Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '06

 
Kategori
Dünya Şehirleri
 

Venedik

Venedik
 

Dünyanın en romantik şehirlerinden biri olarak gösterilen Venedik, sadece kanalları ve gondollarıyla değil barındırdığı sanat eserleriyle de etkileyici bir yerdir. Çok büyük olmadığı için 1 gün içinde önemli yerlerini gezebilirsiniz. Ama geliş amacınız içinde romantizm de varsa kaldığınız süreyi gönlünüzce uzatabilirsiniz.

Venedik gezisine başlanacak en güzel nokta Piazza San Marco’dur. Bu meydana ulaşmanız için iki seçeneğiniz var: İlki turistleri ve sokakların üzerindeki yön levhalarını takip edip yürüyerek ulaşmak; ikincisi ise büyük kanalda düzenli seferler yapan vaporetti’lere binip gelmek. Her ikisinden de çok keyif alacağınızı bilmelisiniz. San Marco meydanına ulaştığınızda ilk yapmanız gereken 98.5 metre yüksekliğindeki Campanile’ye çıkmaktır. Sabah erken saatlerde buraya gelirseniz daha az asansör sırası bekleyerek buraya çıkabilirsiniz (6 Euro). Bu yüksek kulenin tepesinden bütün kentin panaromik görüntüsünü izleyebilirsiniz. Bu kule 912’de inşa edildiğinde San Marco kilisesinin çan kulesi, aşağıdaki limanı gözetleme yeri ve denizdeki gemiler için fener işlevi görmekteydi. Temellerine gereken ilgi gösterilmeyince rüzgarın, yağmurun, tuzlu suyun ve yıldırımların etkisiyle 1902’de yıkıldı. Kentin simgelerinden biri olan bu yapının tıpatıp benzeri 1912’de hizmete açıldığında artık eskisinden 600 ton daha hafif ve daha iyi temellere sahipti.

Kuleden seyir zevkinizi doyurunca aşağıya inip San Marco kilisesini gezmeye başlayın. Burada göreceğiniz mozaiklerden çok etkileneceksiniz. Girişin hemen üstünde göreceğiniz Aziz Marcos’un 4 atı bronzdan yapılmıştır ve 1204’te İstanbul’dan getirilmiştir. Bu bronz atlar güneş ışığını yansıtmamaları için kasıtlı olarak çizilmiştir. Ancak orijinal atlar, giriş kapısının üzerine benzerleri yapıldıktan sonra, hava kirliliğinden çürümemeleri için kilise içindeki müzeye taşınmıştır. San Marco meydanına tepeden bakabileceğiniz bir dış balkon olan Logia dei Cavalli’ye 3 Euro vererek çıkabilirsiniz. İçeride de orijinal bronz atları ve diğer mozaikleri görebilirsiniz. Kiliseye girerken kıyafetinize dikkat etmelisiniz. İçeriye kesinlikle çanta sokulmadığı için önce çantalarınızı ücretsiz olarak bırakabileceğiniz bölüme gidin. Kilisenin dışında ve biraz ilersinde olan bu bölüme nasıl gideceğinizi görevliler size gösterecektir. Kilisede harcayacağınız zamanı iyi ayarlayın çünkü gezecek çok yeriniz var.

Kilisenin hemen yanındaki Palazzo Ducale yani Düklük Sarayı dünyanın en güzel gotik yapılarından biridir. Rehberli bir tur alırsanız halka açık odaların dışında eski zindanlar da olmak üzere sarayın diğer bölümlerini de görebilirsiniz. Bu tura katılmak için öğleden önce orda olmaya özen gösterin. Venedik’te gezerken şehrin küçük bir haritasını yanınızda bulundurursanız kalabalık olmayan, küçük ve dar sokaklara dahi kaybolma endişesi olmadan girip şehri daha iyi keşfedebilirsiniz.

