlerdeki konu belli uzay ama her kişiye her duyuya her zevke hitap ediyor. Çizgi romanı, çocuk filmi, animasyonlardan tutun kitaplara, oyuncaklara kadar. Her yaşa, her cinse, her döneme.
80'li Yıllarda ABD'deki 51. Bölge, Roswell hikayelerini çok duymuşsunuzdur. Hükümet dosyayı kapatsada kimse tatmin olmuyor. Fakat somut kanıtlar var deniliyor. Zaten daha sonra uzay filmerine, kitaplara, dizilere ilgide artış oluyor. Derlediğim filmlerin tarihlerine dikkat ederseniz. Edebiyattaki gibi giriş gelişme sonuçtan oluşan kompozisyonlardaki gibi oluşan zaman dilimine dikkatinizi çekerim. Tarihte uzaylıların olduğu varsayılan duvar resimlerine rastlanmıştır. İlk ufo fotoğrafı 1870'de Washington dağında çekildiği iddia ediliyor. 1930'lardan itibaren televizyonun icadından(1923 John Logia Baird/İngiltere) sonra yayılmasıyla büyük kitlelere ulaşılmaya başlanıyor. Bilgi ağı oluşuyor. Tarihlere şöyle bir bakalım. Günümüze kadar 2o'şer yıllık aşamalar var diye düşünelim. Yani 4 aşama. İlki keşif aşaması; televizyonlarda gezegenlerle birlikte uzaylıların varlığı 1950'lerde tanıtılmaya başlamış. Uzayın, uzaylıların varlığını tanımaya yönelik filmler. Değişik tepkiler var film bile olsa temkinli davranılıyor korkuluyor. Uzaylıların istilasına uğrayan savaşan karakterler. Ancak 2. Alıştırma aşaması diye belirttiğim; 70'li yıllardan itibaren uzaylılara karşı tavırlar değişir. Artık varlıklarını sindiriyoruz. Tanımaya çalışılıyor. Empati kurarak daha objektif yaklaşıyoruz. Bir sempati oluşuyor. İnsanların merakı artıyor. Komik, dost canlısı karakterler. Niyeyse istila korkusu hep var. Niye bize görünüyorlar olsa olsa dünyamızı elimizden almak içindir heralde diyerek yakınlaşıyorlar diye yaşam kaygısına devam. 3. ise Pekiştirme aşaması; 90'larda hızlı gelişen teknolojik hareketler ile tanışıyoruz. Kim oldukları hakkkında varsayımlar, insanlığın gelecekteki hali gibi söylenceler, necidirler, boyları, posları, niyetleri, iyiside var kötüsüde, yeni keşifler, yeni icatlar, ziyaretler vs. Daha somut bilgilerle belirlenip depolanıyor. Ama hala temkinli davranıyoruz. Dünyanın sonu, kıyamet alametleri falan. Savaş hep var. Değişik kurgularla gösteriliyor. E ilgi de var. Full hayalgücü. Uzay filmlerinin raytinglerinin en yüksek olduğu yıllar. Hatta 2000'li yıllardan itibaren teknolojinin kaynağı uzaylılar olduğu söylentileri yayılıyor. İşin içine mantık giriyor. Sağlam yapımlar var. Bilişimler artıyor. Görüntüler boyut atlıyor. Bilişim ilerliyor. Artık herşey normal geliyor. Heyecan bitiyor. Uzaylılar işte amaaan diyip korkmuyoruz aksine inceliyoruz.
Son aşama ise yani 4. Halihazırda aşama; 2010'lar günümüze ve geleceğe yönelik. Bekliyoruz işte gelsinler diye. Ülkeler birbirleriyle kapış kapış uzaydan uzaylılardan medet umuyorlar. Korku da ne merakımız üstün geliyor. Onlar bizden korkuyor. Değişiklik istiyoruz. Atraksiyon olur. E gelecekse gelsin görelim diyoruz. Artık savaşmak için değil tanışmak için bekliyoruz. Uzaylıların istilasına ne gerek insanın insana, hayvana, doğaya, varlığa olan istilasından sonra. Bu arada Soma'da yaşananlar herkesi perişan etti. Umarım böyle büyük acıları birdaha yaşamayız. Başımız Sağolsun. İnsanın istilasından bahsetmiştik değil mi?
Deniz Şahin