Vaktiniz varsa Çanakkale Şehitliğine gidin...

VAKTİNİZ VARSA…

Yemin ederlerken ayaklarını mı kaldırıyorlar nedir?

Yaptıkları şu “yemine” bir bakın;

“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime

Ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine ant içerim…”

Boşu boşuna söylenir samimi olmadan vakur bir ses tonu kullanılabilir mi?

*** 

Al bayrağımız şanlı bayrağımız ile ilgili tarihimizde anlatılan çok öykü hatta destan vardır. Örneğin;

Vaktiniz varsa

Çanakkale ilimizdeki muhteşem “Çanakkale Şehitliğine” gidin.

Orada, ay yıldızlı al bayrağımızı taşıyan bir Türk askerinin vurulma anını ölümsüzleştiren bir figür vardır, ölürken bile bayrağın yere düşmemesi için bütün gücünü harcamış ve ruhunu öylece teslim etmiş…

Sonradan yanına gelenler gördüklerine yani askerin öldüğüne inanmamışlar; çünkü bayrak dimdik ayakta duruyormuş…

***

Daha çok değil 18 yıl önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde bir “Rum ” genci bayrağımızı direğinden yere indirmek istediğinde tek kurşunla cansız bir şekilde yeri boylamıştı.

O günleri yaşayanlar bugünün iktidarının kafasında olanların bu davranışa çok kızdıklarını ve yanlış olduğunu söylediklerini anlattılar dün…

Vaktiniz varsa KKTC deki o sahnenin yaşandığı yeri ziyaret edin, hem Çanakkale de hem KKTC de gözyaşlarınızı tutamayacaksınız…

***

Şimdi de gözyaşlarınızı tutamadığınızı biliyorum; çünkü ben de tutamıyorum, üstelik öyle zoruma gidiyor ki anlatamam…

Bu ülkenin solcuları Gezi Parkı eylemcilerinin “teröristler” terörle beslenenler kadar hiç mi değeri yok da sokağa çıktıkları andan itibaren polisiyle jandarmasıyla Toması biber gazı copu palalısı belalısı ile müdahale ediliyor da “PKK’lılara ve yandaşlarına” laf bile söylenemiyor…

Nedir bu insanları dokunulmazlık kılan ayrıcalıklı varlıklar sınıfına atlattıran…

Kimden neden ve nasıl korkuyoruz, elimizi kolumuzu bağlayan ne birinin bunu açıklaması gerekmiyor mu?

***

Türk ordusunun can damarlarından Hava Kuvvetlerine air 2 nci Hava Komutanlığının arazisine biri giriyor, herkesin gözü önünde bayrak direğine çıkıyor, “şanlı bayrağımızı” indiriyor yerlere atıyor onlarca kişi üzerinde tepiniyor…

Sanki karargah komutanlık üs, babalarının çiftliği…

Bugün ki yorumlara yazılanlara bakıyorum da hiç kimsenin umurunda değil aslında…

Ne başbakanın ne Genel Kurmay başkanının…

Çünkü onların karşısında “AKP sayesinde TÜRK olmaktan kurtulduk diyen bir partili, Türkiye Cumhuriyetini geçmişiyle hesaplaştırdık, diyen Başbakan yardımcısı var.

***

Bu rezalet bu vurdumduymazlık aymazlıkların sebebi, kayıtsız kalmanın sebebi kıytırık Cumhurbaşkanlığı seçimi mi?

Keza; trilyonluk ihaleler, AVK ler rezidanslar, benim haberim olmadan hiçbir şey yapılamaz denilen kupon araziler, milyarlarca dolar Euro’nun har vurulup harman savurulması Çankaya için mi?

Şunların hangisi bir terör uşağının al bayrağımızı hava kuvvetlerinin kalbine girip direğinden indirmesine değer ki? Bu kadar mı şerefsizsiniz…

***

Hem nasıl iştir bu; orası askeri bölge değil mi; her yüz metreye bir nöbetçi asker dikiyoruz, sahra talimatı var yedisinden yetmişinse ezberletiyorlar askerde…

Birliğin korunmasından, kadınların çocukların hastanelerin okulların camilerin ve vatandaşların korunmasına Bayrağımızın savunmasına kadar…

Diyarbakır 2 Hava Komutanlığı da askeri bir birlik, yoksa ben mi yanlış biliyorum. Komutanları askerleri çavuşları onbaşıları erleri yok mu buranın…

Bir terörist elin i kolunu sallayarak giriyor bayrak direğine tırmanıyor, bayrağımızı söküyor yere atıyor onlarca kişi de ayakları altına alıyor, parçalıyorlar…

Neymiş efendim yapan “çocukmuş” en az 1.70 boyunda seksen kilo saçlı sakallı dev gibi bir çocuk; ama PKK’lı ve poşulu…

*** 

İyi de kardeşim Gezi Parkı eylemlerinde Taksim dayanışmasında hatta kutlamalar da bir tek gencin elinde ne bir silah ne bir kesici alet ne bir bomba ne cop ne o bu şu vardı; gözünüzü kırpmadan öldürdünüz, bir kere bile Allah rahmet eylesin demeden yuhalattınız gencecik çocukları…

Yol kapatan, asker kaçıran 14-15 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklarını terör örgütüne katılmaları için analarının kucağından alıp götüren, asker polis yaralayan, son olarak da bayrak indirenler kadar niye değeri yok…

Suçları alevi olmak ya da “silah kuşanmamak mı?”

***

Neymiş efendim “barış süreci” zarar görmesin...

İyi de bu “barış süreci” dediğiniz ne sokaktaki bir tek vatandaş “analar ağlamasın şehitler gelmesin” cümlelerinden başka hiçbir şey bilmiyor…

Barış devletler arasında yapılır Türkiye Cumhuriyetinin karşısında “hangi devlet” varda barış anlaşması ateşkes imzalanıyor tavizler verilip pazarlıklar yapılıyor..

Yemin ediyorum; yaklaşık dört senedir bu süreç konuşuluyor, inceliyor okuyor takip ediyorum bir tek kalem anladıysam “Arap” olayım…

Daha önce ya da bu sabah yazdım galiba; Türkiye de Barış süreci Oslo görüşmeleri pazarlıklar Kürdistan PKK ve Apo hatta Cumhurbaşkanlığının akıbetini “üç kişi” biliyor.

Beşir Atalay, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan…

*** 

Evet, bu ülkede hiç kimse kahpe kurşunlarla hainlerin eliyle ölmesin istiyorum,

Şehit cenazelerinin gelmemesinden, anaların ağlamamasından çocukların öksüz kalmamasından son derece mutluyum,

Ama hiç kimse kusura bakmasın kardeşim;  Al Bayrağımızın kale gibi korunan bir askeri bölgeden şuursuzca indirilmesini içime sindiremiyorum…

***

Umarım bunun sonu kardeş kavgalarına ve kanlı çatışmalara varmaz, TSK tarihin şanlı sayfalarındaki “onuruna” yeniden kavuşur felaketlerin yaşanmasına engel olur…

Vaktiniz varsa; Çanakkale Şehitliğine gidin sonra bu yazdıklarımı bir kez daha okuyun lğtfen…

İyi geceler şimdiden hayırlı sabahlar…

Erdoğan ÖZGENÇ

Adana 10.06.2014 23.55