Vatoz'un Dili Olsaydı...

Balık akvaryumunuz var mı? Benim var... Seksen santim büyüklüğünde... Aslında niyetim daha büyüğünü almaktı ama koyacağım yer müsade etmedi fazlasına. Beş yıl evvel bir hevesle yaptım ilk hamleyi... Hiçbir şey bilmeden gözü kapalı atladım... Tam teşekküllü bir akvaryum oluşturdum. İçerisinde yaşayacak sakinleride çiklıt cinsi seçtim. Satıcı "en zoruyla başlıyorsun" demişti. Maddi olarakta pahalı bir model seçmiştim ama olsun, kafama koyduğum oydu zevk olarak.

Çiklıt cinsinin 15 çeşidini aldım, 5 tanesinin çifti de vardı. Bu yirmi adet balığın dışında iki tanede vatoz balığı aldım. Şu vatoz denen ilginç bir balık... Görünüşte hiçbir güzelliği yok fakat müthiş faydalı bir balık. Onsuz akvaryum olmaz, tam bir işçi hatta amele gibi. Bütün gün akvaryum temizliği yapar durur garibim. Akvaryumun içerisinde camları, varsa heykelleri, taşları, süsleri temizler, yosunlaşmaya imkan tanımaz.

Beş yıl içerisinde elliden fazla balık geldi geçti akvaryumdan. Maalesef ortada hiçbir sebep yokken bile bir bakmışsınız ölen olmuş. Bazen kendi aralarındaki çekişmeler sonucunda vuruşmalarla ölende olur, miyadı dolduğu için ölende... Neticede eksildikçe yenilerini getirirsiniz mekana ve bu çark maalesef böyle döner.

Son altı ay sadece üç balığım kalmıştı, yenilerini almıyordum. Belki cins değiştirme durumu sözkonusu olabilirdi. Bunun için de akvaryumun boş olması gerekiyordu. Çünkü her cins balık birbiriyle yaşamıyor. Kalan üç balığın ikisi çiklıt, biride vatozdu. Üç gün evvel vatozu da kaybettim! (Sağolun, dostlar sağolsun :)) Fakat baktım ki üç günde, akvaryumun içerisi terkedilmiş tozlu bir ev gibi olmuş. Vatozun hizmetlerinin değeri ortaya çıkmıştı işte. Acilen çarşıya gidip akvaryumcuya daldım. Dedim ki "vatoz ama ufak olsun, aralarada girip temizleyebilsin". Velhasıl aldık çıtı pıtı vatozumuzu, eve getirdik. Biraz akvaryum suyuna alıştırdıktan sonra koyverdim gitti.

Ben hayvanların, özelliklede kedilerin doğal hallerinde yaptıkları hareketlere çok gülerim. Birde konuştururum onları kafamda... Hani karikatürlerde söz baloncukları vardırya? Hayvanların görüntülerine, hareketlerine dublaj yaparım sanki oynuyorlarmış gibi... (Bende bir anormallik var sanırım... Durum vahimmi ne dersiniz, iyi olabilecekmiyim? :))

Vatozu akvaryuma saldım ve akvaryumda sadece iki balık var... Birisi yirmi santim, diğeri yedi santim civarı büyüklükte... Veee ben yazmaya başladım yine kafadan... Bu söz baloncukları vatoza ait tabii :

- Ohhh... Nihayet kurtulduk naylonda seyahat etmekten...

- Oooo bayağı büyükmüş burası yav...

- Birden dalınca gözlerimmi kamaştı nedir, ortalıkta kimse görünmüyor. Ne kadar ıssız burası böyle, korkmaya başladım... Şimdi altıma kaçırıcam ama olsun be, zaten suda yaşıyoruz kim anlayacak allasenn...

- Hişşttt! Kimse yokmu burda alooooo...

- Yav dayı sende aldın bizi attın bu ıssız aleme, in cin horon tepiyor... Alsaydın benim arkadaşlardan da birkaçını be yaa...

- Gözlerim alışmaya başladı, orada biri var galiba... Evet evet o ne yaa, iiii annee... Orda ööle kös kös duruyo gemi gibi... Beni yermi bide bu şimdi bonbon şekeri diyee...

- Aha biri daha çıktı kayaların arkasından, gördü beni üstüme geliyoo... Dur dur bak gelme üstüme! Ohooo kime söölüyoz burnumuza girdi bile... Bak bide kokluyo, iyiki demişler hayvanlar koklaşa koklaşa diye, efendi gibi hoşgeldin desenya birader... Ne bakıyon hiç vatoz görmedinmi? Neyse bundan zarar gelmez, şu iri kıyımı kıllandırmadan çevremizi tanıyalım bakalım biraz...

- Öff bu ne yaa, her yer leş gibi burda... Amma pisletmişiniz birader, hiçmi vatoz eli değmedi buraya? Naapcam ben şimdi bir haftada anca hakkından gelirim ben buranın. Anlaşıldı bir hafta uyku muyku haram bize.

- Dayııı alooo... Yav ben bir telefon etsem bizim dükkana mümkünmü? Benim arkadaşlardan iki gün yardım alsak he, olmaz mı???