- Kategori
- Sinema
Uzakdoğu Korku Filmleri

Uzakdoğu Sineması son yıllarda şaşırtıcı bir hızla gelişiyor. En iddialı oldukları tür ise korku filmleri. Çekilen korku filmleri o kadar çok ilgi görüyor ki Hollywood bile etkilenip bu filmlerin ABD versiyonunu yapıyor.
Korku filmleri en zor filmlerin başında gelir. Seyirciyi şaşırtması ve kendinden önce çekilen korku filmlerinden farklı olduğunu hissettirmesi gerekir. Konunun özenle seçildikten sonra müzik ve yönetmenin şovuna dönüşmesi gereken kusursuz bir final korku filmlerinin olmazsa olmazlarıdır. Bu da büyük bir zekâyı gerektirir. Uzakdoğu’nun da bilim ve teknoloji yönünden ileri olduğunu düşünürsek neden korku filmlerinde bir dev haline geldiklerini anlayabiliriz.
Bazı filmlerde ise ortak noktalar tespit ettim. Önce bu filmleri tanıyalım:
İlk filmimiz “Halka” , kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen bir video seyredenleri dehşete düşürüyor. Birbirinden bağımsız sahneler arasında bir bağ kurulamasa da seyreden kişi bu sahneleri kendi yaşamında görmeye başlıyor. Seyreden kişi “yedi gün” içinde başka birisine videoyu seyrettirmezse feci şekilde can veriyor. Filmin ilerleyen sahnelerinde ise öbür dünyaya gitmeyen kötü bir ruhun videoyu seyredenleri öldürdüğü belli oluyor.
İkinci filmimiz ise “Cevapsız Arama”, yine Japonya yapımı. Okulun silik ve arkadaşları tarafından sürekli alay edilen, küçümsenen öğrencisi intihar eder. Ruhu kendisiyle alay eden öğrencilerle uğraşmaya başlar. Öğrencinin birisine mesaj gelir. Buraya kadar anormal bir durum yok. Ama mesaj gelecekten, bir gün sonradan gelmektedir. Eğer mesajı başkasına göndermezse ertesi gün ölecektir. Cep telefonu onlar için bir kâbusa dönüşür. Filmin üç serisi çekilmiş olup kimisinde telefonda mesaj gelmemekte, gelen telefon kişinin kendi sesi olmakta ve yine zaman olarak ertesi günü göstermektedir. Senarist ve yönetmenler filmin serilerinde devamlılık göstermeyerek değişmiştir.
Üçüncü film ise ülkemizde gösterime girmeyen ve videosu yayınlanmayan bir film olan "Shutter" olup (Fotoğraf makinesinde mercek anlamında) Tayland yapımıdır. Olay üniversite yıllarında geçiyor. Okulun yakışıklı gençlerinden biri kötülük düşünmeyen bir kızla arkadaşlık yapmaya başlar. Onun, serseri arkadaşları gözü önünde kız arkadaşına saldırır. Genç ise olayları sadece seyreder, kızın onun için anlam ifade etmediğini gözleriyle belli eder. Genç kız bu utanca daha fazla dayanamaz ve intihar eder. Ruhu geri döner ve onu kirleten gençleri teker teker öldürmeye başlar. Öldüreceği insanları belli bir süre korkutmak için kendini ara sıra gösterir. Kız sadece fotoğraflarda görülmekte ve bir sonra öldüreceği kişiyi fotoğrafta işaretlemekte, nasıl öleceğini de göstermektedir. Sadece sevdiği genci öldürmez ona da öyle bir ceza verir ki ömür boyu acısını çekecektir.
Görüldüğü gibi teknoloji ile içli dışlı olan Uzakdoğu kültürü yine de teknolojiden korkmaktadır. Teknolojinin paranormal kimselerin eline geçmesi halinde olabilecek olaylar üzerinde filmler yapılmaktadır. Zaten teknoloji bırakın paranormalı, yaşayan kötülerin eline geçtiği zaman bile tehlikeli sonuçlar vermiyor mu?