Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '12

 
Kategori
Genetik
 

Var etrafta dolanan bir sütçü de...

Var etrafta dolanan bir sütçü de...
 

Korkarım ki yeni neslin genetik kodlamasında ciddi problemler var! Metropollerde hadi neyse de köy yerinde koda moda bakmaz, kodu mu oturtur Haşo Ağa! Aramızda kalsın, ben Emine Supçin'den şüpheleniyorum. DeNeA'sını şaaptıımın dünyası deyip tek bir nükleotite parmak atsa, ne aminonun zinciri kalır ne de amigonun borazanı. Böyle bir muzipliği de ancak o yapar.

İnsan manzaralarına dalmayı severim. Ne hikayeler vardır o yüzlerde, adım atışlarda, konuşmalarda ve hatta bakışlarda.

"Allah'ın belası herif, yedim sanki martavallarını." diyerek geçer önümden mavi ojeli, afrolu saçlı, on sekizinden gün almış zamane!

"Avradını dütlediğimin hakemi. İnecektim sahaya, alacaktım o düdüğü..." der varoş delikanlısı.

Dumas ve Freud'un günümüze kadar gelen sözlerini düşündükçe, Virgil'i de anmamak olmaz. Tanrı kadınları yaratırken ne çok uğraşmış! Onlar inanılmaz ve bir o kadar da anlaşılmaz varlıklar. 10 çift genç kadınla 10 çift genç erkeği gizlice dinleyelim, kadınların yarısı erkeklerin dedikodusunu yapar; üç çift, kuaför-kozmetik hakkında konuşur; bir çift, iş hikayelerini; son çift de tatil programlarını anlatır.Hayatım, bu sabah oje sürmedim. Çünkü senden sonra hemen eve dönüp temizliğe girişeceğim. Yazık, anacım yorulmasın. Şööle kapıyı-pencereyi bi güzel sileyim diyen kızlarımız da seksenlerde müzeye kaldırılmıştır. Erkekler ise bir başka alemdir. Yarısı, şu benim nefret ettiğim futbolu konuşur. Şike mike yoktur ve sanki başkan da hep n'olacak benim güzel taraftarımın hali diye dövünmektedir. Fıkırdandıkları yerde en büyük başkan bizim başkan diye slogancıklar atmayı da ihmal etmezler. Diğer yarısı da cep telefonlarını, babanın arabasını kaçırma planlarını konuşur. Hadi, belki bir çift de kızları konuşur. Çünkü günümüzün genç erkeği cool'dur, öyle hatunları filan konuşmak racona terstir. Gizlese de maçodur ruhu. Oysa bizim gençliğimizde öyle miydi, tek konumuz kızlardı:) Çünkü yokluk günleriydi. Kız arkadaşımızın elini tutsak, günlerce rüyalarımıza girer ne hayaller kurardık. Öpmek ne demek, önce nikah masası derlerdi. Ya şimdi? Erkekler çekti kendilerini, çünkü bolluk var! Oysa kızlarımız daha da güzelleşti, namus anlayışı da beyne yerleşti. Cilvenin binini bir paraya verip tolerans sınırlarını da genişlettikçe erkekler tırsıp uzaklaştı. Onlar uzaklaştıkça rekabet arttı, kozmetik endüstrisi daha da gelişti. Dünya hatunlarının yıllık kozmetik harcaması ne kadar biliyor musunuz? Tam 200 milyar dolar!! Türkiye'nin 2012 için hedeflenen bütçe gelirinden daha yüksek bir rakam bu. Şimdi sevgili Esin yine Ata'cım, sen ne istiyorsun bu kadınlardan diyecektir; ama yalan mı söylediklerim?

İstanbul'da olduğum zamanlarda pazar günleri hep aynı kafede şekersiz latte'mi içerim. Büyük ve oldukça hareketli bir AVM'nin içindedir. Hem önümden geçen insanları izlerim hem de komşularımla ilgilenirim. Bazen tonton bir teyzeyle güleç bir amca olur yan masada bazen de bukle bukle saçlarıyla bir cimcime ya da yakışıklı bir küçük bey, ailesiyle.