Kentin keyifli bölgeleri arasında Campo Santo Stefano gelir. Buradaki kiliseyi gezip büyük kanala doğru yürürseniz Akademi köprüsüne ulaşırsınız. Bu köprüden hoş fotoğraflar çekebilirsiniz ya da büyük olasılıkla bir çift sizden fotoğraflarını çekmenizi isteyecektir. Sanata zaman ayırmak isterseniz köprünün karşı tarafında Gallerie dell’ Accademia ve Collezione Peggy Guggenheim gezilebilir. Bu yolu takip ederseniz Santa Maria della Salute kilisesine ulaşırsınız. Bu kilise 1631 yılında yapılmıştır. Yapılış sebebi ise 1 sene önce Venedik şehrinin o zamanki nüfusunun yaklaşık üçte biri olan 45000 kişiyi öldüren vebadan kurtulmak için yapılan adaktır. Kilisenin ana kapısı sadece 21 Kasım’da kutlanan bu salgından kurtuluş festivalinde açılır. Küçük yan kapıdan kiliseye her zaman girebilirsiniz.

Bir başka güzel bölge de Campo Santa Margherita ve civarıdır. Bu hoş meydandan Santa Maria Gloriosa dei Frari kilisesine ulaşabilirsiniz. Bu gotik kilisedeki en etkileyici eser Tiziano’nun dev “Farz” tablosudur. Bu tablo kilisenin ahşap koro girişi bölümüyle süslenmiştir.

Venedik’teki en meşhur köprü Rialto’dur. Muhteşem manzarası ve civarındaki dükkanlarla cıvıl cıvıl olan bu köprü, büyük kanal üzerinden gelip geçen gondolları ve vaporettileri seyretmek için güzel bir mekandır. Hemen yakınında bulunan Pescheria yani balık pazarı da ilginizi çekebilir. Bu yol üzerindeki dükkanlarda Venedik sembollerinden olan maskeleri görebilirsiniz. Ayrıca civar adalardan gelen cam işi ve danteller de burada bulunabilir.

Gelelim gondollara: Fiyatları çok pahalı olan gondollara yarım saatlik bir tur için 150 Euro gibi bir rakam ödemeyi göze almalısınız. Fiyatlar en çok 5 kişi olmak üzere gondol başınadır. Kişi başına fiyat ödemezsiniz. Binmeden evvel fiyatı, süreyi ve rotayı konuşup anlaşmanızı tavsiye ederim.

Anlatılan yerler dışında Santa Maria dei Miracoli kilisesini, Santi Giovanni e Paolo kilisesini, Scuola Grande di San Rocco’yu ve Ca’ d’Oro’yu gezebilirsiniz.

Yemek tavsiyem deniz mahsüllerinin bol bulunduğu Venedik’te bir balık restoranına gitmenizdir. Size sunulacak çeşitli mezelerle kolaylıkla doyacaksınız ama biraz daha oburluk edip ana balık yemeklerinden bir tanesi de seçtiğinize pişman olmayacaksınız.

Lagündeki adaları gezmek için ayrı bir gün ayırmanız gerekir ama bence buna değmez. Bu adalarda çok özel birşey bulmayı beklemeyin. Murano cam işleriyle ünlüdür ama Paşabahçe’nin kalitesini yakalayamaz. Burano dantel işleriyle meşhurdur. Torcello adası, Venedik şehrinin doğum yeridir. Burada Santa Maria Assunta kilisesi bulunmaktadır.

Bu güzel şehri daha iyi tanımak ve yaşamak için turist kalabalığından kopup ara sokaklara dalın ve karşınıza çıkan küçük meydanlarda dinlenip bol bol yürüyün. Hepinize güzel ve keyifli keşifler...

 
Toplam blog
: 19
: 3149
Kayıt tarihi
: 08.12.06
 
 

1977 İstanbul doğumluyum. Teşvikiye Işık Lisesi'nden 1994'te mezun oldum. 1998'de Uçak Mühendisi ola..