- Kategori
- Öykü
Uzak
Geç kaldın dedi sitemkar özlem kokan soluğuyla... Derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı içinde gözlerimin içine bakan; biraz öfkeden biraz da pişmanlıktan karanlıklaşan gözleriyle... ''Geç kaldın Derin bazı şeyler için çok geç kaldın'' dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Dediklerini anlamaya çalışıyordum ama kabul etmek istemiyordum. İçim özlem doluyken onun karşısına gelmiştim. İşte karşımda duruyordu ama başkasına ait olduğunu söylüyordu. Önümde sıcaklığıyla duran çaya baktım. İçi yanıyordu onunda belli, o da bekliyordu alınacak bir yudumda hasretin çekilmesini,demlenmesini.... Olmuyordu ama öyle! Karşında duran adam yabancılaşıyordu sana. Bana kalan pişmanlık yüklü kendine iyi bak oluyordu...
Pencere kenarından dışarıyı seyredişin geliyor aklıma. Uzun uzun bakmışsın bizi ayıran yollara. Ya gülüşün... Bir de o düşüyor sevdama... Rüzgar esiyor, ruhum üşüyor ısıt beni... Gel demenin ne denli zor olduğunu biliyorum. Gelememenin daha da zor olduğunu... Yanıma gelmeni beklerken benden gittiğin kaçıncı gündeyiz? Gün doğarken odama kaçıncı karanlıklarda yüreğim? Vazgeçmek zor... Dön demeye de utanır dilim. Arkasına saklandığım gurumla seslenirim sana. Koyma beni uzaklara, uzaklar zor. Koyma beni uzaklara, uzaklar yakıcı. Koyma beni uzaklara, uzaklar sensiz,sevgisiz. Uzaklar bizsiz... İmkan varken gel. Bazen istesen de imkan olmuyor. Bir umut lazım şimdi tutunmak için yeniden. Her dağın bir yokuşu olduğunu bilmek lazım. Benim meselem kendimle diyerek yüzleşmek lazım. Gel...
Tenim özlüyor tenini. Yokluğun derin bir özlem,acıyor yüreğimde. Kaçamıyorum kendimden, her gün biraz daha yitiyor varlığım... Gökyüzünün maviliğini göremiyorum. Nerdesin? Gel...