Son birkaç aydır farklı insanlar görüyorum. Önceleri bir anlam veremedim; ama örnekleri çoğaldıkça gözlerimi daha da açtım. Belki de çok uzun zamandır varlardı; ama ben yeni uyanıyordum.

"Sen ne güzel bir kızsın böylee. Aman da sapsarı saçları kıvrım kıvrımmış. Maviş gözleri de pek güzelmişşş."

Gülümser cimcime. Her klasik büyük gibi yaşını sorarım, sonra da büyüyünce ne olacağını. Bu arada annesi gülümseyen gözlerle bizi izlemektedir. "Söylesene kızım hadi amcaya." der. Gözüm annesine takılır. Siyah saçlı kara gözlü bir hatundur. Muhtemelen Behlül'ün ikizi olan baba da kahve alma telaşındadır. Az sonra muzaffer kumandan edasıyla taşıdığı kahve tepsisiyle o da gelir. Kızıyla eşinin benimle sohbet ettiğini görünce de günaydın der. Yüzümdeki tebessüm latte'min içine düşer! Babanın kapkara saçlarıyla kaşları çakma orman, yüzü on bıçaklı jiletle sürülmüş kara sakal tarlası; sanki Nuri Sesigüzel, kahverengi gözlerin yâr gözlerin diye yırtınmaktadır burnumun dibinde!

"Kızınız da pek şeker. Çok da uslu."

Aslında bu sözlerin arkasında ne gizli anlamlar vardır! Ulen ikiniz de kara kuru esmer tiplersiniz, bu dünya güzeli evlat hangi piyangodan çıktı size! En kötü düşüncem piyangodur yani:)

Anne baba öyle alışkınlardır ki ben bakışlara, cevapları da hazırdır; siz sormadan söyleyip insanı rahatlatırlar. Yoksa maazallah anaya olan bakış değişecektir!

"Kızımız da aynı halası. Bizim baba tarafı Makedon da. Elazığ'a öğretmen olarak atanmış, anamı görmüş..."

*****

"Oo, sen ne yakışıklı delikanlısın öyle. Tıpkı Ezel Abi'ne benziyorsun. Güldün mü gözlerin kayboluyor! Üstelik senin bir de gamzelerin var. Başladın mı kızları yakmaya yoksa?"

"Hiç başlamaz mı amcası. Ama benim oğlum yüz vermiyor. Kızlara daha çok var, önce dersleri; ama dersler kadar önemli bir de Şampiyon Fenerbahçe, di mi oğlum? Baba-oğul formaları giyip deplasmana bile gidiyoruz!" der sohbete meraklı babası !

Babaya bakarım, oğlundan yakışıklı. Kumral beyaz tenli, yeşil gözlü. Anne de ya alışverişte ya da kahve sırasında. Az sonra ense kökümde geldiimm diye bir ses duyulur. O hoş sesin sahibi anne de herhalde Cansu Dere'ye benzemektedir. Oysa gele gele Güney'in Banu'su gelmiştir! Buyrun bakalım!! Tamam, çok güzel bir çiftsiniz de bu kara oğlan tırnak içinde kakao gibi duruyor!

"Oğlumuz da aynı dayısına benzer. Baba tarafı..."

*****

Silme züğürt tesellisi !!

Yok dayısına benzermiş yok halasına!! Etrafta dolanan çapkın sütçülerden bihaber babişler:)

Şaka şaka:) Sütçülerle ilgili çapkınlık hikayeleri hemen tüm dünya ülkelerinde anlatılır. Özellikle de ABD'de. Hatta, blog resminde de göreceğiniz gibi, bebeklere "Ben sütçüye benziyorum." yazılı muzip tişörtler dahi hediye edilir. Ama bu hikayelerin aslı var mıdır bilmiyorum. Zaten günümüzde sütçü mefhumu da kalmadı artık. Geçmişin namı yürüyor sadece.

