Uzak diyoruz ama gidip geliyoruz; uzak denilen mesafe ne kadardır

“Uzak” kavramının incelenmesi lazım çünkü yanlış algılarla engelleyici olabiliyor; bir yere gideceğiz, uzak olduğu söyleniyor, vazgeçiyoruz.

Gerçekten hayatta “uzak” diye tanımlanan bir durum var mı? Malum gidip gelemediğin ya da zor gidip geldiğin yer “uzak” Ancak eskiye göre günümüzde teknolojinin gelişmesiyle motorlu nakil vasıtaları (araba, uçak, hızlı tren) bu “gidip gelememe” zorluğunu değiştirmiştir. Dünyanın en uzak yerine bile (hatta uzaya) gidip gelebiliyoruz.

Yani uzaklar yakın olmuş. Ama yine de hala insanların kafasında bir “uzak” algısı var. Ve bu algı uzakların yakın olmasıyla değişecek gibi görünmüyor. Çünkü uzak sadece “gidip gelme” bakımından algılanmıyor. Göremeyiz, uzak. Sesini duyamayız, uzak. Orada olanları bilemeyiz uzak.

Çok kısa sürede gidip gelinse bile, kişiye uzak gelen mesafe uzaktır da dünyanın bir yerinde yaşıyorsak diğer yerler bize haliyle az veya çok uzak olacaklardır. Ancak bu uzaklıklar hayatı yaşama konusunda engelleyici olamaz. Tabii ki basit düşünürsek. Bir saat yaşam anlamında bir yerden bir yere gitmek için çok bir süre sayılmaz. Birkaç saatlik yolculuklarla insanlar güzel mutluluklar yaşayacaklarını bilseler her yere giderler. Yerin uzak olması önemli değil, uçakla bir saatte oradayım. O halde aradaki 1000 km.nin önemi yok. Eskiden araç olmadığı için 10 km bile uzaktı. Teknoloji madem uzakları yakın etti bizim için de “uzak” diye bir handikap kalmadı. Tabii ki bu arada herkesin bu imkâna sahip olamayacağını da bilmeliyiz. Bir de fiziki anlamda uzak her zaman uzaktır.