Vekil

Hacı yağı sürülmüş çember sakalın vardı

Önceleri senin...

Yakasız "milli görüş" gömleği giyer,

İhramlarda gezinirdi bedenin.

Gün geldi "geliştin"

Öyle ya... sen artık bir "vekil" din...

Önce sakalını

Ardından "Hoca" dan umudunu kesiverdin.

Sonra gömleğini değiştin.

Artık "Armani" marka takım elbiseler giyer

Ve hatta kravat bile takar olmuştun...

Orman manzaralı villanda barbekü partileri veriyor,

Göl manzaralı yazlığında at biner gibi Jet-Ski'lere biniyordun.

Oruçlu ayaklarına yatıp,

"Yetim hakları" sofrasında iftar eda ediyordun.

"Islak imzalı " boş dilekçen Genel Başkanın cebinde,

Ülkenim tüm imkânları sende,

Yedin, içtin, eğlendin...

Ve senden ne istedilerse;

"He.." dedin...

Sana ve dolayısıyla partine

Muhalefet edenlerin,

Kanından şüphe ettin...

Tuhaf bir eziklik içindeydin,

Bu memleket bizleri fişledi,

"Şimdi biz fişliyoruz"

Sıra bizde dedin...

Memlekete hizmet aşkıyla :

Telekom'un Araplara,

Telsim'in İngilizlerlere,

Adabank'ın Kuveytlilere,

Kuşadası Limanının Yahudilere,

İzmir Limanının Hong-Konglulara,

Araç muayene işinin Almanlara,

Avea ve MNG'nin Lübnanlılara,

TGRT'in Amerikalılara,

Süper FM'in Kanadalılara

"Babalar gibi" satılmasına

"Olur" dedin...

O Ulusal Servetler özelleşti,

Sen daha bir güzelleştin.

Yedi yılda yedi yüzü aşkın "Ulusal Servet" i,

Yok pahasına heba ettin.

Ey dini bütün vekil..!.

Gece olup ta kafanı yastığa koyduğunda

Huzur içinde uyuyabiliyorsan...

İyi ettin be !

Çok iyi ettin...