- Kategori
- Deneme
Var olmanın sesidir sokaklar...

“Anısı biz olalım bu sokakların.” Şiddetin değil, sevginin güzelliğini yaşayalım sokaklarda. Yağmurunda ıslanalım, güneşinde ısınalım. Özgürlük ve yaşam sokaktadır.
Sokaklarına sahip çıkanlar, aslında yaşadığı yere sahip çıkmaktadırlar.
Sokaklar özgürlüğün yaşandığı, hayatın tanıdık, tanımadık herkesle paylaşıldığı yerlerdir. Sokak “kültürdür” O kültür de sen, ben, hepimizi varız.
Sokaklar ölümsüz isimlerle yaşarlar, onları kendilerinde yaşatırlar.
Sokaklarında korku olan kentlerde özgürlük olmaz.
Ne köşe başında gitarını çalan bir amatör müzisyene, ne simidini satmaya çalışan simitçiye rastlarsınız.
Özgürlüğün olduğu sokaklarda eşle, dostla her an karşılaşma şansınız vardır. Yeter ki kaldırımlar geniş olsun. Ayaküstü sohbet bile yaparsınız. Başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan.
Sokaklar aynı zamanda geniş pazar alanlarıdır.
Sokaktan geçenler ve sokağa aşina olanlar için yapılır ve süslenir vitrinler.
Aradığınızı bulmak için bakınırsınız vitrinlere, dükkanlara.
Aslında kendinizi ve kendi kültürünüzü görürsünüz baktığınız vitrinlerde.
Sokaktaki lokantada kendi damak zevkinizi yaşarsınız. Sokak satıcısının sesinde kendi sesinizi duyarsınız. Mutlu olursunuz. Çünkü o sokak senindir ve o sokakta sen varsın.
Acıktığında hiçbir lezzet sokaktan aldığın simidin yerini tutamaz. Sokakların ap ayrı bir lezzeti vardır.
Bu nohutlu bir pilavdır bazen, haşlanmış bir mısırdır ya da közlenmiş kestanedir.
Sokaklar sadece arabanla geçmek için var olmamalı.
İllaki yaşamalısın kentinin sokağını, solumalısın havasını.
Bütün imkânların sunulduğu yeni mimari yapılanmalar aslında insanları sokaktan soğutup evlere hapsetmektedir.
Yaşadığın yerin dışında kişilere özel siteler oluşturulmakta, özel güvenlik sistemleri ile donatılmakta, bekçiler, güvenlik kameraları, kale duvarları, alarm sistemleri ile hem kendilerini sokaklardan uzaklaştırıyorlar hem sokaktaki insanlardan. İnsanlar kendilerini yeni kurdukları dünyaya hapsetmiş oluyorlar.
Oralarda yaşayanlar sokaklardan kopmuşlardır.
Bilemezler sokağın özgürlüğünü. Onlar artık o yalıtılmış dünyada dışarıyla her türlü irtibatlarını kestiklerinden, sokağın özgürlük kokan havası oralara ulaşamaz olmuştur. Özel siteler, özel konutlar aslında insanları özgürleştirmiyor aksine yalnızlaştırıyor. Özgürlük selam alıp selam verdiğin sokaklarda ve yaşadığın mahallelerdedir.
Sokağı sokak yapan, sokağa çıkanlar ve o sokaklarda hayatı paylaşanlardır.
Bunun içerisinde işsizinden, aç gezenine, işvereninden, kapkaç yapanına, elele tutuşan âşıklardan, aşkını arayanlara kadar herkes bulunmaktadır.
Bazen şiddet yaşanır, bazen sevgi sokaklarda.
Önemli olan yaşadığın sokağı sahiplenebilmektir.
Yakıp yıkmadan, sesini duyurabilmektir sokakta olmak.
Hüzün ve sevinç bir aradadır sokaklarda.
“Anısı biz olalım bu sokakların
Ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
Sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
Gürültüsüz sözcükler bulalım
Yeni sevinçlere benzeyen.”
Şair Ahmet Telli’nin dediği gibi “Anısı biz olalım bu sokakların.” Şiddetin değil, sevginin güzelliğini yaşayalım sokaklarda. Yağmurunda ıslanalım, güneşinde ısınalım.
Özgürlük ve yaşam sokaktadır!
Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…