Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '09

 
Kategori
Haber
 

Vahim, daha vahim, daha da vahim!

Vahim, daha vahim, daha da vahim!
 

Ugur Dündar ve ailesi


Tarafsız ve doğru haber yapması ile ün kazanmış Türk gazetecisi Uğur Dündar bu günlerde sıkıntılı ve öfkeli.

Gazetelerin yazdıklarına göre, Dündar çiftinin Türkiye’ye giriş ve çikislari çesitli polis birimlerince takip altına alınmış. Milliyet gazetesinin 24 Mayıs tarihli haberine göre ise, tam16 polis birimince bu kayıtlar takibe alınmış ve bu birimlerden sadece 3 tanesi Ergenekon soruşturması ile doğrudan ilgiliymiş. Yine gazeteye göre,Türkiye’ye giriş-çikis yapan tüm yerli ve yabancı uyruklu kişilerin kayıtları bir İnternet ağı olan Pol-Net’de yer alıyormuş ve bu sisteme sadece polis teşkilatı mensupları özel bir şifre ile girebiliyorlarmış.

Olayın basında geniş yankı bulması ve bazı köşe yazarlarının İçişleri Bakanı Prof. Beşir Atalay ile Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal’ı eleştirmeleri üzerine, Emniyet Genel Müdürü’nün talimatıyla, bu kayıtları kimlerin sorguladığı konusunda bir soruşturma açılmış ve yukarıda sözünü ettiğimiz 16 polis birimi ortaya çikarilmis.

Ergenekon ikinci iddianamesinde Uğur Dündar’ın eşinin yurt dışına çikislarina yer verilmiş ve konu ilk defa kamu oyuna böyle yansımıştı. Uğur Dündar bunun üzerine Star Haber’de 29 Mart günü, eşine yönelik iddialarla ilgili isyanını dile getirmişti.

Bir insanın yurt dışına giriş çikis kayıtlarının Ergenekon gibi bir dava süreci içinde yeri ve önemi nedir, hangi iddiayı ispatlamak üzere iddianameye konmuşlardır bilemeyiz. Bu iddianameyi hazırlayanlar, bunun sebeplerini ve gerekçelerini de, bu yurt dışına giriş-çikislarin dava konusu ile ilgisinin, hukuk sistemi içinde ispatlanacak veya mesnetsiz kılınacak biçimde herhalde hazırlamışlardır diye düşünüyoruz ve umuyoruz, çünkü öyle olması gerekir.

Savcıların hangi sebepten böyle bir konuyu iddianame içine aldıklarının ötesinde, işin asıl vahim yanı ise, suçluluğu hiçbir şekilde ispatlanmamış masum insanların özeline giren hususların gazetelerde konu edilmesi ve bazı yayın organlarınca, o kişilerin sosyal konumunu zedelemeye yönelik kasitli yayın yapılmasıdır.

Vakit gazetesi, Yasemin Baradan Dündar’ın 1995-2009 tarihleri arasında 13 kez eşi yanında olmaksızın yurt dışına çiktigini iddia ederek, bir liste yayımlamış ve pasaport numaralarını da vermiş. Dündar’a hitaben de “Kendini asma, cevap ver.” demiş.

İşin daha da vahim olan yanı, Ergenekon davasıyla doğrudan ilişkisi olmayan 13 polis biriminden polis mensuplarının, kendilerine verilen yetkiyi kötüye kullanarak, aslında hiç üzerlerine vazife olmadığı halde, bazı vatandaşların kişisel bilgilerini elde etmelerinin ortaya çikmasidir ki, böyle bir olay, doğru işleyen demokratik hukuk devletlerinde büyük çapta görevden alınmalara ve büyük skandallere yol açacak cinsten bir olaydır.

İşin en vahim olan yayına gelince, o da, herhangi bir gazetenin, başka bir gazetecinin veya herhangi bir vatandaşin burnuna, eşinin yurt dışına yalnız çiktigi tarihleri tutarak, ondan hesap sorabilmesi, o gazetecinin de buna karşilık olarak “ Türkiye gibi çagdas bir ülkede, eşim tek başina yurt dışına çiksa ne olur?” diye kestirip atamamasıdır.

Sevgili Uğur Dündar, yukarıdaki cümleyi kullanıyor ama karşisındaki adamların saldırı biçimi karşisında, şahsına yönelik sosyal infaz tehdidinin büyüklüğünün farkına vararak, “ Eşimin yurt dışına çikislarinda, benim kendisine eşlik edemediğim zamanlarda, mutlaka bir aile büyüğümüz, örnegin annesi veya kızkardeşlerimden biri kendisine refakat etmiştir. Çogunlukla ben de işlerimi bitirince onlara intikal etmişimdir.” demek zorunluluğunu da hissediyor.

Demek ki, Türkiye denen ülkede, hiçbir evli kadın, yanında eşi veya aileden biri olmadan yurt dışına çikis yapamaz. Yaparsa durumu şüphelidir. Herhangi birileri ortaya çikip bunun hesabını sorabilir, bunu bir tehdit vasıtası olarak kullanabilir, arkasında belki de neler olduğunu ifade edebilir, o ailenin temeline bir bomba koyabilir, o kadının, onun eşinin toplum tarafından dışlanacağını, damgalanacağını Allah bilir daha neleri ima ederek, durumu hem o kadının sosyal statüsüne, hem de eşinin sosyal ve mesleki varlığına karşi bir çesit suikast haline getirebilir. Kimse de çikip: “Size ne? Karı kocadan kimin ne zaman, ne şekilde, kaç defa yurt dışına çikacagi, yalnızca o karı-kocayı ilgilendirir. Bu çikislarda herhangi bir suç unsuru varsa, bunu savcılar araştırır. Bunun dışında liste yapmak, hesap sormak, bunları konu etmek hiç ama hiç kimsenin üzerine vazife değildir.” demiyor.

Türkiye acaba demokrasinin ve hukukun neresinde?

Umarız Emniyet Genel Müdürlüğünün başlattığı soruşturma sonuç verir ve olayın suçluları, yani gizli kalması gereken kayıtları gazetelere kimin veya kimlerin aksettirdiği bulunarak onlardan hesap sorulur.

Bunun dışında, aklı başinda her insan bazı yayın organlarınca Uğur Dündar’a yapılan muameleyi protesto etmelidir.

“Size ne!!!!” demelidir!

Hem de var gücüyle bağırmalıdır. Çünkü bir olaya geçit verilirse, arkasından başka olayların da çikacagi gün gibi aşikar, ancak gelecek seferlerde kimleri vuracağı henüz belli değildir.

 
Toplam blog
: 165
: 1414
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Uzun yıllardır yurt dışında yaşıyor. İsviçre'de Adalet Bakanlığı'ndaki mesleği yanında tiyatro ya..