Vefatının 21. yılında Turgut Özal'ı anıyoruz

8.Cumhurbaşkanımız Turgut Özal aramızdan ayrılalı 21 yıl oldu. O günlerde dünyaya gelen çokçuklar bugünlerde vatani görevlerini yapan Mehmetçiklerimiz vardır. Zaman akıp gidiyor. Vefatının 21. Yıl dönümünü Turgut Özal Çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bende onu gören ve onun dönemini yaşayan bir vatandaş olarak bir iki satırla da olsa bu köşemde anmak istiyorum.

Ben 1988’lerde Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde şube müdürü iken Turgut Özal’ın Söke’ye geleceğini söylediler. Yanılmıyorsam Turgut Özal bazı açılışlar nedeniyle İzmir’e, oradan da Kuşadası’ na gelmişlerdi. Daha sonra Söke’ye gelmişlerdi. O günlerde halkımız tarafından sevilen ve sayılan bir başbakandı. Halkın tonton amcası idi. İlçe protokolü ve bir grup öğrencilerle O’nu Söke’nin biraz dışında Yenikentte karşıladık. Onunla kucaklaştığımı hatırlıyorum. Ne sıcak bir insandı…

1927 yılında Malatya’da doğmuştu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Elektrik Bölümü’nden mezun olmuştu.(1950)1952 yılında kendi bölümünde bazı bilgiler ve araştırmalar yapmak üzere ABD gönderildi. Daha sonra Türkiye’ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü Yardımcılığı’nda görevinde bulunuldu.1961-1962 yılında Milli Savunma Bakanlığında Bilimsel Danışma Kurulunda askerlik hizmetini yaptı ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasında öncülük etti.

Bir ara Orta Doğu Üniversitesi’nde dersler verdi.1971- 1973 yıllarında Dünya Bankası’nda Danışman olarak görev yaptı.1979 yılında Başbakanlık Müsteşarı olarak atandı. Türkiye ekonomisi konusunda 24 Ocak konularında önemli planlar yaptı.12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra kurulan hükümette ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısı oldu.1982 yılında bu görevinden istifa etti. 1983 yılında Ana Vatan Partisini kurdu. Aynı yıl içinde yapılan genel Seçimlerde Türkiye’nin birinci partisi olarak TBMM ‘de yer aldı.

Hükümeti kurmakla görevlendirildi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 19. Başbakanı oldu. 1987 de tekrar yapılman genel seçimlerde bir daha birinci parti olarak hükümeti kurmakla görevlendirildi ve ikinci kez T.C. başbakanı oldu.31 Ekim 1979 yılında TBMM tarafından Cumhurbaşkanı olarak görev aldı. 9 Kasım 1989’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı olarak göreve başladı. 17 Nisan 1993 günü geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle aramızdan ayrıldı. 1954 yılında Semra Hanımla evlenen Turgut Özal üç çocuk babasıydı.   

Turgut Özal  7 ’ den 70 'e tüm Türkiye’nin başbakanı ve Cumhurbaşkanı oldu. Türkiye’de var olan dört eğilimi kucaklayan bir devlet adamıydı. Babacan bir halk adamı idi… Hem icraatı ve hem de liderliği konusunda halkıyla bütünleşen yeniliklere kucak açan bir liderdi. Dört dörtlük demokratik ve inançlı bir devlet adamı idi. Kimseyi kırmadan,  ötekileştirmeyen halis bir devlet adamı idi. Turgut Özal’ın çalışma ve eski arkadaşlarında Eski Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe  Alptemoçin  aynı şöyle diyor:

“ Hayatı boyunca “ iyi, güzel, gerçek olsun. Aldatmaca olmasın. Aman ha kimseleri kandırmayalım, Gerçek neyse onu millete söyleyelim. Eğer bir gün bizimle ilgili, insanların kafasında bir soru işareti olursa bu bizim başlattığımız çabanın sonu olur” diyecek kadar açık konuşan realist bir insandı. İnsanları birbirlerine daima saygılı ve mesafeli olmaya davet edip uzlaşma arayan bir toplum haline getirdi. Bu yüzden hiçbir kimseye kırmamaya çalışıyordu.

