Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

Vekillerimize son çağrı...

Vekillerimize son çağrı...
 

UYARI


2B alanlarının satışını düzenleyen yasa ve uygulamaları hakkında düşünceleriniz nedir?

Anayasa’ nın 169. maddesi ve ona dayanan 6831 sayılı yasanın 2B maddesi uyarınca, öncesi devlet ormanı olan bu yerler orman sınırları dışına çıkartılmış, kesinleşen orman kadastro dosyaları halinde mal müdürlüklerine de teslim edilmiş, yer yer hazine adına tescilleri yapılmış ama çoğu yerde hazine birimlerince hiç ilgilenilmemiştir. 

Bu yerler hiç kimseye yasal olarak tapulanmamış, kullananların çocuklarına miras olarak geçmemiş, ama yıllarca üzerinde tarım yapılmış, köy, kasaba, kentlerin yakınlarında binalarla kaplanmış, kıyılarda otellere, motellere yer olmuş, vatandaşlarca beyaz kağıtla, hiçbir yasal geçerliliği olmayan devir ve satışlara konu edilmiştir. YANİ, AZ YA DA ÇOK, BURALARDAKİ İNSANLAR SÜREKLİ ÇIKAR SAĞLAMIŞLARDIR. 

Bu durum bir gerçektir. Bu alanlar vardır, insanlar tarafından kullanılmaktadır. Doğaya tutkun, ağaca, ormana sevdalı çevreci dostlarımız her ne kadar kabul etmese de, BU ALANLARIN YENİDEN ORMANA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ OLANAĞI DA, OLANAK BULUNSA BİLE BUNU UYGULAYABİLECEK GÜÇ DE YOKTUR. 

Öte yandan ben varım, siz varsınız, bizim gibi 31.12.1981 tarihinden önce orman açmamış, suç işlememiş, ya da o suçu işleyenlerden bilerek veya bilmeyerek yer almamış milyonlarca insan var. 

BU İKİ GERÇEKLİK YAN YANA KONDUĞUNDA BİR GEREKLİLİK ORTAYA ÇIKMAKTADIR:

Bu alanlar kullananlara verilmelidir. Ama suç işlememişlerin, suç işleyenlerden yer almamışların huzuru için, adalet için bu verilme bir bedel karşılığında olmalıdır. O yerleri edinenlere, kullananlara adalet gözetilerek bedel ödetilmelidir. 

AMA ÖYLE OLAMIYOR, BU YASAYLA ÖYLE OLAMAYACAK… 

Sizce yasadan kaynaklanan yanlışlıklar nelerdir?

Benzeri yasalar geçmişte de çıkartıldı, hatta uygulamaya başlandığı bile oldu ama hep anayasa mahkemesinden döndü. Anayasa değişti mi? Hayır. Son referandumda buna ilişkin bir madde konabilirdi, konmadı. Amaç sorunu çözmek değil de, hem satışa hazır hale getirilmiş önemli yerleri öncelikle satmak, hem de muhalefet partilerine tuzak kurmak… Mahkemenin önceki kararlarını da görmezden gelip, anayasaya aykırı yasa çıkartacaksın, en para eder yerleri çabucak pazarlayacaksın, muhalefet anayasa mahkemesine nasıl olsa gidecek, yasa iptal edilecek ama geri çalışmayacak, almış olanlar kurtulacak, satılamamış yerler için halkın karşısına çıkacak, ‘’Satacaktık ama bu halk düşmanları engel oldu!’’ diyecek, oy toplayacaksın… Muhalefet partileri bu tuzağa düşmedi ama bir vatandaş bile dava açar artık, bireysel başvuru hakkı başladı çünkü… 

Yasa 2B sorununu çözmek için değil, vatandaşın elinde avucunda ne varsa kısa sürede toplamak için, ‘’Orman köylülerinin kalkınmasını destekleme…’’ tümcesini görüntü yapıp, kentsel dönüşümü finanse etmek için, yabancılara satılabilecek özgür alanlar yaratmak için hükümleri ya da fırsatları taşıyor. 

Peki uygulamada neler oluyor?

İptal edilinceye dek çok gerekli yerlerin satışını yapabilmek için 2 yıl önce 5831 sayılı yasayı çıkartıp hızla çalışmaları başlattılar. 5831 bir yasa değil, padişah fermanı sanki… Önceki yasaları, yasalardan ve teknikten gelen gereklilikleri yok sayarak, kullanım alanlarını ve kullanıcılarını ihaleyle; Çevreyi, kesinleşmiş orman sınırlarını, yıllar içinde oralara ilişkin verilmiş yargı kararlarını bilemeyecek, merkezdeki dün kurulmuş şirketlere verdiler, onlar da yeni mezun, işsiz, asgari ücrete çalışan teknisyenleri, mühendisleri araziye gönderdi. Yasa orman kadastrocularını görüntü olarak bile zorunlu kılmadı, orman işletmelerinden bir mühendisin alınacağını, gelmezlerse yokluklarında tespitlerin süreceğini getirmişti. Ben biliyorum; Belirlenen sınırların çoğu yarın davaya konu olacak, anayasanın 169 ve 170. maddeleri nedeniyle, satın alınmış, bedeli ödenmiş tapuların iptallerini göreceğiz. Bunları ANAP zamanında satılan yerlerde gördük. 