Fakat bazı ailelere bakıyorum da çocuklar Angelina Jolie'nin evlatlıkları gibi duruyor anne babalarının yanında. Anne ya da baba çocukla yalnızsa görüntü süper de hepsi bir aradaysa, süt içtim dilim yandı, döküldü kilim yandı misali manzara:))

Doğuda yirmi haneli bir köy. Dilber Bacı doğum yapıyor. Bebek bembeyaz, gözler maviş. Köy ahalisi hayatında kahve-siyahtan başka göz görmemiş. Ee, herkes de kendinin sütçüsü. Haşo Ağa başlar türküye, namus belasına gardaş, döktüğümüz kan bizim!!

Metropollerde böylesi türküler çığrılmıyor tabii ki de. Güçlü amazonlarla, kendilerine uygun hale getirdikleri modern düşünceli erkekler konuyu makaraya sarabiliyor!

"Abi, ne iş! Senin bebek yeşil gözlü."

"N'apalım oğlum, bizim hatun yeşil gözlü çocuk istiyordu, yardım aldık. YESIL GOZ yazıp 76xx'a sms atıyorsun, destek yatağına geliyor. Sen hiçbir şeye dokunmuyorsun, sadece izliyorsun. Adamlar işi biliyor valla!!"

"Ahh Behlül, aman Kuzey diye yırtınmaktan helâk oldun; ama aynısını da doğurdun valla! Sahi, sen esmer kocan esmer, bu beyaz tenli, mavi gözlü çocuk nasıl oldu allasen?"

"Sen bizim bakkalın yakışıklı çırağını görmedin galiba. Kanatlı ısmarlıyorum, anlıyor; uçarak geliyor."

*****

İşte, günümüzün modern sohbetleri böyle ve tabii ki arkadaşlar arası şakalaşmadan ibaret. Ne kadınlarımız o ahlâkta ne de erkeklerimiz o kadar geniş mideli. Ben bu şakaları DNA sarmalımızdaki -birkaç kuşak geriden gelen- saklı genlerin yaptırdığına inanıyorum. Ve biz kaç kuşak gerimizi bilebiliriz ki? Ben zaman içinde -1900'den itibaren- soy ağacımızı çıkardım, daha gerisini bilmiyorum. Hem anne hem de baba tarafım esmer. Ama bizim kuşakla birlikte aileye beyaz tenli, renkli gözlü insanlar girdi. Kız kardeşimin eşi beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü; ama yeğenim benim kopyam. Oğlumun annesi de beyaz tenli, sarışın ve yeşil gözlü ama oğlum kara kaşlı-kara gözlü. Bunun nedeni de koyu renk gözlü, esmer insanların genlerinin dominant olması. Galiba esmer esmerle, sarışın sarışınla birleşince ortaya çıkan sürpriz bebekle ilgili sütçü hikayeleri anlatılıyor ya da halaya-dayıya, dedeye-nineye sığınılabiliyor; ama çiftlerden biri farklı ten ve göz rengindeyse, annesine-babasına benziyor cevabı derin bir ohh çektirtiyor! Gelecekte oğlum ve yeğenim kendileri gibi esmer kadınlarla evlenirlerse -yeşil, mavi göz renkleri saklı gen olduğu için- çocukları yeşil, mavi gözlü olabilir. Ve açıklamaları da dedesine, ninesine çekmiş şeklinde hazırdır. Ama saklı gen birkaç kuşak ortaya çıkmazsa, işte o zaman gülüşen pericikler uçuşur etrafta:) Neyse, ailemizin gelecek kuşakları için çok faydalı belgeler hazırladığımdan emin olabilirsiniz!

Mendel'in bezelyelerinden koyun Dolly'e uzanan genetik cilveleşmeyi yakından takip ediyor olsam da bizim ailenin gelecek kuşaklarını uyaracağım!! Elli yıl sonra ailenin gelinlerine, kadın haliyle akşama kadar NBA maçlarını izlemekten bak bebeği de siyahi doğdu ya da Japon arabasına binmekten bebeği de çekik gözlü oldu denirse, valla o masalları dinlemem, hortlar gelirim !!

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..