Yine onun Eski Adalet Bakanı olan Oltan Sungurlu ise şöyle Turgut Özal’ı tanımlıyordu: Turgut Özal, insanı Allah’ın yarattığı en güzel varlık olarak severdi. Onun hedefi insanın mutluluğuydu. Dolayısıyla şunu söylerdi: İnsan hür olmalı, eğer hür olursa gelişir, geliştirir ve birçok şeyi başarır ve eğer insan hür değilse, başarma şansı azdır. Hukukun üstünlüğüne inanıyordu. Her insan için, herkes için hukuk bağlayıcı değil, ön açıcı olması lazım. Bütün bunları yaparken hiçbir şeyi kırıp dökmedi. Hiçbir kimseyi küçümsemedi. İnsanların farklı düşüncelerine inanıyordu ve bu farklılık bir zenginliktir “ diye inanıyordu.

Uzun yıllar Turgut Özal’ın yanında çalışan ve onu yakından tanıyan Turgut Özal’ın 19.Dönem İstanbul Milletvekili, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Başdanışmanı Engin Güner ise T. Özal için şöyle diyor bir yazısında: 1983 yılında ANAP iktidara gelir gelmez büyük cesaretle çıkardığı kanunlarla ekonomideki tüm kısıtlamaları kaldırdmış, ekonominin kendi kanunlarını işletmiş ve serbest Pazar ekonomisini  bütün kurallarıyla yürürlüğe koymuştu. Onun için ekonomi  gerçekten önemliydi. Ancak gerçek bir kalkınmadan söz edebilmesi için ekonomik kalkınma ile demokratikleşme verilmesi kolay olmamıştı. Ama Özal bunlara büyük önem veriyordu. Demokrasi ve özgürlüklerden yoksun bir ekonomik kalkınma asla başarılı ola maz. Özal 12 Eylül’den müdahalesinden sonra ortaya çıkan tabloda hızla demokratik rejime ve kurumlara işlerlik kazandırması gerektiğinin farkındaydı. Siyasi yasakların ve Türk Ceza Kanunun ünlü maddeleri kanununun ünlü 141,142 ve 163 maddelerinin kaldırılması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yargı Yetkisinin tanınması, Birleşmiş Milletler ve Avrupa İşkence ve Kötü Muamele ile Mücadele Sözleşmelerinin onaylanması, Avrupa insan hakları Mahkemesine kişisel başvuru hakkının vatandaşlarımıza tanıması gibi kanunlar Turgut Özal sayesinde olmuştur."   

O dört eğilimi Ana Vatan Partisi’nin bünyesinde başarıyla bir araya getiren başarılı bir siyasetçi ve dürüst bir devlet adamıydı. Kararlı, atılımcı ve uzlaşmacı idi. Her zaman şu üç özgürlüğe değer veriyordu:  Özgürlüğe sıkı sıkı sarılmamızı istemişti, düşünce ve vicdan hürriyetine önem veriyordu. İfade, din, vicdan ve serbest teşebbüsten yana idi. Bu özgürlüklerden asla taviz vermiyordu.Her türlü özgürlük ve düşünceye saygılıydı….İnsanları ötekileştirmez, demokrasi ve özgürlüklerden yana ve tüm yasaklara şiddetle karşı idi…

Rahmetli 8.Cumhurbaşkanımız  Turgut Özal  Orta Asya  'ya yaptığı bir geziden  döndükten sonra bir kalb krizi  sonucunda vefat etti. Vefatı  hem yurt içinde ve hem de yurtdışında  büyük bir üzüntüye sebep oldu. 66 yaşında iken  aramızdan ayrıldı. Cenaze  namazı önce Ankara Koca Camii'nde büyük bir kalabalıkla  cenaze namazı kılındıktan sonra 22 Nisan 1993 Perşembe günü İstanbul Fatih Camii'nde  tekrar bir cenaze namazı daha kılındı. Cenazesi omuzlarda taşınırken milyonlarca   sevenleri  arkasında  dualarla takip etti... Rahmetli Adnan Menderis'in bulunduğu Anıt Mezarının batısında yapılın özel bir kabre toprağa verildi. Daha sonra 17 Nisan 1998'de  burası  Anıt Mezar haline dönüştürüldü.... 

 Vefatının 21.yılında saygıyla ve rahmetle anıyor, mekânı cennet olsun diyorum.   

Abdülkadir Güler

17 Nisan 2014. Söke