Sahip belirlemesinde oluşan kuşkulardan, merdiven altı askılarda hiç duyulamamış ilanlardan, kesinleştiği söylenen listelere itiraz hakkının olmayışından, kimin neye göre hangi illerden Antalya’ ya toplanıp, neye göre değer tespiti yaptığı da belirsiz olan ve bu bedellere yarın ilan edildiğinde asla itiraz edilemeyeceğinden tutun da, aylardır bedellerin açıklanmayışına, bilmediği bedel için bin lira, iki bin lira bedel yatırarak başvurma zorunluluğuna kadar, her bir aşaması ayrı bir inanılmazlık taşıyan olay var önümüzde. Size küçük bir soru; Hayatınızda bedelini bilmeden avans vererek; Evi, arsayı, arabayı bir yana bırakın, bir beyaz eşya, bir motosiklet vs. aldınız mı hiç? ‘’Başvurun, bedeli yatırın, aksi halde hiç hakkınız olmayacak. Almazsanız verdiğiniz avans iade edilecek!’’ diyor geçen gün Maliye Bakanı. Yalan söylüyor. Kullanıcı olarak tespit kesinleştiği için ecri misile sayılacak, hatta dahası istenecek… 2005 ten beri kullandığı için bedel… Onun ayrı bir yasası var çünkü. 

Peki ne öneriyorsunuz? Başvurmasınlar mı?

Asla bunu önermem. KESİNLİKLE BAŞVURSUNLAR, O BEDELİ ÖDESİNLER. Yasa çok vahşi. Gerçekten de hiçbir hakları kalmaz. Ama yetkili olan herkese önerilerim var… 

Sıralar mısınız?

SAYIN MİLLETVEKİLLERİMİZ! 

- Yeniden düzenleme amacıyla süresiz ertelemeyi başaramayacağınızı biliyorum, ama idarenin satış işlemlerine ilişkin yasadaki süreleri iki katına çıkarmaya bakanlar kurulunun yetkili olduğuna ilişkin hüküm var, diğer iş ve işlemler için de benzeri hüküm eklenmesi için yasal düzenleme gerekmektedir. En azından bunu ve buna göre erteleme kararı çıkartmayı başarınız.

- Bu süreden yararlanarak 2B alanlarının ormanla ortak sınırı olan hatları, ORMANCILARIN KESİNLİKLE KATILIMI VE SORUMLULUĞUNDA olması koşuluyla, yeniden kontrol ettiriniz. Yanlışlıklar saptanacaktır. Yanlışlıkların düzeltilmesini sağlayacak mevzuatı,

- Merdiven altı olmaması için, geniş katılımlı ve şeffaf duyuru olanağı sağlayacak bir uygulamayla düzeltmelerin ilan edilmesine yönelik mevzuatı,

- İlanları duyamamış vatandaşların ellerindeki belgelerle haklarını arayabilecekleri ve alabilecekleri mevzuatı hazırlatıp, yayınlatınız.

- Hiçbir yasal geçerliliği olmayan, yakın gelecekte istimlak sorunu çıkmaması için, el altından ilgili ekiplere verildiği ve baskıyla uygulatıldığı belli olan HAYALİ İMAR PLANLARI nedeniyle ölçülmeyen, göz ardı edilen kullanımların ve kullanıcıların uygulama içine alınmasını, o insanların mağdur edilmemesini sağlayınız.

- Yasadaki, HİÇBİR DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİNDE OLMAYAN, vatandaşları her türlü itirazdan, yargıya başvuru hakkından mahrum bırakan hükümlerin kalkmasını ivedilikle sağlayınız.

- Bedellerin, kullandıkları arazinin yarısını bile başkasına satsa alacağı parayla ödeyemeyeceği, yıllardır alın teri döktüğü topraklardan çekip gitmek zorunda kalacağı, ya da bankacılara, tefecilere teslim olacağı değerlerde olmaması için gerçekten uğraş veriniz.

- Belirlenecek BEDELLERİN yılda iki kez olmak üzere 3-4 yılda ödenmeyeceğini, ödenemeyeceğini ben de biliyorum, sizler de biliyorsunuz. Bu sürenin de en azından iki katına çıkartılmasını sağlayınız. 

Benim dar alanda söyleyebileceklerim bu kadar… Zaman içinde; 2B alanlarının devirlerinde, satış ve tapu iptallerinde, ödeyemediği için toprakları ellerinden geri alınma işlemlerinde, insanlar, gerek kendi aralarında gerekse devlet güçleriyle çarpışmaya başladıklarında söylenecek çok şeyler olacak… Bu son sözüm de paranoya olarak kalır umarım.                                                      

14.10.2012

Özcan ÇELTİK

Orm. Yük. Müh.

NOT: Bu yazı hazırlandığında 2B için başvuru süresi uzatılmamıştı. Ancak, 3 ay süre uzatımı anılan sorunları asla çözmeyecektir. Yapılması gerekenler için çok planlı ve iyi niyetli çalışmalara gereksinim vardır.

NOT : SON NOKTA DERGİSİ, KASIM 2012 Sayısında YAYINLANMIŞTIR .

 
Toplam blog
: 237
: 361
Kayıt tarihi
: 22.11.06
 
 

1949 Antalya doğumlu, ANSAN üyesi Orman Yüksek Mühendisi, ressam ve öykü yazarıyım. KAKTÜS MEDYA ..